Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Diyarbakır’ı o halde görmek beni çok üzdü

EKER: Ben umutluyum. Bizim çözümdeki kararlılığımızı, halkın da bize teveccühünü gördükleri için önümüze sürekli yeni tuzaklar çıkarıyorlar. Ama asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü Diyarbakır, kaosun değil barışın şehridir.

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-10-27 08:54:40

Diyarbakır’ı o halde görmek beni çok üzdü

AK Parti’den Diyarbakır milletvekili olarak Meclis’te ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak AK Parti hükümetlerinde bulunan Mehdi Eker Star gazetesinde Fadime Özkan'a konuştu.


Süreç başladığından beridir ardı arkası kesilmeyen sabotajların sonuncusu Kobani bahanesiyle geldi. Diyarbakır milletvekili olarak size nasıl görünüyor?

Ben umutluyum. Bu tarihsel bir meseledir. Tek başına ulusal değil bölgesel, sınır aşan bir meseledir, hatta evrensel bir meseledir.

-Evrenselliği nereden?


Şuradan: Sanayi devriminden sonra kaynakları itibariyle Ortadoğu’ya ilgi duyan herkesin dahil olduğu bir mesele bir yanıyla. Osmanlı’nın son dönemini ve yıkılışını bunun dışında tutamayız. Yakın döneme gelirsek, AK Parti’den önceki sistem bu sorunu ortaya çıkardı. Bizim değiştirmeye talip olduğumuz, milletin de değiştirilmesi için bize yetki verdiği sistemin ürettiği hatalar, meselenin Türkiye ile ilgili bölümünü derinleştirdi, kanamalı yara haline getirdi.

Çözüm Süreci’nden başka çıkış yok

-Çözüm süreciyle yara tam kapanacak derken yeniden kan akıtılıyor ama?


Ben umutluyum çünkü biz bir tez ortaya koyduk. Dedik ki bu milletin yapısında, dokusunda, hafızasında, kültüründe çoğulculuk var. Çok dinli çok dilli çok kültürlü çok mezhepli çok etnik yapılı bir geçmişimiz, tecrübemiz var. Yapılan yanlışlar geriye dönebilir aşamada. Demokratikleşme ve sivilleşme yoluyla milletle bir sözleşme yaparsak bunu çözeriz. 2005 deklare tarihimizdir.

-Erdoğan’ın başbakan sıfatıyla Diyarbakır’da yaptığı konuşmanın tarihidir 2005?

Evet, 12 Ağustos 2005. Orada Erdoğan “bu sorun var, bu sorun bizim sorunumuzdur, biz bunu çözeceğiz, bunda kararlıyız” mesajı verdi. AK Parti evvelden de bu kanaatteydi. 2001’de partinin kuruluş programı böyle yazıldı. Bu tasavvur, yerli düşüncenin gereğidir, başka da çıkış yoktur.

Meseleyi evimizin içinde hissediyoruz

-Meselenin halli ve çözümün fikri alt yapısı sonradan edinilmiş bir akıl değil o halde?


Sonradan öğrenilmiş, transfer ya da tercüme edilmiş bir şey değil. Tamamen yerli, evimizin içinde hissettiğimiz, bireysel tercihlerimizdir aynı zamanda. Camiye girdiğimizde, sokakta yürüdüğümüzde, bir kahvede veya köy odasında oturduğumuzda aklımıza gelebilecek olandır. Adım adım hayata geçirmeye çalıştık. Bunun için hem bir zihniyet devrimi gerekiyor, hem kurumsal ve hukuki reformların, regülasyonların yapılması. Kararlılığımız hissedildiğinden beridir de sabote etmeye, provoke etmeye, zihinleri bulandırmaya çalışan o eski akıl devreye giriyor. Kullandıkları mekanizmalar var. Onlar bozmaya çalışıyor, biz direniyoruz. Bu esnada gördük ki AK Parti’nin tezleri millet tarafından benimseniyor. İlk girdiğimiz seçimden son çıktığımız seçime kadar her seçimde oyumuzu artırıyoruz. Çünkü biz toplum önüne meselenin çözümüne dair bir öneriyle çıkıyoruz. Millet de her seferinde destek veriyor.

-2010 sonrası girişimler de aynı mıdır?

Hepsi öyledir, bundan neredeyse eminim. Çünkü çocukluğumdan beri sürecin nasıl gelişmekte olduğunu, hangi olayların ne şekilde vuku bulduğunu yaşayarak gördüm. 12 Mart’ı da 80’i de gördüm. Bugün çözümün önüne döşenen mayınlar, tuzaklar, sabotajlar AK Parti’nin kararlılığını örselemeye çalışma teşebbüsüdür. Buna rağmen kararlılığımızı bir an bile kaybetmedik.

Mekazinma aynı, ölçek farklı

-Kobani olayları da bu kapsamda mıdır?


Toplum süreci benimsedi. İmralı’yla ilgili kurumlar görüşüyor. 6 maddelik kanun çıktı. Bakanlar Kurulu ayrıntılı çalışma planı yaptı, prensipleri çıktı. Tüm bunlar olduktan sonra Kobani bahanesiyle insanları sokağa çağırıp siyasi partilere, iş yerlerine, bankalara, okullara, kütüphanelere, ambulanslara saldırmak da nedir?

RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara