Pakistan ve Afganistan halklarıyla beraber Türkiye’yi karşılık olmaksızın seven, her koşulda Türkiye’nin yanında yer alan iki dost ve kardeştir. Aslında bu ülkelerin yanında olan bir başka Güney Asya ülkesi var. Bangladeş.
Ama üzülerek ifade etmeliyim ki Bangladeş devletinin başında şimdilik bulunan Şeyh Hasinadenilen hain hem ülkesini, halkını ve hem de dostlarını kendi koltuk hırsı uğruna kaybetti. Eski sömürgesi Hindistan’ın emrine giren Hasina babasının intikamını almak için ülkenin en entelektüel ve okumuş elit tabakadaki liderleri hukuksuz bir şekilde idam ettirerek ülkesini ve halkını iç savaşın eşiğine getirmiştir.
Ülkenin kurucusu olan babası gibi karanlık ve kötü bir politik mirasa sahip olan Hasina her ne kadarTürkiye karşıtı bir durum sergilemiş olsa da Bangladeş halkının Türkiye aşığı ve sevdalısı olduğunu belirtmekte yarar vardır.
Güney Asya’daki bu 3 kardeş ve dost devletlerarasında bazı sorunlar var. Ama bu sorunlar çözümlenmeyecek ve çok karmaşık sorunlar değil. Geneline yakını emperyalist güçlerin ektiklerifitne tohumlarından kaynaklanıyor. Fotoğrafı net gören ve iyi okuyabilen Türkiye aralarındakiproblemleri çözmek için devreye girdi. Nispeten başarılı oldu. Ama tam anlamı ile “her şey rayına girdi” diyemeyiz.
Her iki ülke arasında temel sorun bölgesel güvenlik, istikrar ve Taliban Örgütü’dür. Bu örgüt çıktıktan sonra sadece Afganistan değil Pakistan’da çok zarar gördü. Her iki ülke de enerjisini bu örgüt yüzünden kaybetti. Kaybetmeye de devam ediyor.
Taliban örgütü hem Afganistan’da hem de aynı isimle Pakistan’da faaliyet gösteriyor. Geçenlerde Pakistan kendi ülkesindeki örgüt ile masaya oturdu prensipte anlaştılar. Ama bu tür örgütler ve kişilerle tam anlamı ile anlaşmanın sağlanamayacağını sizlerde tahmin edersiniz. Yani, ihtiyatlı davranmak lazım.
Afganistan devlet başkanı Hamit Karzai’da kendi ülkesindeki Taliban örgütü ile üstü kapalı da olsa görüşme yapıyor. İyi de yapıyor. Çünkü bu örgüt, ister beğenin ister beğenmeyin halk nezdindeetkinliği ve temeli olan bir örgüttür. Ancak aynisini Pakistan Taliban’i için söyleyemeyiz. Pakistan Taliban’i sadece Afganistan sınır boyunda daha çok Peştun asıllı kabile bölgelerde yaygındır. Ülkenin diğer insanları Taliban ile ilişkisi yoktur.
Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP) bir hiç uğruna diyebileceğimiz sudan sebeplerle yaklaşık 15 bininsanın ölümüne sebebiyet verdi. Gerek Pakistan Ordusu ve gerekse Taliban savaşçıları Müslüman olmalarına rağmen çok basit problemler yüzünden birbirleri ile savaştı. Ama yeni seçilen Nevaz Şerif hem deneyimli hem de akıllı bir politikacı olduğu için derin devletin ve Emperyalistlerin oyununu bozmak için TTP ile anlaşma sağladı ve ateşkes ilan edildi. İnşallah bir daha silahlar ateşlenmez. Bu topraklarda barış ve huzur hâkim olur.
Nevaz Şerif Pakistan Taliban’ini barışa ikna etti
ABD Pakistan’ı yok etmek için adeta yemin etti. Onun için devamlı olarak Pakistan’ın güvenliğinitehlikeye atıyor. Nevaz Şerif 2013 yılında seçilince ilk işlerinden biri TTP ile anlaşma sağlamak oldu. O zaman örgütün lideri olan Hikmetullah Mesud ile anlaşma sağlandı. Ancak büyük şeytan ABDinsansız hava uçakları ile Mesud’un yerini tespit etti ve öldürdü. Bu kez ateşkes bozuldu ve Pakistan devleti ile yeniden savaşmaya başladılar. Oysa Mesud’u Pakistan öldürmedi veya öldürtmedi. ABD katletti. Neden ABD ile değil de Pakistan ile savaşa girdiklerini anlamak mümkün değil.
