Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

'Gerekirse Uludere için özür dilerim'

Başbakan Erdoğan canlı yayında soruları yanıtlıyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-21 22:22:52

'Gerekirse Uludere için özür dilerim'
NTV-Star ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, günlerdir tartışma yaratan 'kuvvetler ayrılığı'na ilişkin sözlerinden geri adım atmadı.

'75 milyon beni dinlesin' diye vatandaşlara seslenen Erdoğan, net konuştu:

"Türkiye'de kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan partinin lideriyim. Bu konuyu bir defa altını çizerek güçlü bir şekilde ifade edeyim. Kimse bunu eğip büküp sağa sola çekmesin."

EĞİP BÜKMESİNLER!

Erdoğan, ''Kuvvetler ayrılığına gerçekten karşı mısınız?'' sorusu üzerine, bunu, Konya'da iş adamlarıyla yaptığı sohbet toplantısında ifade ettiğini belirterek, ''Bir defa Türkiye'de kuvvetler ayrılığı prensibini en güçlü savunan partinin lideriyim. Bu konuyu bir defa altını çizerek güçlü bir şekilde ifade edeyim. Kimse bunu eğip büküp sağa sola çekmesin'' ifadesini kullandı.

O toplantıda içerikle olan yaşadıkları sıkıntıları dile getirdiklerini belirten Erdoğan, ''Bu süreç içinde sorumluluk altında olan biziz, mesuliyeti olan biziz ama sırtında küfe olmayanlar veya boş küfeyle dolaşanlar rahat konuşuyorlar'' dedi.

GERÇEKLER BİLİNSİN

Bir Başbakan olarak milleti ve ülkesi adına konuştuğunu ve bu sorumlulukla da milletinin bazı gerçekleri bilmesini istediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Kuvvetler ayrılığı dediğimiz yasama, yürütme, yargının, Anayasa ve yasalarda belirlenmiş bir hareket alanı vardır. Bu belirlenmiş hareket alanı içerisinde bunlar hareket etmek durumundadır. Dolayısıyla yasama, yürütmenin alanına giremez, yürütme yasamanın alanına giremez, yürütme yargının yerinde olamaz, yargı, yürütmenin veya yasamanın yerinde olamaz. Hepsinin alanı bellidir. Fakat bizim ülkemizde öyle zamanlar yaşadık ki, baktık ki yargı bazen yasamanın da yürütmenin de alanına müdahale etti. Bunların en açık uygulaması yerindelik konusunda kendisini çok açık ve net ortaya koymuştur. Mesela bir 367 olayı yaşadık ki, Cumhurbaşkanı ile ilgili konuda, baktık yargı, Meclis'e, yasama organına müdahil oldu. 411 olayı yaşadık ki, tarihi bir olaydır, bir Anayasa'yı, özellikle Anayasa maddesini değiştirmeye yönelik bir olaydır.

PRESTİJ KAYBEDİYORUZ

Kalktı, Anayasa Mahkemesi, yargı buna müdahil oldu. Burada yargı ne yapabilir? Bu hukuka uygun mudur, değil midir, ancak buna bakabilir. Bunun dışında herhangi bir yerindelik değerlendirmesini yapamaz. Yani kendisini yasama organı yerine koyamaz. Ama burada kalkmışlardır, yasama organı yerine koymuşlardır. Bir başka konuyu yürütmede yaşadık. Yürütme organı olarak, hükümet olarak, diyelim ki bir adım atıyoruz. Diyelim ki, Galataport'un satışı. Galataport'un satışını yapıyoruz ama yargı bunu engelliyor. Burada yargının yapacağı nedir? 'Siz bu satışı bu şartlarda yapamazsınız?' Nedir eksik, bunu söylersin. Ben o eksiği gidermek suretiyle gene bu özelleştirmeyi yaparım. Ama sen bana 'yapamazsın' diyemezsin. Çünkü yapmamı engelleyen bir yasa maddesi yoktur. Aynı şekilde Haydarpaşaport, İETT Garajı, İzmir Limanı satışıyla ilgili konu ki, Danıştay bu konuda iki ayda karar vermesi gerekirken, 2 ayda değil 2 yılı aşkın süre içinde karar vermiş ve orayı alan firma satıştan çekilmiştir. Adam bakıyor ki, yatırımımı buna göre yapıyorum. Türkiye Cumhuriyeti olarak dünyada hem prestij kaybediyoruz hem de ülke olarak böyle bir imkanı kaybediyoruz.

KAYBEDEN MİLLETTİR!

