Dolar

34,5334

Euro

36,1601

Altın

2.968,35

Bist

9.549,89

Tarihte bugün

4 Mayıs 1937 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu kararı: ‘Sadece taarruz hareketiyle ilerlemekle iktifa ettikçe isyan ocakları daimi olarak yerinde bırakılmış olur. Bunun içindir ki, silah kullanmış olanları ve kullananları yerinde ve sonuna kadar zarar veremeyecek hale getirmek, köyleri kamilen tahrip etmek ve aileleri uzaklaştırmak lüzumlu görülmüştür.’

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-04 09:16:21

Tarihte bugün
Osmanlı Devletinin son dönemlerinde başlayan merkeziyetçilik anlayışı cumhuriyet döneminde devam ederken kurulmaya çalışılan merkezi otoriteye karşı en büyük karşı duruş Dersim bölgesinden gelmekteydi. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti bölgedeki ağalık, şeyhlik,seyitlik gibi kurumlarla bölgenin devletten ayrı bir şekilde görece özerk yapısından rahatsızdı. Bu sebeple daha 1920’li yılların başlarından itibaren bölgede merkezi otoritenin nasıl tesis edileceği ve neler yapılması gerektiği ile ilgili raporlar hazırlanmıştı.

Bu raporlardan biri de 1926 yılında Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey'in İçişleri Bakanlığına sunduğu rapordu. Raporda "Dersim, Cumhuriyet hükümeti için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliye yapmak ve elim ihtimalleri önlemek, memleket selameti bakımından mutlaka lazımdır..." deniyordu. Yine raporda geçen "kesin bir ameliye yapmak lazım" sözünün ne anlama geldiği de raporda şöyle yer alıyordu: "Okul açmak, yol yapmak, refah sebeplerini sağlayacak fabrikalar kurmak, kendilerini meşgul etmeye yarayan çeşitli sanayi işleri sağlamak, özet olarak yurt sahibi yapmak veya uygarlaştırmak suretiyle ıslaha çalışmak hayalden başka bir şey değildir..."



Dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak da farklı düşünmemekteydi: 'Dersimlileri askere almayın, silah kullanmayı ve savaş taktiklerini öğrenirlerse bize saldırırlar". Çakmak, Dersimlilerin okşanmakla kazanılamayacağını, silahlı kuvvetlerin müdahalesinin Dersimli'ye daha çok etki edeceğini savunuyordu.

Bölgede merkezi otoriteyi sağlamlaştırmak isteyen dönemin hükümeti 1935 yılında Tunceli,Elazığ ve Bingöl’ü içine alan bir umumi müfettişlik kurdu. Umumi Müfettişliğin başına idari,adli,askeri geniş yetkilerle Korgeneral Abdullah Alpdoğan’ı atadı. Bölgede düzeni sağlama, gerekli gördüğü durumlarda güvenliği sağlamak amacıyla aileleri bir yerden bir yere göç ettirmeye yetkili kılınan Abdullah Alpdoğan’nın görevi bölgeyi Ankara’ya bağlamaktı.

Bölgeye yönelik raporların ve bu şekildeki bir idari yapılanmanın ardından özellikle 1936 yılından itibaren bölgede devlet otoritesi güçlü bir şekilde kurulmaya çalışıldı. Aşiretlerin ellerinde bulunan silahlar toplanmaya çalışıldı. Ancak bölgedeki aşiretlerin buna tepkisi de gecikmedi ve bu çalışmalara yönelik direniş ve isyan başladı. Seyit Rıza ve aşiretinin liderliğinde başlayan isyanda jandarma karakollarına baskınlar düzenlendi. Bir çok asker bu baskınlarda yaşamını yitirdi. Bu gelişme uzun süredir bölge ile ilgili olarak düşünülen yer yer ifade edilen askeri harekatın başlamasına sebep oldu.

4 Mayıs 1937 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu Dersim ile ilgili harekat kararı alırken dikkat çekici şöyle bir mülahazada bulunuyordu: ‘Sadece taarruz hareketiyle ilerlemekle iktifa ettikçe isyan ocakları daimi olarak yerinde bırakılmış olur. Bunun içindir ki, silah kullanmış olanları ve kullananları yerinde ve sonuna kadar zarar veremeyecek hale getirmek, köyleri kamilen tahrip etmek ve aileleri uzaklaştırmak lüzumlu görülmüştür.’ Bu karardan da anlaşılacağı gibi bölgede yalnızca asilerin üzerine bir askeri harekat yapılmayacak aynı zamanda köylerin de tahrip edileceği geniş çaplı bir harekat düzenlenecekti.

