Dolar

32,3326

Euro

35,1252

Altın

2.303,54

Bist

9.079,97

MHP liderinden seçim tepkisi

MHP lideri, cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılan yorumları ağır dille eleştirdi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-18 12:11:24

MHP liderinden seçim tepkisi


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bazı iç ve dış odakların bilhassa Cumhurbaşkanlığı seçimine maksatlı olarak aday yönlendirmesine soyunduğu, durumdan vazife çıkararak içimizden adrese teslim aday belirme kurnazlığına teşebbüs ettiği görülmektedir" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Mahalli İdareler Genel Seçim süreci hakkında İl ve İlçe Yöneticilerine yayımladıkları genelgede, Türk milletinin 30 Mart 2014 tarihinde, yerel yönetimlerde görevlendireceği isim ve partileri seçmek maksadıyla sandık başına gittiğini belirterek, "Egemenliğin yegâne sahibi aziz milletimiz iradesini kullanarak önümüzdeki beş yıllık dönem için mahalli idareler yöneticilerini belirlemiştir.

Bazı anlaşmazlık ve asayişsizlik vakaları görülse de seçimler genel anlamda huzur ve sükûnet içinde geçmiştir. Ne var ki bu seçimlerin birçok yerde dürüst ve ahlaki yapılmadığına, sandığa hile ve şaibe karıştığına dönük iddiaların varlığı da çok açık bir gerçektir. Seçim sonuçlarına il ve ilçe seçim kurulları bazında yapılan itirazların yanı sıra, ihtilafların Yüksek Seçim Kurulu'na kadar yansıması kuşku ve güvensizliğin boyutunu göstermesi bakımından kayda değerdir" ifadesini kullandı.

"MİLLETE HAKARETTİR"

Aziz milletin çok sancılı, çok karmaşık, çok bulanık ve çok belirsiz bir süreçte sandık başına gittiğini anlatan Bahçeli, "30 Mart'tan alınan neticeye bakarak rüşvetin ve yolsuzluğun önemsenmediği asla düşünülmemeli, bu kapsamda estirilen karamsarlık rüzgarına tutsak olunmamalıdır. Elbette 17 Aralık sürecinin ve sonrasında ifşa olan akıl almaz iğrenç ilişki ağlarının siyasal tutumlara tam manasıyla yön verdiğini, tesir ettiğini söylemek imkansızdır. Fakat unutulmasın ki, hukuk ağır aksak da olsa işlemektedir. Yolsuzluk şebekeleriyle, çıkar gruplarıyla, kamuoyu tarafından niyet ve hedefleri öğrenilmiş ahlaksızlarla ilgili takibat sürmektedir."

Türkiye'nin 30 Mart'ın ardından yeni bir seçim sürecine kilitlendiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türk milleti 1'nci turu 10 Ağustos, 2'nci turu 24 Ağustos 2014 olan Cumhurbaşkanlığı seçimini yapacak ve 12'nci Cumhurbaşkanını direkt tayin edecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek mevkisine kimlerin aday olacağı ve kimin seçileceği şimdilik belirsizliğini korusa da, tedavüle giren birçok isim hakkında serdedilen kanaatler gözlerden kaçmamaktadır.

Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına talip olduğu açıklamalarından, temaslarından ve niyetlerinden anlaşılmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanıyla Başbakan arasında medya üzerinden yürüyen pazarlıkların karşılıklı görüşmeyle farklı bir mecraya gireceği, kendi aralarında varacakları bir karar için dönüm noktası olacağı ileri sürülmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili polemiklerin sadece iki kişiyi hesaba katması ve sanki başka aday yokmuş veya layık değilmiş gibi bir algı uyandırması bir defa demokrasinin usul ve esaslarına taban tabana zıttır. Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki uzlaşma ve anlaşmaya bağlı olarak Çankaya'ya kimin çıkacağının belli olacağı gibi bir imaj verilmesi milletimizin iradesine çok net hakarettir. Demokrasinin doğasına ve taşıdığı derin anlamına aykırı olan bu durumun önümüzdeki iki etaplı seçimi şimdiden yıprattığı, sorgulattığı ve savsakladığı açıktır."

Bahçeli, Türk devlet geleneğinde eşsiz ve paha biçilemez bir yeri olan Cumhurbaşkanlığı görevine öncelikle devlet adamlığı vasfına haiz ve herkesi kucaklama hasletlerini gösterebilen birisinin seçilmesi gerektiğini söyledi.