Böyle bir rakamın Hazine'ye kaybettirdiğini düşündüğümüz zaman burada kaybeden millettir. Neden? Yargının bu şekildeki, yasanın dışına çıkarak attığı adımlar sebebiyle. Yani yerindelik kararına müdahale sebebiyle. Bizim burada karşı olduğumuz konu budur. Asla ve kata yasama, yürütme ve yargının buradaki yetki ihlaline karşı oluşumuzdur, bunun dışında herhangi bir şey değildir. Kuvvetler ayrılığını en güçlü şekilde savunan ülkeyiz, çünkü bunun bedelini ağır ödedik, geçmişte ödedik. Düşünün Türkiye'de 330'a yakın bir oya sahip iktidar partisinin kapatılmasıyla karşı karşıya kalmış bir partiyiz. Onun için diyoruz ki, biz burada, erkler yetki ihlaline gitmesin, yasama da gitmesin, yürütme de gitmesin, yargı da gitmesin.''

BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI

Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı kalkmıyor. ABD'ye baktığınızda inceleme sistemi çok güçlü. Atatürk döneminde yetki Meclis'a bağlanmıştı. Gazi o zaman kuvvetler ayrılığından bahsetmiyor. Kuvvetler birliğinden bahsediyordu. Belki bunu savaş şartları nedeniyle yaptı ama uzun süre kullanıldı.Benim arzum parlamentonun gücünü daha da artırmak. Referanduma daha da açık yapıyı güçlendirmemiz lazım.

ERDOĞAN'DAN ULUDERE ÇIKIŞI


Erdoğan, Uludere olayıyla ilgili 'soykırım' benzetmesi yapanları sert dille eleştirdi.

"Uludere'deki 34 kişiyle ilgili yargı kararını bekleyelim. Sürekli sivil denmesini bir beyin yıkamadır."

'Bakıyorsunuz, Meclis'te Uludere soykırımdır diyenler Başbağlar'ı, Aktütün'ü, Bingöl'ü konuşmuyorlar. TSK bir imtihanda geçti medyanın da vebali var işin içerisinde. Görüntüleri izledim. Uyarı atışları yapılmış ama bazıları kaçarken bazıları da gelmeye devam etti. Uludere'yi bu kadar basite indirgemeyelim. Sonuçta terörist de sivildir. Biraz sabredelim ölen 34 kişiyle ilgili yargı kararını bekleyelim. Sürekli sivil denmesini bir beyin yıkama hamlesi olarak görüyorum.' diye konuştu.

ÖZÜR DİLENECEK Mİ?

Erdoğan hükümet olarak ilerde özür dileyip dilemeyeceklerini yönünde bir soruya ise "Daha netice ortaya çıkmadan terör örgütü ve uzantıları kalkıyorlar bize 'illa özür dileyeceksin' diyorlar. Bir Dersim olayını yaşamış olan CHP 'nin oralı olan başkanı yaşananları neden konuşamıyor? " diye yanıt verdi.


TUTUKLU VEKİLLER İÇİN SÖZ VERMEDİK

Canlı yayında Ergenekon davası ve tutuklu vekiller in durumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, 'Tutuklu vekiller konusunda söz vermedik' diyerek CHP ve MHP 'nin eleştirilerine yanıt verdi.

İşte Erdoğan'ın o açıklamaları...

Biz tutuklu vekillerin tahliyesi yönünde bir söz vermedik. CHP Genel Başkanı verilmemiş bir sözü verilmiş gibi yaparak bizi zan altında bırakıyor. Bu insanlar seçildiklerinde tutuklu muydu, değil miydi? Siz dışarda hiç mi aday bulamadınız da bunları aday gösterdiniz? Bu CHP ve MHP'nin mantığını ters çalıştığını gösterir.

ERGENEKON DAVASI

Ben sayın Kemal Kılıçdaroğlu kadar cesur değilim. Anayasanın ilgili maddesini göz göre göre çiğneyemem. Yargıya müdahale edemem. Silivri cezaevi en uygun şartlarda yapılmıştır. Silivri bir açık hava hapishanesi değildir. Konuyla ilgili yargı ne karar verirse ona saygı duyarız. Yüce divan kararının Ergenekon 'a emsal teşkil etmesi mümkün değil.

CUMHURİYETLE HESAPLAŞMA İÇİNDE DEĞİLİZ'

Biz son 10 yılın 79 yılla kıyaslamasını yapıyoruz. Biz, bu nedenle Cumhuriyet'le hesaplaşmakla suçlanıyoruz. Biz 79 seneyi bütün olarak alıp son 10 senede nereye geldiğimizi gösteriyoruz. Devletin borçlanması, nerelerden nerelere geldi. Merkez Bankası döviz rezervi 121 milyar doları aştı. IMF'ye borcumuzu da Mayıs ayında sıfırlıyoruz.

