Dolar

32,5131

Euro

34,5627

Altın

2.492,65

Bist

9.548,09

Uyku apnesi, tarfik ve iş kazalarına yol açıyor

Uyku apnesi, tarfik ve iş kazalarına yol açıyor

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-23 09:46:26

Uyku apnesi, tarfik ve iş kazalarına yol açıyor
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Ahmet Necdet Sezer Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Ünlü, "Uyku apne sendromu hastalığı tedavi edilmediği zaman uzun dönemde hiper tansiyon, kalp yetmezliği, kalp ritim bozuklukları, inme, diyabet hastalığına yatkınlık, trafik ve iş kazaları gibi sonuçlara yol açıyor" dedi.

Ünlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyku apne hastalığının günlük yaşamı olumsuz etkileyen önemli rahatsızlıklardan biri olduğunu bildirdi.

Uyku apnesinin toplumda yüzde 2-3 oranında görüldüğünü ifade eden Ünlü, hastalığın en önemli şikayetinin horlama olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Hastalık, kişinin uyku esnasında başkalarını rahatsız edecek şekilde horlaması ya da 10 saniye üzerinde nefes durması şeklinde karşımıza çıkıyor. Horlama ve nefesteki durması şikayetlerinde kişi kendisi ya da bir yakınının nefes durmasını fark etmesi nedeniyle hastanemize başvurabiliyor. Horlama bu hastaların özellikle de etrafındaki kişilerin yaşam kalitesini olumsuz olarak etkileyebiliyor. Bazen yan odalarda veya bu hastaların yanında uyumak zor olabiliyor.'

-"Uyku kırılmasının farkına varılmıyor"

Horlama ve nefes durması ile hastaneye başvuran kişilerin çoğunda gündüz aşırı uykuluk halinin de görüldüğünü ifade eden Ünlü, 'Bu hastalarda bizim 'uyku kırılması' dediğimiz bir durum ortaya çıkıyor. Hastaların çoğu bu uyku kırılmalarının farkına varmıyor. Sonuçta da bu durum hastalarda gündüz aşırı uykululuk hali olarak kendini gösteriyor. Bu durumu da hastalarımızın günlük performansını, iş kalitesini ve iş verimini ciddi biçimde olumsuz etkiliyor' diye konuştu.

Uyku bozukluğu şikayetleriyle AKÜ Ahmet Necdet Sezer Uygulama ve Araştırma Hastanesi bünyesinde bulunan uyku laboratuvarına başvuran hastalara uyguladıkları tedavi yöntemlerini anlatan Ünlü, şöyle konuştu:

'Bu bulgularla uyku laboratuvarına veya polikliniğe başvuran hastalara biz öncelikle gerekli ön çalışmaları yapıyoruz. Sonrasında ise hastaların hem uyku kalitesini ve verimliliğini değerlendiren hem de nefes durmalarındaki azalmaları ve vücuda oksijenin yeterli oranda girip girmediğini tespit ediyoruz. Yine horlamasının düzeyini tespit eden bir yöntemimiz de var. Hastanın vücuduna elektrotlar bağlandıktan sonra tek kişilik bir odada, evindeki konforunu aratmayacak şekilde misafir ederek, sabaha kadar uykusunu ve solunumunu kayıt altına alıyoruz. Uykusunu 30 saniye, solunumunu ise 5 dakikalık değerlendirerek rapor çıkarıyoruz. Bu raporda hastayla uyku ve solunum kalitesi, solunumda meydana gelen apnelerin sıklığı ve yoğunluğuna ilişkin sonuçları paylaşıyoruz. Uyku apne sendromu hastalığının tedavi edilmediği zaman uzun dönemde hiper tansiyon, kalp yetmezliği, kalp ritim bozuklukları, inme, diyabet hastalığına yatkınlık, trafik ve iş kazaları gibi sonuçlara yol açıyor."

-Kişilerin tedaviyi kabul etmesi şart

Ünlü, kişilerin tedaviyi kabul etmesi ve üst solunum yollarında herhangi bir rahatsızlığının olmadığı tespit edildiğinde de "CPAP" adlı bir cihazla, hastaya hava basıncı verilerek, horlamanın ve nefes durmasının kesilebildiğini ifade etti.

Toplumda yoğun olduğu için kişilerin horlamayı ciddiye almadıklarına dikkati çeken Ünlü, bu konuda kişilerin bilgilendirilmediği zaman hastalıklarının farkında olmadığını ve tedavi olmadıklarını da sözlerine ekledi.

Haber Ara