Dolar

32,5874

Euro

34,8110

Altın

2.505,83

Bist

9.693,46

Yemen El Kaidesi'nden, önemli açıklamalar

Soru ve Cevap Şeyh Nasır bin Ali el-Ensi: 1. Bölüm 1- 'Husilerin halktan olan avamına saldırmıyoruz, bizler silahlı Husiler'e saldırıyoruz ve Mucahidler'e de yalnızca silahlı Husiler'e odaklanmalarını tavsiye ediyoruz. Bir bölgeye yalnızca Husi bölgesi olduğu için bombalı saldırı yapmak doğru değil, bizler onların güç merkezlerini hedef almalıyız.'

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-25 15:56:13

Yemen El Kaidesi'nden, önemli açıklamalar



2- "Eğer Şeriatı uygulamak mümkünse (savaş zamanında), o halde bu Emirlik ilan edilmeden de yapılabilir.

Harb/Savaş zamanında Şeriat hükümleri uygulanabilir ya da ertelenebilir, bu güç dengesi ve maslahat/mefsedet durumuna bağlıdır. Bu mucahid liderin vereceği bir karardır.

Alimler savaş zamanında Müslümanlar belli bir istikrara kavuşana dek hadlerin ertelenebileceğini söylemiştir.

Bizim şu anda savunma savaşı yürüttüğümüzü göz önünde bulundurun. Ama yine de bizler Şeriat'ın tamamen uygulanıp uygulanmamasına dair bir şey demeyiz. Bu duruma göre değişir."

3- "Husiler ve ABD şu anda Mucahidlere karşı aynı siperde savaşıyor. Onlardan birini öldürmek, diğerini öldürmek gibidir.

Batı ve Arap dünyasındaki kuklaları birbirleri olmaksızın bize karşı savaşamıyorlar, onlara karşı savaşımız tek ve aynı savaştır."

Yumuşaklık ya da sertlik göstermek, duruma göre değişir, bu akıllıca değerlendirilmelidir. Ama elbette yumuşaklık(hilm) tercih edilir."

4- "Bir operasyondan önce kendimize şu üç soruyu yöneltmeliyiz: 1) Buna cevaz var mıdır? 2) Buna gücümüz yeter mi? 3) Bu operasyonun faydası nedir?

Bir operasyonun faydalı olması ya halk desteğini sağlamasından ya da taktik amaçlı olmasından kaynaklıdır, ama en iyisi hem halk desteği hem de taktik anlamda faydalı operasyonlardır.

Şeyh Abdullah Azzam'ın da dediği gibi: İslam Ahkamını/Şer'iatını bilmeyen bir mucahid ancak haydut olur. Bu nedenle bizler Mucahidleri eğitmek için elimizden geleni yapıyoruz."

5- "Mucahidler'e Dr. Eymenin savaş üzerine önemli tavsiyelerini okumalarını öneriyoruz, bunlar tecrübe ve sevgiden kaynaklanan dikkate değer nasihatlerdir."

6- "Ümmet artık uyandı, pek çok insan kendini bilinç ve anlayışla silahlandırdı: bu silahların en güçlüsüdür.

Allah(svt) Şeytanın hilesi zayıftır diyor. O halde şeytanın yardımcılarının hileleri daha da zayıftır! Biz yalnızca Allah(sav)'a dayanmalıyız."

7- "ABD hava gücü avantajı olmasına rağmen Afganistan'dan çekildi. Bu avantaj bizim irade gücümüzü kıramadı."

8- Akidemizi etkilemediği müddetçe, ülkelerin (Katar & Türkiye gibi) siyasetlerinden istifade etmenin hiç bir mahsuru yok."

2. Bölüm

1- "Hem Şam beldesinde yaşanan olayların ardından hem de genel manada Şeyh Abdullah Azzam'ın derslerinin cihadi hareket için tekrar öğretilmesinin gerekli olduğunu görüyoruz."

2- "Şeyh Abdullah Azzam bir okuldu. Onun kitapları ve dersleri öğretilmeli, çünkü Mucahidlerin şu an sahip olduğu pek çok problemi çözer.

Şeyh Azzam bir alimdi, hocaydı: hem genel anlamda hem de özelde Mucahid hareketlerle ilgili pek çok tecrübesi vardı."

3- "Ziyaret ettiğimiz pek çok alimle tartışmadık bile: bize dair fikirlerini değiştirmek için sadece bizimle ilgili doğru bilgileri öğrenmeleri yetti.

Asıl münazara edilmesi/karşı çıkılması gerekenler Sultanların alimleridir: Ama onlar bizimle hapiste olduğumuz zamanlar hariç tartışmıyorlar.

Sultanların alimleri bizimle hür ve açık bir diyalog geliştirme imkanına sahip değil, böylesi bir münazaradan kaçınıyorlar.

Bizi destekleyen alimlerin çoğu güvenlik sebebiyle bilinmiyor/açık edilmiyor ve biz onların bazılarıyla gizlice iletişim kuruyoruz.

Bizler bir çok samimi alimi -bolluk içindeki- davet diyalog ve nasihatleşmek için davet ettik: pek çoğu buna yanıt verdi.

Bizi ziyaret edip bize nasihatlerde bulunan alimlerden birisi, seçkin Şeyh, Avad Benacir'dir. O bizimle 3 gün kaldı.