Umumi Müfettiş Abdullah Alpdoğan’ın asiler üzerine yaptığı ilk harekat bölgenin arazi yapısı sebebiyle başarısız olunca hava kuvvetlerinin desteğinin gerekli olduğuna karar verildi. Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’in görev aldığı hava saldırısı ve beraberinde yapılan harekat da sonuçsuz kalınca Seyit Rıza’ya görüşme çağrısı yapıldı. Erzincan vilayet konağına barış görüşmesi için gelen Seyit Rıza ve adamları burada tutuklandı. Yapılan yargılamaların sonunda Seyit Rıza ve oğlu dahil altı kişi idam edildi. Ancak bu idamlar isyanı sonuçlandırmadı. Gerçekleşen idamlar bölgedeki isyanın daha da genişlemesine sebep oldu. 1937’de başlayan harekat 1938 yılının sonlarına kadar sürdü.

Bölgeye yapılan operasyonlarda asilerin dışında binlerce sivil insan hayatını kaybetti. on binlercesi bölgeden sürüldü. İsyancıların üzerine bomba yağdıran Sabiha Gökçen 1956 yılında Halit Kıvanç'a verdiği bir röportajda, "Canlı ne görürseniz ateş edin! emrini almıştık. Asilerin gıdası olan keçileri dahi ateşe tutuyorduk" derken, 30 Mart 1937'de, Umumi Müfettiş Abdullah Alpdoğan'ın Başbakanlığa yazdığı yazının 2. maddesinde "Tayyare Alay Kumandanından yangın ve Milli Müdafaa'dan yakıcı ve boğucu gaz bombaları istedim" diyecektir. Harekatı yöneten ve harekatın içinde olan bu iki görevlinin ifadeleri 1937-38 yıllarında bölgede neler yaşandığını gözler önüne sermektedir.


ABD'li ünlü gangster Al Capone, 1932'de 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Asıl adı Alphonse Capone olan İtalyan mafya lideri ve gangster Al Capone (okunuşu: Alkapon), 17 ocak 1899'da Brooklyn'de doğdu, 1947 yılında hayatını kaybetti.

ABD ekonomisinin zor günler yaşadığı 1930'larda güç kazanmaya başlayan Al Capone, dönemin yasakları ve yasakların doğurduğu fırsatları son derece profesyonel yöntemlerle karşıladı ve böylece hem maddi hem politik güçlerini artırdı.

Büyük Kriz yıllarında neredeyse hükümet kadar söz sahibi olan ünlü gangster, suç işlemeye çocukken başladığını şu sözlerle açıklamıştı:

"Çocukken her akşam yatmadan önce Tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım...

"Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim."

Gerçekleştirdiği en kanlı olay, rakibi Bugs Moran çetesinden yedi kişiyi polis kıyafeti giymiş adamlarına öldürttüğü katliamdı. Olayın 14 şubata denk de gelmesi enteresan bir tesadüftü.

17 mayıs 1929'da ruhsatsız silah taşımaktan bir yıl hapis cezası yedi. İşlediği diğer suçlardan dolayı bir türlü ele geçmeyen Al Capone, vergi kaçakçılığından 4 mayıs 1932 tarihinde 11 yıl hapis cezası aldı.

Vergi kaçakçılığından yakalanarak ünlü Alkadraz Hapishanesi'ne atılan Al Capone orada hastalandı ve çıktıktan kısa bir süre sonra da öldü.

Günün diğer önemli olayları

1421: Yıldırım Beyazıt'ın, Timur'a yenilmesinden sonra parçalanma tehlikesi baş gösteren Osmanlı'yı toparlayan I. Mehmet vefat etti.

1904. Panama Kanalı'ın inşasına başlandı.
1970. Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ohio'da Kent Eyalet Üniversitesi'nde öğrenciler Vietnam savaşını protesto ettiler. Gösteriye müdahale eden Ulusal Muhafızlar 4 öğrenciyi öldürdü.

