Dolar

34,3500

Euro

37,4020

Altın

3.013,25

Bist

8.663,88

Dünya Sınıfı Mücadelesi: Protestonun Coğrafyası

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-06 11:47:23

Dünya Sınıfı Mücadelesi: Protestonun Coğrafyası
Güzel zamanlarda ve dünya-ekonomisi üretilen artı-değer bakımından büyürken, sınıf mücadelesi suskunlaşır. Asla kaybolmaz fakat işsizlik düşük seviyedeyken ve alt tabakanın gerçek geliri ufak meblağlarda bile olsa yükselirken, sosyal taviz günün geçerli akçesidir.

Fakat dünya-ekonomisi durgunlaştığı ve işsizlik ciddi şekilde arttığı zaman toplam pasta küçülmüş demektir. O noktada soru, ülkeler içinde ve ülkeler arasında bu küçülmenin külfetini kimin taşıyacağı haline gelir. Sınıf mücadelesi şiddetlenir ve er ya da geç caddelerde aleni yüzleşmeye neden olur. 1970’lerden ve çarpıcı şekilde 2007’den beri dünya-sistemi içinde olagelen şey de budur. Bu zamana kadar en üst tabaka (yüzde 1) kendi paylarına sıkıcı tutundular ve hatta bunu artırdılar. Bunun anlamı ise kalan yüzde 99’unun payının azaldığıdır.

Paylaşımlar üzerine temel mücadele, küresel bütçedeki 2 başlık etrafında döner: vergiler (ne kadar ve kime olacağı) ve nüfusun esas kısmının güvenlik ağı (eğitim, sağlık üzerine harcamalar ve ömür boyu gelir garantileri). Bu mücadelenin yaşanmadığı hiçbir ülke yoktur. Ancak dünya-ekonomisindeki yerleri, iç demografileri, siyasi tarihleri nedeniyle bazı ülkelerde diğerlerinden çok daha şiddetli ortaya çıkar.

Bir siyasi sınıf mücadelesi, herkesin bunu siyasi olarak nasıl ele aldığı sorusunu doğurur. Erk grupları, halk ayaklanmalarını, birçoğunun yaptığı gibi, şiddetle bastırabilir. Ya da eğer ayaklanma bastırma mekanizmaları için çok güçlüyse, onlara katılır gibi görünerek göstericileri asimile etmeye ve gerçek değişimi sınırlandırmaya çalışabilirler.

Göstericiler de bir dilemmayla yüzleşir. Göstericilerin başlangıcına her zaman nispeten daha küçük cesur küçük bir grup yer alır. Eğer erk gruplarını etkilemek istiyorlarsa daha geniş (ve siyasi olarak çok daha ürkek) bir grubu kendilerine dâhil olmaları için ikna etmek zorundadırlar. Bu kolay değildir ancak mümkündür. Bu 2011 Tahrir Meydanı’nda Mısır’da yaşandı. Birleşik Devletler ve Kanada’daki İşgal hareketinde de meydana geldi. Son seçimlerde Yunanistan’da da oldu. Şili’de de meydana geldi ve şu an uzun-süren öğrenci grevlerinde yaşanıyor Şimdilerde Quebec’te olağanüstü bir şekilde meydana geliyor.
Ancak olduğu zaman sonra ne olur? Başlangıçtaki dar talepleri, sosyal düzeni yeniden inşa edecek daha kapsamlı ve kökten taleplere genişletmek isteyen bazı göstericiler bulunur. Ve erk gruplarıyla oturup konuşan ve tavizleri müzakere eden başkaları da vardır ki her zaman olur.

Erk grupları bastırdığında, sıklıkla protesto alevini havalandırıp körükler. Fakat baskı genelde işe yarar. Yaramadığında ve erk grupları taviz verip asimile ettiklerinde, genelde göstericilerin beklentilerini değiştirmeyi başarırlar. Mısır’da yaşanan bunun gibidir. Son seçimler iki aday arasındaki ikinci raunt yarışına dönüştü. Bunlardan biri Devrik başkan Hüsnü Mübarek’in son başbakanı, diğeri de asli amacı Mısır kanununa Tahrir Meydanı’ndakilerin taleplerini değil de Şeriat’ı dâhil etmek olan İhvan’ın lideridir. Sonuçlar ilk rauntta bu ikisine de oy vermemiş yüzde 50’lik çoğunluk için acımasızdır. Bu mutsuz durum, Tahrir Meydanı destekçisi seçmenlerin farklı arkaplanlara sahip iki aday arasında bölmesinden kaynaklandı

Bunu nasıl değerlendirmeliyiz? Protestoların coğrafyası hızla ve sürekli değişiyor gibi görünüyor. Bir yerde ortaya çıkıyor. Ardından ya bastırılıyor ya asimile ediliyor ya da sönüyor. Bu olduğunda da başka bir yerde ortaya çıkıyor ve aynı şekilde bastırılıp, asimile edilip ya da söndürülüyor. Ve sanki dünya genelinde bastırılamazmış gibi ardından üçüncü bir yerde başlıyor.
Aslında basit bir nedenden dolayı bu bastırılamaz. Dünya gelir daralması gerçek ve kaybolacak gibi de görünmüyor. Uzmanlarımız ve siyasilerimiz yeni bir bereket döneminin ufukta olduğuna dair bize ne kadar güvence verseler de kapitalist dünya-ekonomisinin yapısal krizi, ekonomik darboğazların standart çözümlerini uygulanamaz kılıyor.

Kaotik dünya hali içinde yaşıyoruz. Her şeydeki dalgalanmalar büyük ve hızlı. Aynı şekilde bu sosyal protestolar için de geçerli. Protestoların coğrafyasının sürekli değişimi olarak gördüğümüz de budur. Dün Tahrir Meydanı’ydı, bugün Montreal’de tencere ve tavalarla izinsiz gösterilerde, yarın da (muhtemelen sürpriz) başka bir yerde olacak.

* Yale Üniversitesi Profesörü ve Amerikan Erk’inin Düşüşü: Kaotik Dünya’da ABD kitabının yazarıdır.

Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER

Esenyurt'ta DEM'liler bölücü sloganlarla yürüdü

Haber Ara