DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Ülkemiz’de ve Pakistan’da aynı tezgah

2014-09-01 17:35:13

Siyasi hazımsızlık belki politikanın doğasında olabilir ama nezaketsizlik, vatan hainliği veya soytarılık hiç bir zaman tolere ve kabul edilemez.
 
Son zamanlarda seçimleri kaybeden azınlık ve aşırı uçlar dış destek bularak sokaklara çıkıp sözde demokrasi adına terör eylemlerigerçekleştirmeye başladılar. Hepsinin argümanı da aynı “seçimlerde hile yapıldı”. Bu oyun bozanlık ilk önce Mısır veAsya ülkelerindenTayland’da başladı daha sonra Ukrayna,Latin Amerika ve birçok geri kalmış ülkede sahnelenmeye başladı. Şimdi de Pakistan’da başladı. Başta Mısır olmak üzere bazı yerlerde başarılı oldular.
 
Ülkemizde ise bir çok yöntem denediler bir türlü tutmadı. Darbelerle beslenen CHP bu işin sözcülüğünü yapmaya devam ediyor. Ancak, CHP müzminmuhalefet olduğundan yapılan her işe ve her seçime itiraz etse de pek kale alınmıyor. Çünkü bu parti 68 yıldır iktidar yüzü göremedi. Daha doğrusu hiçbir zaman halkın oyuyla iktidar olamadı. Hep masa başı ve ayak oyunlarıyla zorbalıkla rejimi elinde tuttu. Halkın gönlünde hiçbir zaman yer almadı.
 
Geçen hafta mecliste Cumhurbaşkanlığı yemin töreninde yaptıkları terbiyesizlik tam bir sokak serserisi olduklarını gösterdi. Halkın oyuyla ilk turda seçilmiş olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı yemin törenini sabote etmeye kalkışması ve meclis başkanına kitapçık atması hiç yakışık kalmadı, ama CHP kendi çukur seviyesini bir daha gösterdi.   
 
CHP gibi halk ve özgürlükler düşmanı bazı Türk ve Kürt ırkçılarının engellemelerine rağmen bu ülkenin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olan Erdoğan gibi dirayetli liderler olduğu müddetçe bu zavallıların hazımsızlığı daha da artacak. Ama korkunun ecele çaresi olmadığını hepimiz biliriz.
 
Bugün Çankaya köşkünde gerçek halkı temsil eden ve milletini seven duyarlı bir cumhurbaşkanı olduğu için şükretmek lazım. Yaklaşık son bir asırdır bu topraklar üzerinde ameliyat yapmaya çalışan dahili ve harici işbirlikçiler yenildi. Hak ve Halk kazandı. Sivil ve tamamen bağımsız olan Sayın Erdoğan’ı kutlar ve yeni görevinde başarılar dilerim. Allah yar ve yardımcısı olsun. Doğru ve hak yolda olduğu müddetçe bu millet devamlı olarak onunla olacaktır.
 
Pakistan’ı karıştırmak istiyorlar!
 
Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı seçimleri bitti ama kardeş ülke Pakistan’da bizdeki gibi bazı “çapulcu ve Haşhaşı” gruplar ortalığı germeye çalışıyor. Onlar da hazımsız ve sandıkta yenilmiş, arkalarında halk desteği olmayan birer kukladan ibaretler. Sokakları ve dükkanları yağmalayarak sözde ülkeyi yönetmeye ve hatta “devrim” yapmaya kalkışıyorlar. Attıkları slogan ayni, “seçimlerde hile yapıldı. Ülke de yolsuzluk var”.
 
Pakistan’ı en az 50 yıl geri götüren ve ülkenin dinamikleriyle oynayan faşist diktatör PervezMüşerref yönetimi askeri darbeyle ele geçirirken bu zavallılar tebrik etmek için kuyrukta bekliyordu. Şimdi utanmadan demokrasi, hak ve hukuktan bahsediyorlar. Darbeye karşı çıkmayan bir siyasi hatta bir insanın ülke yönetimiyle ilgili konuşmaya hakkı yoktur.
 
Diktatör ve talan yönetiminden sonra normal bir cumhurbaşkanı olan Memnun Hüseyin ve seçimle iş başına gelen eski başbakan Nevaz Şerif bozulan ekonomiyi, köhnemiş bürokrasiyi, terör ve iç kargaşayı önlemek için elinden geldiğini yapmaya çalışıyor. Dış dünya da ülkesinin imajını düzeltmeye çalışıyor. Pakistan gibi bir ülkenin birden düzelmesini beklemek safdillik olur. Ama en azından düzeltmek için ortada iyi niyetli bir hükümet var.
 
