DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Krallar da ölür

2015-01-26 12:55:31
Ölüm, her kese eşit muamele eden mutlak bir sondur.

Kişilerin makam, mevki, rütbe, zenginlik gibi hiçbir imtiyazının geçerli olmadığı, bedenlerinin beyaz bir kumaş parçasına sarılarak toprağa çürümeye bırakıldığı bir hakikat..

Sahip olunan her şeyin ardımız sıra bırakıldığı, dünya hayatından ahret yurduna iltica ettiğimiz bir yolculuktur ölüm.

İnsanoğlunun fani bir varlık olduğu ve ruhu üzerine giydirilen geçici elbisesinden sıyrıldığı o an, geride bıraktığı yaşamından sadece “yapıp ettiklerini” yanında götürebildiği sonsuz yolculuk.

Kabir hayatından sonra yeniden haşrolunarak mahşer yerine toplandığımızda, sonsuz yurdumuzdaki yeni “yaşamımızın” belirleneceği imtihan saati de gelmiş demektir.

“Zerre kadar hayrın karşılıksız kalmayacağı, zerre miktarı şerrin de hesaba çekileceği*” o gün hiçbir ayıbımızı öretemeyeceğimiz gibi, tüm güzel işlerimizden dolayı ikramlanacağımız muhakkaktır.

Ölüm gerçeğini “yok olmak” olarak algılayan münkirlere diyecek bir sözümüz yok elbet, hidayet dilemekten başka.

Ancak ölüme ve ahret gününe inan biz Müslümanlar için, dünya hayatının bir geçiş güzergâhı olması ve “tuli amel” içermemesi gerekmez mi?

İyi bir kul olmak ve yeryüzünün halifesi olarak “hak ve adaletin tesisi için” mücadele etmekten başka bir bağımızın olmaması gereken dünya hayatı, bizim için nasıl olur da bir ihtiras alanına dönüşebilir?

Ölüm gerçeği biz insanlar için en büyük mucize ve apaçık bir ayet iken, hep burada kalacakmışçasına dünyaya sımsıkı sarılmak ne büyük gaflettir.

Nitekim bu gafletin içerisinde yuvarlanıp giden insan tarihi sürecinde günahın, haramın, zulmün ve ihtirasın kurbanı olmuştur.
Ki, makam, mevki, güç, ihtiras âdemoğluna daima “kul” gerçeğini unutturarak şeytanın tuzağına düşürmüştür.

İçine düşülen gafletin uyarıcısı olması bakımından vahyolunan “Şüphesiz biz insanı bir su damlasından yarattık da o bunu unutup bize düşman oldu” Ayeti Kerime’ye rağmen, insan kulluğunu göz ardı ederek kendisini güç ve kudret sahibi sanmaktadır.

Oysa bizim için en yüce model olması gereken Efendimiz (a.s) “Ben Allahın Kulu ve Elçisiyim” diyerek Peygamberliğinden önce kulluğuna vurgu yapmış ve “mutlak kudret sahibi” olanın sadece Allah c.c olduğuna dair tüm öğretileri yaşamında örneklemiştir.
Bütün bu gerçeklere rağmen gücünün kölesi olmaktan kurtulamamıştır insanoğlu.

Yeryüzünde kendi nefsi, heva ve hevesi uğruna katliamlar yapmış, güçsüzü ezmiş, hak yemiş, zalim olmuştur.

Bu yer küre nice nemrutlar, firavunlar, ebu cehiller görmüştür!. Onların kin ve nefretine, hırs ve zulmüne şahitlik etmiştir.

Hani nerededirler?.

Dünyayı titreterek büyüklüklerini, güç ve kudretlerini(!) ispat peşine düşen bu adamalar şimdi neredeler?

Toprağın altında çürüyen cesetlerinden başka varlıklarından geriye ne kalmıştır?..

Muhakkak ki, cesetleri toprağı kirletirken, ruhları yeryüzünde işledikleri günahların bedelini ödemek üzere ” gücüne itibar etmedikleri” kudret sahibi tarafından kabzedilmiştir.

Kendisine atfedilen “şerefli varlık” sıfatını elinin tersiyle iterek “hayvandan daha aşağı” bir mertebeyi seçen insan, ne yazık ki seçimine göre muamele göreceğini unutmakta veya önemsememektedir.

O zalimler ki “sayfaların açılıp *” amellerini açıkça görecek oldukları kıyamet gününün dehşetinden kurtulamayacak ve zulümlerinin bedelini ödemekten kaçamayacaklardır.

Hasılı, bir kişinin ölümünden geriye ne kaldığıdır önemli olan. Yaşı, makamı, kim olduğu değil, ardı sıra bıraktıkladır.

Bir yanda yeryüzünü fesada uğratan zalimler, diğer yanda varlığı ile etrafını kandiller misali aydınlatan güzel insanlar.

Bir yanda hakkın aydınlığı diğer yanda zulmün karanlığı..

Ölüm her nefse uğrayacak mutlak bir hakikattir!

Önemli olan ölümün uğradığı kişinin, genç, yaşlı, kadın veya erkek ,kral,sultan,padişah olması nerede yaşadığı,nasıl göründüğü değil, geriye ne bıraktığı, beraberinde ne götürdüğüdür..

Nasıl yaşarsak öyle ölecek, nasıl ölürsek öyle hayrolacağız..

Temennimiz o dur ki, Yaşamımız da, ölümümüzde Allah için olsun.

Yüce Allahtan cümlemize hidayet dilerim..
-------
Zilzal/7-8
Yasin/77
İsra/70
Tekvir/10
Görüş Bildir Bizimle Paylaş