IMF'ye 5 milyar dolar borç verecek duruma geldik. Bankalarımız iflas ediyordu, biz kamu bankalarının borçlarını ödedik. KEY denilen ödemeleri yaptık. Bunları anlatmayalım, anlatınca Cumhuriyet'le hesaplaşıyorlar deniliyor. Bizim cumhurun sahibiyle bir alıp veremediğimiz yok.

'HALA MUHAFAZAKARIM'

Muhafazakarlaşma konusunda ise ben hala muhafazakarım, bunda değişen bir şey yok

Başbakan Erdoğan, vergilendirme sisteminde yapılması planlanan 'zenginden daha çok vergi alma' projesine ilişkin soruları da yanıtladı.

"Zengin olandan daha fazla vergi alacağız" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu gelişmiş ülkelerde de böyle. Çok kazananlar da bundan rahatısız olacaklar ama rahatsız olmasınlar. Sonuçta kazanan bu ülke olacak.

'DERECELENDİRME KURULUŞLARIYLA BARIŞMAM'

Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla barışmam mümkün değil. Bunlar tamamen siyasi. Yunanistan batmış durumda 6 puan birden yükseltiyorlar. Türkiye'nin puanını gıdım gıdım yükseltiyorlar. Bunlar samimi değiller. Adalarını satan ülkenin kredi puanını hala 6 basamak yükseltiyorlar.

'OTOYOL ÖZELLEŞTİRMESİNDE FİYAT İYİ'

Erdoğan, köprü ve otoyolların özelleştirilmesi ihalelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Verilen fiyatlardan memnun olduğunu açıklayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Otoyol ve köprü özelleştirmesinde, fiyat tabii daha iyi olabilirdi ama günümüz şartlarına göre iyi olduğu söyleniyor. Geçiş ücretlerine istenildiği gibi zam yapılamayacak. 'Bunlar özel sektör istenildiği gibi zam yaparlar' gibi bir anlayış söz konusu değil. Zamlar konsunda enflasyon kriter olacak. Ama bakım onarım işlerinde taviz yok."


Dış politikaya ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan'ın hedefinde İran Genelkurmay Başkanı'nın Patriotlar'a ilişkin söylediği 'dünya savaşı çıkar' sözleri vardı.

İranlı bakan için 'saçmalıyor' diyen Erdoğan, Patriotlar'ın yerleştirileceği illeri de açıkladı.

'ESAD İÇİN SÜRE VERMEDİM'


Suriye'nin geleceğiyle ilgili olarak Beşşar Esad 'ın siyasi ömrüyle ilgili süre vermedim ama gidicidir. Halk sizi istemiyorsa er veya geç gidecektir. Esad işi mezhep savaşına getirmiştir. Suriye'de azınlığın çoğunluğa tahakkümü vardır. Esad'ın karada bir hakimiyeti kalmamıştır.

'GERİ ADIM YOK'

Suriye politikasında geri adım atmayacağız. Esad'ın en büyük destekçisi İran'dır. BM Güvenlik Konseyi'nden beklenen kararın çıkmaması Esad'ı güçlendirmiştir. Batı destek veriyor Esad'a karşı ama beklediğimiz destek değil.

'IRAK SURİYE OLABİLİR'

Irak'ta da bir mezhep savaşı var ve Suriye'ye dönüşebilir. Bağdat hükümeti orada azınlık hükümeti halindedir. Irak'ın bölünmesi konuşuluyor ama benim temennim bunun gerçekleşmemesidir. Orada halka dayalı bir sistemin oturtulması gerekmektedir.

'İRAN GENELKURMAYI SAÇMALIYOR'


Patriot lar yerleştirilirse 3. dünya savaşı çıkar diyen İran Genelkurmay Başkanı saçmalıyor. Gereksiz bir şey. Genelkurmay Başkanı önce kim adına konuşuyor, ne adına konuşuyor?

Biz cumhurbaşkanı ile konuştuğumuz zaman 'o kendi düşüncelerini söylüyor, bizim öyle bir düşüncemiz yok' diyor. Bakıyorsunuz sonra bir başkası çıkıp başka konuşuyor. Yani İran'da kim kim adına konuşuyor ne adına konuşuyor, orada söylem kimdedir, böyle devam edip gidiyor.

Biz kendi kararımızı kendimiz veririz. Gerçi kendi ülkemin muhalefeti bile bizi anlayamıyor ve topraklarımızı NATO 'ya devrettiğimizi söylüyor. NATO'nun amir hükmünde üye ülkelerin topraklarının savunucusu NATO 'dur hükmü var.

İran'da herkes konuşuyor. Patriotlar, Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş'a yerleştirilecek."

Haber Ara