Seçimlerden bir yıl geçmiş. Pakistan Adalet Hareketi ve Pakistan Halk Hareketi ortaklaşa “büyük yürüyüş” adı altında taraftarlarını başkent İslamabad’a getirerek başbakanın istifasını istediler. Başbakanlık, devlet başkanlığı, bakanlıkların ve parlamentonun bulunduğu “Blue Area”’daki “Kırmızı bölgeye” zorbalıkla girdiler.
 
Başbakan’a git diyen bu kişiler kim olduğuna bir bakalım. Pakistan Adalet Hareketi Lideri İmran Han’dır. Eski bir sporcu. 16. Yüzyılda zuhur etmiş ve bir İngiliz oyunu olan Kriket oyuncusudur. Bu alanda oynanan önemli maçları kazananve başarılı birisi olan İmran Han, ülkede adeta bir kahraman gibi karşılanırdı. Toplumdaki saygınlığını kullanarak birilerinin itmesiyle politikaya girdi. Tabii kendisine yazık etti.
 
Politika ile Kriket sahaları birbirinden çok farklı kulvarlardır. Oyuna gelen Han’a vaat edilenler arasında kaybetmek yoktu. Bunca meşhurluğuna ve sevilmesine rağmen politik arenada halkın gönlünü alamadı. Seçimlerde kaybetti. Köşesine çekildi ama onun sırtından Pakistan’ı karıştırmak ve bazı ekonomik çıkarlar elde etmek isteyen çıkar grupları bir yıl sonra tekrar sahneye çıktı. Ülkeyi kaosa sürüklemek istiyorlar.
 
Ben İmran Han’ı yaklaşık 25 yıldır tanırım. Bildiğim kadarıyla pek dindar birisi değil, ancak bizdeki bazı kendini bilmezler gibi din ve dindar düşmanı da değil. İngiliz sömürgesini içine sindirmiş, çakma bir İngiliz gibi yaşamaya çalışan birisi olarak tanırım kendisini.
 
Pakistan gibi bir toplumda bu yaşam tarzına özentiyle bakılsa da halk nazarında karşılığı olmadığından Han’ın yanına sözde dini boyutu olan ama gerçekte tam bir “şarlatan”, bizde ki şizofren Gülen gibi bir kişiyi ortak ettiler.   
   
Tahrir Meydanı’nı örnek alıyorlar
 
Yıllarca Kanada’da yaşayan, orada “derin” ve “çukur” yapılarla hemhal olan, Gülen gibi sözde Peygamberi devamlı rüyasında gören, meleklerle oturup konuşan, kısacasışizofren birisini aklayıp pakladılar, Kanada ve ABD ortak yapımıyla bu kişiyi Pakistan’a gönderdiler. Daha gelir gelmez ilk eylemi İslamabad’daki Parlamentoya gidip başbakanlık koltuğuna oturmak ve yönetimi ele geçirme teşebbüsü oldu. Sanırım buna Haşhaşı çok fazla verdiler. Ateşli konuşmalar yaptı. MilyonlarcaRupi harcayarak halkı sokaklara doktu. Parlamento önünde günlerce kaldıktan sonra evine dönenPakistan Halk Hareketi Lideri Tahir-ul Kadri boş durmadı. Kendine vaat edilenlerin gerçekleşmesi için şer hücrelerinden biri olan Han ile ortak hareket etmeye başladı.
 
Kadri işesözde dini boyutuyla bakıyor, Han ise sosyal boyutuyla bakıyor. Ülkenin soyulduğunu ve yolsuzluğun diz boyu olduğunu ve iyi yönetilemediğini dillendirip dururken kendilerininfigüran olarak kullanacağı fakir halka da iş ve aş vaat etmeyi ihmal etmiyor.
 
Fakir ve eğitimsiz halk kitlelerini küçük bir meblağ karşılığında kandırarak sokaklara döken bu kişiler aslında Mısır’daki Tahrir Meydanı’nı kendilerine örnek alıyor. Orada da aylarca çapulcular toplanarak meydanı işgalettiler. Yiyecek ve içecekleri karşılanan hatta aylık para alan kişiler kullanılarak Muhammed Mursi gibi vatanını ve milletini seven ve ilk kez seçimle gelmiş olan kişinin yerine diktatör Sisi’nin gelmesini sağladılar. Daha sonra oradaki halka helikopterlerden bir kaç tava, tencere kupunu atıldı. Çok ucuz bir meblağ karışlığında işgalciler çadırlarını boşaltıp evine gitti. Sisi ve katıl ekibi ise namaz kılan masum insanları camilerde katletmeye başladı.
 
