Dolar

35,1981

Euro

36,7471

Altın

2.968,65

Bist

9.724,50

Korkut Boratav’ın yazısı

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-12 11:21:58

Korkut Boratav’ın yazısı
Türkiye’de belirli pozisyonlarda duran Marksist sosyalistlerin birçok önemli konuda ülkenin gerçekleriyle örtüşmeyen teorik tesbitlerde bulunduğunu ileri sürdüğüm birkaç yazı yazmıştım. Korkut Boratav bu dediklerime karşı bir yazı yayımlamış Birgün gazetesinde. Birgün izlediğim bir gazete olmadığı için haberim olmamıştı. Bir arkadaşım haber verdi, “Murat Belge’ye Yanıt” başlığını taşıyan yazıyı da gönderdi.

Okudum, ama hangi dediğime nasıl “yanıt” olduğunu anlamadım. Çünkü oldukça kısa bir yazıda çok genel bir biçimde kapitalizmin yirminci yüzyılda geçtiği bazı evreleri anlatıyor ve kapitalizmin emperyalizmle iç içe geçmişliğini vurguluyor. Bu dediklerinde benim özellikle karşı çıktığım şeyler yok zaten. Sözünü ettiğim yazılarımda ben daha özgül konulara girmiştim.

“Feodalizm” kavramını hatırlatayım, çünkü Korkut Boratav’ın kendisinin de bu kavramla ilginç bir ilişkisi olmuştu o yıllarda. MDD hareketi ve Yön’le başlayan, sonraki yıllarda da bazı sol grupların (genellikle Mao çizgisinde olanlar) sürdürdüğü çizgide Türkiye “feodal” bir toplumdu. “MDD”nin “D”lerinden biri olan “Demokratik” nitelemesinin teorik-stratejik “esbab-ı mucibe”si de buydu : “feodal” yapıya karşı “demokratik devrim” yapılacaktı.

O sıralarda Korkut Boratav da Türkiye’ye “feodal toplum” yaklaşımıyla bakmanın doğru olmadığınıaçıklayan bir makale kaleme aldı. Korkut Boratav’ın bu yazısında savunduğu konumu ben de benimsediğim için, bunu şimdi de çok iyi hatırlarım.

Boratav, Türkiye’de “feodalizm”in değil, “küçük meta üretimi”nin varolduğunu söylemişti.

“Feodal olmayan Türkiye” kavramı, MDD hareketinin hoşlanacağı bir kavram olmadığı için Korkut Boratav’ın bu makalesi Aydınlık dergisinde yayımlanmadı. İşin burası özellikle ilginç. Hareket içinde yer alan Doğu Perinçek’in o zamanda da bir “grubu” oluşmuştu, ama bu grup henüz Mao çizgisini benimsememişti. Makalenin Aydınlık’ta yayımlanmamasına onlar itiraz etti. Anlaşma sağlanamayınca, bu grup dergiden ayrıldı. “Beyaz” Aydınlık diye andığımız, beyaz kapaklı Proleter Devrimci Aydınlık(dergiden ötürü hareketin adı da “P.D.A.” olarak kaldı) böyle başladı. Korkut Boratav’ın Aydınlık’a giremeyen bu yazısı burada yayımlandı.

Ancak zaman geçti, görüşler değişti, “PDA” Maocu olmaya karar verdi. Bu kararı verince Türkiye’nin de “feodal” olması gerekti.

Korkut Boratav’ın “küçük meta üretimi” teorisi belli başlı sosyalist grupların hiçbirinden kabul görmedi. Benim gibi bazı bireylerin teorik dağarcığında bir yerlerde kaldı.

“Beyaz” olanı çıkınca “Kırmızı” diye anmaya başladığımız Aydınlık’ta ise Muzaffer Erdost Türkiye’nin niçin ve nasıl feodal olduğunu uzun uzun anlatan yazılar yazdı.

Ona cevap veren Korkut Boratav’ın, Erdost’un “küçük meta üretimi” terimini yanlış anladığını, bunun “küçük boylu metalar üretme” anlamına gelmediğini, üretim ilişkisinin adı olduğunu yazdığını hatırlıyorum.


Birgün’de çıkan bu yazıdan sonra, Korkut Boratav’ın kendisinin de “küçük meta üretimi” kavramından vazgeçtiği sonucuna varmamız gerekiyor mu, bunu da anlamadım; doğrudan buna ilişkin bir söz yok; dediğim gibi, zaten çok genel şeyler söylenmiş. Ama yazı “Deniz Gezmiş ve arkadaşları... devrimci geleneği... eksiksiz olarak temsil ettiler” sözleriyle bitiyor. O yazıları yazarken Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına değinmemiştim, aklımda da yoktu o konu; ancak onların mücadelesinin “küçük meta üretimi”ne değil, feodalizme karşı olduğunu biliyorum.

Korkut Boratav’ın o genel açıklamasından bu noktaya niçin sıçradığını da pek iyi anlamış değilim. Herhalde “onların bu savaşı yanlış bir hedef uğruna değildi” demek istiyor. Hedefin teorik isabeti önemli bir konu, ama o insanların cesaretiyle, fedakârlığıyla doğrudan ilintili bir konu değil. Bunu da ayrıca tartışalım –madem başladık.
SON VİDEO HABER

Televizyon binasına zorla girmeye çalışan şüpheliye gözaltı

Haber Ara