Dolar

32,3199

Euro

35,0659

Altın

2.308,05

Bist

9.079,97

Çözüm sürecinde önemli Barzani iddiası

24 TV’de Ardan Zentürk’ün sunduğu “Sıcak Gündem” programında çözüm süreci masaya yatırıldı.

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-27 23:00:26

Çözüm sürecinde önemli Barzani iddiası
Önemli haberlerin yer aldığı programda, Diyarbakır Esnaf Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu ve Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek katıldı. Çiçek, İHH’nın raporunu değerlendirirken, çok önemli bir açıklamada bulundu.
 
YILLARDIR TEŞVİK VERİLMESİNE RAĞMEN...
 
Alican Ebedinoğlu, yıllarca teşvik verilmesine rağmen istihdamın çok az olduğunu belirtti. Bölgede pozitif ekonomik desteğin de verilmesini gerektiğini belirten Ebedinoğlu, bölge esnafına faizsiz kredi verilmesi gerektiğini ifade etti. 
 
Ebedinoğlu, şunları söyledi:
 
“Bölgede ciddi şekilde işsizlik var. Yıllardır bölgeye birçok teşvik verildi ancak bölgenin kalkınmasına yeterli olmadı. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinden bir örnek vermek istiyorum; yıllardır teşvik verilmesine rağmen şu anda Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde istihdam sayısı 3 bin 500 ile 4 bin arasındadır.
 
- Teşvik Yasası Amacına Ulaşmadı
 
Çözüm süreciyle birlikte ekonomik adımların da atılması gerekiyor. Pozitif ekonomik desteğin verilmesi gerekiyor. Geçmiş yıllardaki teşvik yasalarının hiçbir tanesi amacına ulaşamadı maalesef. Çünkü huzur ve güven olmadığı bir ortamda siz büyük sermayeyi çekemezsiniz. Bizim buradaki hedefimiz; mevcut işletmelerimizin, küçük işletmelerimizin, özellikle hizmet sektörünün bu anlamda destek almasıdır.
 
- Faizsiz Kredi Mutlak Surette Verilmeli
 
6-7 Ekim olaylarında da esnaf ve bölgedeki birçok işletmemiz ciddi anlamda zarar gördü. Onlarla ilgili yakın bir süreçte mutlaka bir tedbirin alınması gerekiyor. Örneğin; faizsiz kredinin mutlak surette verilmesi gerekiyor. Çünkü günlerce (halen) işyeri açamayan bazı esnafımız var. Hükümetin çalışmasıyla Türkiye genelinde çok düşük faizli kredi verilmektedir ama bölge esnafı bunlardan faydalanamıyor. Çünkü işyerini açamadığı için, zamanında çekini senedini ödeyemediği için bankalar nezdinde sicilli ve sabıkalı durumda. Onun için siciline ve sabıkasına bakılmadan bölgeye pozitif ayrımcılıkla kredi ile desteklenmeli.”
 
ÇÖZÜM SÜRECİNE “MİLLİ” VURGUSU
 
Nevzat Çiçek, İHH’nın raporunda sürecin milli olduğu vurgusuna dikkat çekerken, halkın hakem olarak tutulması, üçüncü göz olması gerektiğini belirtiyor. Çiçek, şunları söyledi:
 
Çözüm süreci raporu şunu söylüyor: 
 
1- Bu helalleşme sürecini mutlak surette sağlamanız gerekiyor.
2-Bu işin esas sahibi halktır. Halk bu işi sahiplenmiştir, sizin korkmadan halktan
aldığınız bu insiyatifi genişletmeniz lazım.
3-Çözüm muhataplığının sadece PKK’ya değil, bölgedeki bütün STK sivil toplum ve
herkesin içine katılacağı bir geniş alana ulaşması lazım.
4-Şu ana kadar milli bir mesele haline getirdiniz, milli olarak çözmeye çalışıyorsunuz, üçüncü gözü de
milli karakterden seçin. Nedir bu milli karakter; halkın içindeki değerlerden hakim olarak seçin.
 