Aynı yöntemle Pakistan’da da kargaşa çıkararak askeri veya bürokratik bir darbe planlıyorlar. Başarı şansları az olmasına rağmen halkı huzursuz etmek, devlet birimlerini iş yapamaz hale getirmek, kısacası ülkeyi kaosa sokarak çıkar elde etmenin peşindeler. Göstericilere müdahale etmeyen polislere saldırılınca çıkan arbede de maalesef birkaç kişi hayatını kaybetti,yüzlerce kişi hafif yaralandı. Provokatörlerin amacı da bu zaten. 
 
Bu iki zavallının darbeye gücü yetmeyeceğinden dolayı orduyu devreye sokmaya çalışıyorlar. Pakistan ordusu maalesef bizdeki eski subaylar gibi darbe yapmaya zaten dünden razı. Göstericilerle hükümet arasındaki siyası krizin aşılması için Genelkurmay Başkanı Rahil Şerif devreye girerek arabuluculuk yapıyor. Sözde lider olan bu kişiler daha ilk günde askerin davetine icabet etti. Son derece nazik bir şekilde gidip askeri dinlediler. Askerden medet umuyorlar.  Umarım bu şer ittifaka asker ortak olmaz. 
 
Atom bombası sahibi olan Pakistan gibi Müslüman ve İslam Ümmetinin dertlerine duyarlı bir devleti ve halkı kendi başına bırakmak istemeyen emperyalist çevreler ülkenin ekonomisinin ve halkın refah seviyesinin yükselmesine aslamüsaade etmek istemiyor. Özellikle son zamanlarda Türkiye ile koordineli olarak çalışan ve ortak yatırım yaptıkları için emperyalistler çıldırma noktasına geldi. Türkiye gibi Pakistan’da ellerinden çıkarsa vay hallerine!
 
Şerif’i “Türkiye ajanı” olmakla suçluyorlar
 
Pakistan’ı karıştırmak isteyen emperyalistler ülkemizdeki gibi İran argümanının yanında bir de “Türkiye ajanlığıyla” suçlayacakları kişiler tespit edildi. Başbakan Nevaz Şerif direk Türkiye ajanı olarak lanse edilmeye başlandı bile. Han yaptığı konuşmalarda Şerif’in Türkiye’den yardım ,hibe ve borç aldığını dile getiriyor. Ama şunu demiyor, alınan o borç, hibe ve yardımlarla ülkenin çöpü toplanıyor, toplu ulaşımda halk rahatlıyor, ülke ekonomisi ve halkın refah seviyesi yükseliyor. 
 
Pakistan Halk Hareketi Lideri Tahir-ulKadri’da halkın manevi duygularıyla oynayarak elindeki kefen bezini göstererek ''Ey Navaz Şerif, aldığım bu kefeni ya ben giyeceğim ya da senin hükümetin giyecek''diye konuşmalar yapıyor. Her ikisi de Han ve Kadri taraftarlarından “bu dava uğruna ölmelerini” emrediyor. Görende ülkede yeniden kurtuluş savaşı veriliyor zannedecek.

Bu iki kuklanın yaptıkları konuşmalar birbirini tamamlayan nitelikte, Şizofren olan kefenle ortaya çıkıyor, Haşhaşı olan da fakirlerin, mazlumların hakkını savunmak için canını vermeye hazır olduğunu ilan ediyor. Akşam olunca onlarca hizmetçinin çalıştığı malikanelerine çekilen bu yalancı ve işbirlikçi hainler ertesi gün yine “din,fakirlik ve yolsuzluktan” dem vurarak ülke yönetimini devirmeye çalışılıyor.
 
Ne hikmetse bu son zamanlarda emperyalistler aklı başında birilerini değilde, şizofren birilerini Müslüman halkların önüne çıkarıyor. Bizdeki Gülen, Pakistan’daki Kadri, Mısır’daki Selefi Hizb en-Nur Partisi Başkanı Yunus Mahyunve Bangladeş’teki Şeyh Hasina gibi hasta ruhlu insanların sayısı umarım daha fazla artmaz. Halkımız bu şarlatan, din ve halk düşmanlarını yakından tanıyarak bunlara prim vermez.
 
Türkiye’nin gerçek dostu olan Pakistan üzerine oynanan oyunlar yeni değil. Atom bombasını yaptıktan sonra bu ülke üzerinde yüzlerce operasyon yapıldı. Yapılmaya da devam ediyor. Ancak bu son zamanlarda İslam ülkelerinde oynanan oyunların temelini içi boşaltılmış “sahte hoca” kılıklı ve şizofren kişiler üzerinden yapmaya çalışmaları son derece düşündürücüdür.
 
Allah, ülkemizi, İslam alemini ve kardeş Pakistan’ı her türlü kaza ve beladan korusun.
 
 
 
Görüş Bildir Bizimle Paylaş