1972. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmelerini önlemek isteyen dört kişi Jandarma Genel Komutanı Kemalettin Eken'i kaçırmak istedi. Polis müdahale etti. Orgeneral Eken ayağından yaralandı. Eylemcilerden üçü kaçmayı başarırken Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Niyazi Yıldızhan öldürüldü.


1973. Çevre yolu yapımı için Edirnekapı'daki tarihi surların yıkımına başlandı.

1979. Muhafazakar Parti Lideri Margaret Thatcher seçimleri kazanarak İngiltere'nin ve Avrupa'nın ilk kadın başbakanı oldu. Aynı gün Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden Tezer Taşkıran İstanbul'da öldü.
1920: Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) kuruldu.

1924. Yaz Olimpiyatları Paris'te başladı.

1929. İngiltere Sendikalar Birliği'nin çağrısıyla Britanya tarihinin ilk genel grevi başladı. Genel grev 9 gün sürdü.

1930: Mahatma Gandi, İngilizler tarafından tutuklandı.

1931. Mustafa Kemal Atatürk üçüncü defa Cumhurbaşkanı seçildi.

1933. İstanbul eski Milletvekili Süreyya Paşa, "Gece Gelen Telgraf" kitabından dolayı Nazım Hikmet'i mahkemeye verdi.

1943. Başbakanlık; II. Dünya Savaşı sırasında, şeker satışlarını durdurdu. Bir yıl sonra da, İstanbul'da nüfus başına iki kilo un verilmesine karar verildi.

1949. İstiklal Mahkemeleri Kanunu kaldırıldı.

1959. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü İstanbul Topkapı'da bir grup Demokrat Parti'linin saldırısına uğradı; olaya yayım yasağı kondu. Aynı gün Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri protesto amacıyla Meclis oturumuna katılmadılar.

1960. Yeni Sabah gazetesi 10 gün süreyle kapatıldı. Demokrat İzmir gazetesinden 16 kişi mahkum oldu.

1970. Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ohio'da Kent Eyalet Üniversitesi'nde öğrenciler Vietnam savaşını protesto ettiler. Gösteriye müdahale eden Ulusal Muhafızlar 4 öğrenciyi öldürdü.

1972. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmelerini önlemek isteyen dört kişi Jandarma Genel Komutanı Kemalettin Eken'i kaçırmak istedi. Polis müdahale etti. Orgeneral Eken ayağından yaralandı. Eylemcilerden üçü kaçmayı başarırken Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Niyazi Yıldızhan öldürüldü.


1973. Çevre yolu yapımı için Edirnekapı'daki tarihi surların yıkımına başlandı.

1979. Muhafazakar Parti Lideri Margaret Thatcher seçimleri kazanarak İngiltere'nin ve Avrupa'nın ilk kadın başbakanı oldu. Aynı gün Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden Tezer Taşkıran İstanbul'da öldü.

1988. Polonya'da Nisan'da başlayan grevler yayıldı, tersane işçileri de greve gittiler; Devlet Başkanı Wojciech ( Voycies) Jaruzelski (Jaruselski) ile Dayanışma Sendikası arasında tartışmalar çıktı.

1989. "Ateşten Köprü" kitabında komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla yargılanan yazar Kerim Korcan beraat etti.

1990. Türkiye Birleşik Komünist Partisi yöneticileri Haydar Kutlu ve Nihat Sargın tahliye edildiler. Kutlu ve Sargın 900 gün tutuklu kaldılar.

1992. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, "Televizyon ve radyodan Kürtçe yayın yapılmasına komutanlar sıcak bakıyor" dedi. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş 4 Mayıs günü Özal'ı cevapladı: "Hiç kimse Milli Güvenlik Kurulu'nda konuşulanları açıklayamaz, tutanaklarla ilgili bilgi veremez."

1994: Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail, Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Filistinlilere özerklik verilmesini öngören antlaşmaya imza attı.

1997. Türkiye Eurovision şarkı yarışmasında Şebnem Paker'in seslendirdiği "Dinle" adlı şarkıyla üçüncü oldu.

1997. Irak'tan Avrupa ülkelerine iltica etmek isteyen 25 kişiyi taşıyan iki tekne Ege Denizi'nde battı. 17 kişi boğuldu, 7 kişi kayboldu.




Haber Ara