Çokları yalnızca medyanın yücelttiklerinin alim olduğunu düşünüyor. Bu doğru değil: onlardan pek çoğu cephelerde, zindanlarda veya şehid olmuştur.

Bu Ümmetin karşılaştığı imtihanlardan bir tanesi de, Müslümanların, iyiliği emredip kötülükten sakındıran samimi alimlerinden mahrum bırakılmış olmasıdır."

4- 'Abbottabad Yazışmaları'(ABD'nin Şeyh Usame'nin evinde bulduğu dökümanlar) denilen yazışmalar aslında gerçektir, ama eksiktir.

Abbottabad Yazışmaları ders niteliğindedir. Kardeşlere bu yazışmaları okuyup çalışmalarını tavsiye ederim. Orada önemli meseleler tartışılıyor.

Abbottabbad Yazışmaları Şeyh Usame'nin ve yakın arkadaşlarının siyaset, strateji, medya gibi meselelere yönelik düşünce yapısına dair oldukça iyi ipuçları veriyor."

5- "Düşman El Kaide'nin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor, o yüzden geçtiğimiz sene dünya genelinde 16'dan fazla ülkede ki elçilikleri kapattılar."

6- "Şam beldesindeki çatışmanın tek çözümü bütün meseleleri ele alacak İslami bir mahkeme(Şeriat Mahkemesi) idi ve hala öyle."

7- "Nusret Cephesi mubarek bir Mucahid gruptur ve El Kaide'nin aktif bir koludur, Şam beldesinde üstlendikleri rol herkes tarafından bilinir.

Nusret Cephesi Şam beldesinde cihadı başlatan ilk gruplardandır ve büyük fedakarlıklar göstermişlerdir. Bizim gözümüzde onların iyi bir siyaseti var.

Kendilerine karşı yöneltilen bir çok suçlamayı reddettiler, buna rağmen onlar yine de İslami bir mahkemede(şeriat mahkemesi) meselelerin çözümüne yönelik bir irade de ortaya koydular.

Biz diyoruz ki: Nusret Cephesi(ya da herhangi başka bir grup) tarafından adaletsiz bir muameleye maruz kalan varsa, bunu İslami bir mahkemede çözsün.

Nusret Cephesi'ne yönelik iltifatlarımızın yanında, onların da, bütün diğer gruplar gibi yanlış yapabileceklerini kabul ediyoruz ve bizim görevimiz nasihat etmektir."

8- "Bizler Afganistan'dayken Molla Ömer'e bağlıydık, ona beyat ettik ve onunla birlikte savaştık. Ta ki Haçlılar Afganistan'ı işgal edene dek.

Molla Ömer kendi devletini ve hakimiyetini Muhacir kardeşlerini savunurken feda etti. Onları teslim etmeyi reddetti.

Bizler onunla birlikte Haçlı işgaline karşı savaştık. Daha sonra mümkün olduğunca yeryüzüne yayılma fikrini benimsedik.

Haçlılara karşı savaşmak için farklı ülkelere yayıldık. Bizler hala bizden çok uzakta olsa bile onun altında(ona bağlı olarak) savaşıyoruz.

Afganistan'dayken biz ona direk olarak biat verdik. Dışarıda ise Afganistan'ı terketme sebebimiz olan görevi tamamlayacağımıza dair akitleştik/söz verdik.

Her ne kadar çok uzaklarda olsak da, bizler verdiğimiz bağlayıcı beyata ve söze sadığız ve bunu bozmak için de bir sebep görmüyoruz.

Bizim Molla Ömer'le olan ilişkimiz yeni değil, 17 yıldan fazladır. Bu birlik kan ve fedakarlık üzerine inşa edilmiş güçlü bir birliktir.

Molla Ömer'in İslam'ı savunmak için ortaya koyduğu duruş inkar edilemez: Muhacirleri kabul etmek, savunmak ve onlara yardımcı olmak gibi.

Molla Ömer çok kolaylıklar sağlamıştı. Muhacirlere Afganistan'da hazırlanma, eğitim alma özgürlüğü verdi ve onları beyat etmeye zolamadı.

Örneğin; Şeyh Zarkavi kendisine biat etmediği halde Molla Ömer onun Herat bölgesinde eğitim kampı açmasına izin vermişti.

Molla Ömer yine Şeyh Zarkavi'ye onu beyat etmeye zorlamaksızın Faruk Kampında(El Kaide'nin kampı) adamlarına eğitim alma izni vermişti.

9- "Muhammed Mursi'yi yumuşak bir dille tevbe etmeye çağırmayı tağutu desteklemek olarak nitelendirmek, akli bir zaafiyet/eksiklik göstergesidir.

Allah(svt) Musa(as) ve Harun(as)'a, Tağut Firavun'u bile yumuşak bir dille dine davet etmesini söylemiştir.

Dr. Eymen de mesajında aynısını yapmıştır. O Muhammed Mursi'yi Allah'a davet etti ve ona yumuşak ve hoş görülü bir dille nasihat etti.

Şeyh Eymen Müslüman Kardeşler'in yanlış yönlendirmelerine kitabı "el-Hased'ul Mur"la karşı çıkan ilk kişilerdendir.

Dr. Eymen'in ve bizim İhvan'a karşı duruşumuz, onlara hatalarını göstermek ve onlara nasihat etmek şeklindedir."

http://justpaste.it/j2c5

 

Kaynak : ISLAH HABER

Haber Ara