Pakistan ordusu yıllarca kabile bölgesindeki şiddet olaylarını bastıramamıştır. Onun için kabile bölgesinin yönetimi kabile reislerine bırakmıştır. Paraçinar ve Veziristan bölgelerine son zamanlarda Pakistan ordusu birkaç kez başarılı operasyon gerçekleştirdiği için TTP yöneticileri detekrar anlaşma masasına oturmak zorunda kaldı.
Bizdeki derin veya çukur devlet yapısı ile sapık Fethullahçı Paralel yapı gibi insanlıktan nasbını alamamış güçler nasıl ki PKK terör örgütü ile anlaşma sağlanmasını istemiyorsa aynı “man kafalar” Pakistan’ının da Taliban ile barış yapmasını istemiyor. Çatışma ve iç kargaşadan insanlar ölecek ama onların pis ve süfli örgütleri menfaat sağlayacak. Bu hainler sadece bizde değil Afganistan ve Pakistan gibi kardeş devletlerde de mevcut.
Ancak TTP ile barış imzalansa da tam anlamı ile tatbik etmek biraz zor olacak. Çünkü bu tam anlamı ile bir örgüt değil, değişik kabilelerinin bir araya gelerek Pakistan ordu birlikleri ile savaşan gruplardır. Her bir kabilenin çıkarı ve amacı farklıdır. Yanı her an için barışın bozulma ihtimali olsa da yine de anlaşmanın sağlanmış olması bir başarıdır.
Afganistan Taliban’ı ise daha güçlü ve toplumda karşılığı olan bir örgüttür. Kabile mantığı ile değil adeta devlet gibi hareket ediyor. Bu örgüt de Peştunlar tarafından kurulan ve Ruslara karşı Cihad etmek amacı ile Pakistan’da okuyan öğrencilerin oluşturduğu bir hareketti. Bu örgütün tüm lider kadrosu Pakistan’daki dini medreselerde eğitim aldı. Afganistan devletini ele geçirincePakistan’daki bazı arkadaşları kendilerine destek vermek için Afganistan’a gelmişti. Kısa zaman sonra bu grup Arap Vahhabi- Selefi eğilimli kişilerin telkinleri ile kendi halkı ile savaşmaya başladı.
Afganistan Taliban’i barışa katkı sunacak mı?
Bir ümit olarak görünen Taliban hareketi Ruslardan daha beter olunca eski mücahidler birbirleri ile savaşmak zorunda kaldı. Hatta bu grup ülkenin ünlü kahramanı Ahmet Şah Mesud gibi bir komutanı Arap teröristler vasıtası ile şehid ettirince ülke içende güvenilmeyen ve korkulan bir örgüt oldu.
Usama Bin Ladin ile örgütün lideri olan Molla Ömer arasındaki dostluk ve hısımlık nedeni ile Taliban adeta el-Kaide denilen örgüt ile özdeş oldu. ABD’deki 11 Eylül olayları bahane edilerek Afganistan’ın ABD tarafından işgal edilmesine (2002’de) vesile olan Taliban kullanıldığını geç de olsa anladı ama koca ülke işgal edildi. ABD ve beraberindeki diğer NATO işgalci ülkelerinin çapulcu askerleri Sovyetleri mumla arattı. Başta çocuklar, kadınlar, yetişkinler ve yaşlılar olmak üzeresistematik işkence, cinsel istismar ve katliama uğradılar. Sapık ordu askerleri her türlü sadistçepisliği yaptıktan sonra kurbanlarını yakıyor ve bu vahşeti de kameraya çekerek iyi bir iş yapmış gibi canı dostları ile paylaşıyor.