Mazisinde en ufak bir soru işareti olan, sicilinde en küçük bir olumsuz iz bulunan herhangi bir şahsın Cumhurbaşkanlığı makamının ağırlığını taşıyamayacağının ortada olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milli ve manevi değerlerle kavgalı, Türk devlet geleneğini özümsememiş, teröristlerle müzakerede ustalaşmış, bölücü ve yıkıcı çevrelere umut aşılamış, milli kimlikle ters düşmüş bir kafa yapısının Cumhurbaşkanı olmasına milletimiz izin vermeyecektir. Türküm diyemeyen, milleti etnik bölmelere ayıran, hakkında izah ve açıklaması çok zor yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları bulunan karanlık bir kişinin Cumhurbaşkanı olması da hayal mahsulüdür. Bu nedenle Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması mümkün ve ihtimal dahilinde değildir."

Bu ülkede özel şartları yerine getirebilen herkesin Cumhurbaşkanlığına namzet olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece Başbakan için bu yol çoktan kapanmış ve tıkanmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilgili değerlendirme, çalışma ve araştırmalarını sürdürmektedir. Türkiye'ye yakışan, millet ve devlet arasındaki bağı sağlamlaştırabilecek, ahlaklı, vicdanlı, adalete saygı duyan ve ayrımcılığa mesafeli duran değerli bir şahsiyetin ortaya çıkması için gerekli sorumluluk bilinci mutlaka sergilenecektir. Cumhurbaşkanlığı makamı kaçış ve kurtuluş yeri değildir. Hiç unutulmasın ki, her zorlamayı yaparak Cumhurbaşkanlığı makamına talip olan şaibeli ve sakıncalı kişiler, bu göreve yükselseler bile vatana ihanetten tekrar indirileceklerdir."

"KRİZ POTANSİYELİ VAR"

Bahçeli, önümüzdeki bu kadar yoğun gündem ve siyasal süreç içerisinde parti teşkilatlarının başkan ve yöneticilerinin aşağıda madde madde belirtilen hususlara aynen uyacaklarını ve buna göre hareket edeceklerini bildirdi. Bahçeli, partisine mensup teşkilatların uymasını istediği maddeleri şöyle sıraladı:

"Cumhurbaşkanlığı seçim süreci öncekilerini aratmayacak kriz potansiyeline sahiptir. Bu nedenle hiçbir teşkilat mensubumuz muhtemel gerginlik ve çatışmaların tarafı olmayacak, sakin ve sağduyulu bir şekilde siyasi çalışmalarını sürdürecektir. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimi, hem de peşinden gelecek 25'nci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri toplumsal cepheleşmeyi tırmandırabilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde oyun kurgulayanlara, algı operasyonlarıyla kafaları karıştırıp iç huzurumuzu bozmaya azmetmiş sinsi emellere kesinlikle fırsat verilmeyecektir. Yerel düzeyde yapılacak tüm açıklamalarda parti politikaları dışında herhangi bir yorum, görüş ve değerlendirme paylaşılmayacaktır. Grup konuşmaları, yazılı basın açıklamaları, diğer beyanatlar ve Genel Merkez duyuruları titizlikle takip edilecek, basına verilen demeçler mahalli özellikler ihmal edilmeden bunlarla sınırlı kalacaktır. 6 Aralık 2012 tarihli Genelge'de de ifade edildiği üzere, İl ve ilçe düzeyinde yapılacak toplantı, konferans, panel gibi siyasi çalışmalarla, televizyon programları ve mülakatlar öncesinde Genel Merkez mutlaka bilgilendirilecek; konuşmacı, misafir, görüş ve fikirlerine başvurulacak kişilerle ilgili gerekli izin ve onay Genel Merkezden alınacaktır. Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ile Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı koordineli bir şekilde bu konuyu takip ve temin etmekten sorumlu olacaklardır. Sanal medya üzerinden yapılan kışkırtmalara itibar edilmeyecek, resmi açıklamalar dışında internet sitelerinde dolaşan mesnetsiz haberlere kulak asılmayacak ve içimizi karıştırmaya dayalı fitne ve fesat yayan çevrelere çok dikkat edilecektir. Bazı iç ve dış odakların bilhassa Cumhurbaşkanlığı seçimine maksatlı olarak aday yönlendirmesine soyunduğu, durumdan vazife çıkararak içimizden adrese teslim aday belirme kurnazlığına teşebbüs ettiği görülmektedir."



Haber Ara