Dolar

32,4890

Euro

34,9558

Altın

2.432,82

Bist

9.716,77

Şükretmek için 1001 küçücük neden

Senai Demirci’nin son kitabı “Şükretmek İçin 1001 Küçücük Neden” raflardaki yerini aldı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-07-07 11:11:10

Şükretmek için 1001 küçücük neden

İşte Kitaptan bir kaç alıntı:

Senai Demirci, bu varlık bahçesine kendisinden evvel buyur edilmiş “zirve insan”ın dediğince, “şaşkınlığının artması” için dua ediyor varlığını bahşeden Allah’a. Alışmaktan yana değil. Kimsenin alışmasını istemiyor; herkes hayretle terlemeli, minnet duygusu içinde kıvranmalı. “Şükreden bir insan olmayayım mı?” diyen Elçi’nin kalbindeki sıcacık heyecanı taşımalı. Bunu varoluşunun en büyük zaferi olarak görmeli.

(Küçük bir su birikintisinde yıkanan kuşları izlemek.)

Şükür, bir sağduyuya nefes aldırmaktır. Şükür, içtenlikli bir duyarlılığı ayağa kaldırmaktır. “Elhamdulillah” insan bilincinin kendi varlığı hakkındaki son/uç cümlesidir. Şükür, yoktan var edilen kâinatın söz söyleyebilen son meyvesi insanın en büyük başarısıdır. Hep yine hep yeni bir seferdir.

(Dünyadaki komşunun cennette de komşu olalım diye dua etmesi.)

Söz ağzımızdan çıkar, doğru. Söylemesi hep kolaydır. Ancak o sözlerin dilimize düşünceye değin hangi bulutta, üst düşüncede demlendiği önemlidir. Bu evrende kimin evindeyiz? Ekmeğimiz hangi elden ve suyumuz hangi gölden geliyor? Yiyip içip gezip tozarken arka arkaya sunulan sürprizlerin tekrarı, ısrarı, bitecekmiş gibi durmayışı, bizi onları sıradanlaştırmaya, derken şımarık bir unutkanlıkla teşekkürsüz, kıymet bilmez, takdir etmez bir halde kalmaya mı sürüklüyor?

(Doya doya “estağfirullah” demek, gözyaşlarıyla yüzünü yıkaya yıkaya “tövbe” etmek.)

Şükretmek, evreni daha derinden adımlamaktır. Şükretmek, varlığa özge bir ayna olmaktır. Şükretmek, kalbini miligramlık “hafiflikler” için bile altüst olan bir kuyumcu terazisi yapmaktır. Şükretmek, hiç fark etmediğimiz, fark etmediğimiz için de ayrıca mahcup olmamız gereken sayısız nedenleri aklın fosforlu kalemiyle işaretlemektir.

(Secdede uzunca kalmak; sessizce Rabbine ait olduğunu duyumsamak.)

İnsan, Yaratıcı’nın bahşettiklerine, verdiklerine, dağıttıklarına, saçtıklarına, serptiklerine, bağışladıklarına, bunca karşılıksızlığına karşılık içine düştüğü borçluluk düşüncesiyle yaşamalı ve en azından gücü oranında, insanca karşılık verebilme çabası içinde olmalı…

(Yağmurlu bir günde yayalara su sıçratmadan araba kullanabilmek.)

Şükrün gerekliliği bütün bir evrende o kadar açıktır ki, dile düştüğünden, deyim yerindeyse, sahibinin bile haberi olmaması beklenir. Sözün ve sesin, duygu ve düşüncenin som zaferidir. Varlığı anlamlandıran ve “oku”nur eden en özgün bakışın mahcubiyetidir.

(Çok yorgun uyandığın bir sabahın birden tatil günü olduğunu fark etmek.)

Şükrederek yaşamak, “elhamdülillah” diyerek veya teşekkür ederek yaşamak, sadece teşekkür ediyorum diyerek yaşamak olmasa gerek…

(Bir şemsiyenin altına davet edilmek.)

Senai Demirci, şükretmenin en temel gereğini yerine getiriyor ve alçakgönüllülükle söylüyor sözünü. Bunlar öyle sözler ki, büyük, gösterişli, herkesin görebileceği eylemlere, duygulara çevirmiyor gözünü. Küçücük şeyleri görüyor ve hayretle, minnetle onları söylüyor, onlara şükürle dua ediyor, kalbinin fosforlu kalemiyle altlarını çiziyor.

(Yıllarca adınla sana dua edildiğini yıllar sonra duymak.)


Senai Demirci Kimdir?

1963’te Samsun’da doğdu. Tıp eğitimi aldı. Kalbinin sızılarını mürekkep edip “yazar” olmaya çalışıyor. Ara sıra televizyonda görünür, radyoda duyularsa da, iç görüntüsü ve iç sesinin henüz kendince bile görülüp duyulmadığı kanaatinde. Allah’a görünmeye değer, Allah’ın duymasına yakışır haller ve sözler içinde yaşamaktır duası.


Haber Ara