“MASADAYKEN HİÇBİR ZAMAN SİLLAH KULLANMADIK”
 
Nevzat Çiçek, Türkiye’de en çok tartışılan konulardan biri olan “silah bırakma” konusuna ilişkin Moro’da İslami Kurtuluş Cephesi’nin söylediği “Biz masaya oturduğumuz hiçbir zaman için silah kullanmadık” sözünü aktardı.
“Normalleşme sürecine giden yol hemen hemen tamamlanmak üzere. Çünkü Moro’da İslami Kurtuluş Cephesi şunu söyledi: “Biz masaya oturduğumuz hiçbir zaman için silah kullanmadık.” Şimdi bu aslında Türkiye’de tartıştığımız meselenin ta kendisi.”
 
BARZANİ TARAFINDAN BİRİ SÜRECE DAİL EDİLEBİLİR
 
Ardan Zentürk, yönelttiği “HDP’nin politikasına ne diyorsun? Çünkü HDP, muhataplık açısından pek kimseyle bir şey bölüşecekmiş gibi gözükmüyor. Ve STK’ların üçüncü göz olması, halkın muhatap alınması, muhataplığın genişletilmesi, diğer siyasi faktörlerle de görüşmeler yapılması, amiyane tabirle burada bir maraza çıkar mı?” şeklindeki soruya Nevzat Çiçek şunları söyledi:
 
“Bence hükümet o işi şöyle aşacak. Büyük bir ihtimalle üçüncü göz meselesinde Barzani tarafından birinin o sürece dahil edilme ihtimali çok fazla. Nedeni de şu; HDP’nin bu tür açıklamaları karşısında hep şu söyleniyor: “Bir şekilde kandırılıyoruz, bize şey yapılmıyor falan” bunu da Kürtlerin de kabul edebileceği, Türkiye’nin kamuoyunun da kabul edebileceği gerçekten bir başka gözün “bu böyle değil” diyebileceği bir yapının oluşması gerekiyor.
 
Hükümet, elinden geldiği kadarıyla arıza çıkaracak olan yapıları, delikleri tek tek kapatmaya ve bu noktada Türkiye kamuoyunu ikna edecek adımlar atmaya çalışıyor.”
 
HALK NE İSTİYOR?
 
Halkın çözüm süreci için yetki verdiğini belirten Çiçek şunları söyledi: "HDP’nin, PKK’nın veya diğer muhalefetin başka yere çekmelerine gerek yok. bu halk buna rızasını verdi. Yerel seçimler için AK Parti için ne dendi? “Çözüm sürecinin oylaması olacak” dendi. Niye söylendi bu? “En milliyetçi olduğu yerlerde AK Parti oy alamayacak ve dolayısıyla çözüm sürecinin tıkanması noktasında halk güvenoyu vermeyecek” dendi.
 
Halk şunları istiyor:
 
1- Şiddet dursun,
2- Kan akmasın,
3- Çözüm süreci devam etsin,
4- Muhataplık meselesini bölgedeki STK’larla, İslami kesimle genişletecek bir hale getirin,
5- Bölge ülkelerini bu mesele karşısındaki tavrı noktasında uyanık olun,
6- Kendi içinizde üçüncü bir göz oluşturun,
7- Ve sonuca gidin."
 
HDP’LİLERİN ÖZÜR DİLEMESİ NEYİN NE OLDUĞUNU GÖSTERDİ
 
Çiçek, Kobani olaylarından sonra HDP’lilerin esnaftan özür dilemesini çözüm sürecinin sahiplendiği anlamına geldiğini belirtti.
 
“6-7 Ekim olaylarının en büyük özelliklerinden bir tanesi HDP’lilerin birçoğunun daha sonra esnafa giderek özür dilemesiydi. Bu da kendi içerisinde aslında neyin ne olduğunu çok net biçimde gösterdi. Bu sivil anlamda gerçekten meseleye sahiplenme noktasında bir gösterge oldu. 6-7 Ekim olaylarının failleri bulunmadan, kimin ne yaptığı çıkarılmadan çözüm sürecinin sağlıklı yürüyebilme şansı da yok, bunu da özellikle bir yere not etmek gerekiyor.”

Haber Ara