Taliban’da bu işgalden dersini aldı. Emperyalistler tüm değerleri ayaklar altına alarak camilerikundaklamakla kalmayıp Kur’an-ı Kerimlere idrar yapmaları ve İslam dinine savaş açmış olmaları işgale karşı direnen halkla tekrar kaynaşma yolunu buldu. Böylece eskisi gibi olmasa da nispeten kendine bir yer buldu.
Bunu gören Karzai Taliban ile görüşmeye ve yönetimde yer almaları için davette bulundu. ABD 2014’de ülkeyi terk etmeden Taliban ile anlaşmak isteyen Karzai hem ülkesi için hem de kendisi için tek çıkar yolunun Taliban ile anlaşmak olduğunu iyi biliyor.
Her iki devlet de birbirlerini kendi ülkelerindeki Taliban örgütlerine destek vermek ve içişlerinekarışmakla suçluyor. Bundan dolayı da her iki devlet birbirleri ile adeta kanlı bıçaklı oldu. Oysa Pakistan olmasaydı Sovyetler Birliği Afganistan’ı pençesine çoktan almış ve tüm direnenlerikatletmiş olurdu. Merhum Ziya Ul- Hak yönetimindeki Pakistan’ın onayı ile Afgan mücahidlerine giden yardımlarla koca SSCB’yı yenmeyi becerebildiler. Şimdi aynı insanların Pakistan’ı düşman olarak görmeleri ancak emperyalist şeytanların işi olduğunu bilseler de “ama” ile başlayan cümleler kurulmaya başlayınca fitnenin önü kesilemiyor.
Türkiye barışın sağlanması için uğraşıyor
Türkiye’nin arabuluculuğu ile ülkeler arasındaki bilgi akışının doğrudan sağlanması, istihbaratpaylaşımı, eğitim ve finansman akışlarının engellenmemesi, ülkelerinde terörist unsurlarınbarındırılmaması gibi konularda anlaşma sağlandı. Afganistan'da 2014’de yapılacak olancumhurbaşkanlığı seçim sürecinin sorunsuz ve başarılı olması için her iki tarafında gayret göstermesi, ekonomi ve siyasi ilişkilerin tekrar başlaması da karara bağlandı.
Aslında arabulucuya gerek olmadan bunların yapılması gerekirdi. Ama dedik ya ortaya paralel çapulcu yapılar çıkınca ülkelerinin menfaatleri yerine yabancı emperyalistlerin amaç ve gayeleri uğruna düşmanlık pompaladılar. Sonuç ortada.
İşgalci ABD ve NATO yakında Afganistan’dan sözde çekilecek ama Irak’ta olduğu gibi, gerek kendi “Yankee” CIA ajanlarıyla ve gerekse özel güvenlik şirketi "Blackwater” gibi katil ve ayyaşları ile kontrolü elinde tutacak. Ülke ’deki tüm üslerin kendisine devredilmesini istiyor. Büyük şeytanABD güvenlik anlaşması için Karzai’yı zorluyor. O da, “NATO ülkede güvenliği sağlamadan neyin anlaşmasını yapacağız?” diyor. ABD Afganistan’a gözyaşı, katliam ve vahşetten başka bir şey getirmedi. Masum halk pazarlarda, sokaklarda, düğünlerde ve evlerinde uyurken katledildi.
Bu zülüm ve işkenceler unutulacak cinsten değil. Şunu unutmamak gerekir bir yere işgal güçleri özellikle de ABD ve Fransa girerse o yerde barış ve huzurdan söz edilemez. Bir de bu işgal güçleri çıkarı olmadan hiçbir yere kalkıp gitmezler. Bunların insan hakları, adalet veya barış gibi bir dertleri olmaz. Barışın önündeki en büyük engel kendileridir.
İşgal güçlerinin Afganistan’dan resmi olarak çekilmesi ile ortada bir boşluk olacak. Türkiye bunu şimdiden görerek her iki kardeş ülke arasında sorun çıkmaması için şimdiden tedbir almaya yönelik çalışma yapması kardeşliğin bir göstergesidir. Ama barışın sağlanması için taraflarında buna katkı sağlamaları gerekir. Yoksa CIA ve diğer paralel ajanlar bu ülkeleri savaşın eşiğine çok erken getirir.
‘Zindabad’ Türkiye, Pakistan ve Afganistan dostluğu!