Dolar

34,3445

Euro

37,4030

Altın

3.012,87

Bist

8.663,88

Akademide Türk ve Kürt kardeşliği

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-19 12:11:00

Akademide Türk ve Kürt kardeşliği
Uluslar arası üniversiteler konseyi başkanlığınca yürütülen İslam coğrafyası başta olmak üzere akademide kardeşlik ve aile kavramı boyutunda işbirliği çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Irakın federal Kürdistan yönetimi bölgesinde bulunan dohuk kenti dohuk üniversitesi ev sahipliğinde yaptığımız uluslararasılaşmada değerler kavramlar inançlar kültürler çalıştayı çok önemli sonuçlar elde ederek tamamlandı.12 ülkeden 52 üniversite ve coğrafyamızın önemli üniversitelerinin rektör düzeyinde temsil edildiği 150 üzerinde katılımcı ile gerçekleştirildi. Irak merkezi hükümet ve federal Kürdistan yönetiminin Türkiye sınırındaki ili olan dohuk kentinde çok önemli bir çalıştay yaparak Türkiye’nin bölgede sadece huzur kardeşlik ve barış içeren çalışmalar yaptığını akademisyenler ve bilim adamları aracılığıyla tüm dünyaya göstermiş olduk. Uluslararası üniversiteler konseyi kurucu başkanı olarak bana sürekli sorulan soru neden dohuk ve Erbil de coğrafyamızda yapılmış önemli konferansların başında gelen böylesine içerik ve katılım olarak öne çıkan bir çalıştay gerçekleştirdiniz. İUC kuruluşu 3 yıl olmasına rağmen Türkiye de Ankara Pakistan Lahor ve İslamabat İran Tebriz ırak Musul ve son olarak dohuk ta gerçekleştirdiği yüksek katılımlı çalıştay ve konferanslarla İslam coğrafyası yüksek öğretiminin birlik ve akademik paylaşımlarla batı toplumları yüksek öğretimi seviyesine getirme çalışma ve çabası içerisindeyiz. Bu nedenle sınırımızda bulunan dohuk kentini seçtik yalnız Kürdistan federal yönetimi bölgesinde değil tüm ırağı kapsayan bir katılımla ülkemiz üniversiteleri ile bölge üniversiteleri arasında ortaklıklar kurduk.

“Batılılaşma Yerine Uluslararasılaşma Kavramı Olmalı”


Modern zamanlarda bir ülkenin sahip olabileceği en önemli kaynak insan kaynaklarıdır. Bir ulusun gücü, gelişimi, kalkınması ve etkililiği, insanlarının niteliğine, niceliğine ve yeteneklerinin çeşitliliğine bağlıdır. Stratejik anlamda askeri güçten ziyade ekonomik güç, bir ulusun global çapta etkililiğinin temel belirleyici unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır ve yükseköğretim altyapısının gücü ise buna katkıda bulunan temel faktörlerden birisidir. Bir yandan yükseköğretim sektörü, gerekli yüksek kalitede iş gücünü eğiterek bilgiyi aktarırken, diğer yandan yükseköğretimde ki yaratıcılık ve araştırma, bir ulusa öncü teknolojik avantajlar kazandırır.
21.y.y’da bir ulusun değerleri, idealleri ve inançları ulusal bir kimliğin ayırıcı özelliğini teşkil edecektir. Uluslar askeri ya da ekonomik yeterliliklerinden ziyade ideoloji ve değerleriyle tanınacak ve bunlar sebebiyle saygı görecektir. Genel olarak eğitim ve özel olarak yükseköğretim, insanların zihin ve ruhlarına özgün bir değerler ve inançlar kümesinin yerleştirilmesine destek vererek bir ulusun ideolojik imajının oluşturulmasına yardımcı olur.

Bu bakış açısıyla batılılaşma yerine uluslararasılaşma söylem ve uygulaması bizler için önemli bir algı olacaktır, batılılaşma kavram ve algısı mutlaka değişmeli yerine uluslararasılaşma konmalıdır, ben Müslüman bir aydın olarak batılılaşmayı hakaret algılarım,yüce dinimin bana verdiği asil yaşam toplumsal ve aile kavramı insani değerler tarih boyunca tüm toplumların eğitici olan İslam bilgin ve alimleri benim ve bizlerin sahip olduğu en önemli değerlerdir,ve biz bunların asimile edilmesine üniversitelerde yetiştirdiğimiz çocuklarımıza öğreterek yaşatmalıyız.

Ulusal Değer, Kavram ve İnançlarımızın Asimile Olma Tehlikesi

Odak noktası, ulusların tekil olarak ideolojilerinin,değerlerinin ve kültürlerinin ve bunların global çapta etkileşimlerinin geliştirilmesidir. Bu geniş bir temadır ve çeşitli boyutlara sahiptir. Bu makale yükseköğretim kurumlarının bu konsepti desteklemedeki rolü üzerinde odaklanmaktadır. Herhangi bir ülkedeki yüksek öğretim kurumları, geleneksel değer ve inançların tam olarak test edildiği ve sorgulandığı ve bunun yanı sıra bu ulusal ideoloji ve değerlerin ortaya çıkışına ve evrimleşmesine itici güç kazandırılan platformlardır. Modern zamanlarda yüksek öğretim kurumları, bir ulusun kültürel ve sosyal kimliklerinin evrimleşmesi için tetikleyici nitelik taşıyan kurumlar olarak bilinmektedir. Bu temanın anlaşılıp analiz edileceği üç düzey vardır;

İlk olarak; analiz düzeyi ulusaldır. Üniversiteler, ulusal ideoloji, değer, inanç ve konseptlerin desteklenmesinde büyük ve kritik bir rol oynar ve aynı zamanda bu değerleri, içinde bulunduğumuz modern zamanların sorunlarına karşı düzenler. Özellikle orta doğu, orta asya ve güney asya ülkeleri için bu temel bir meseledir. Tarihi, sosyal ve kültürel norm ve değerlerimizi modern zamanların gereklilikleri ile nasıl uzlaştırabiliriz? Üniversiteler bu meseleyi ele alıp ulusal ideoloji, inanç, değer, kavram ve kültürlerimiz açısından geçmişimizi geleceğimiz ile uzlaştırmanın yollarını ve yöntemlerini bulabilir. Değerlerin ve kültürlerin evrimi, halkın tabanı düzeyinde toplumda kök salabilir ancak evrimleşmenin gerçekleşme hızının ölçümü, anlaşılması ve değerlendirilmesi, üniversitelerde yapılan araştırmalarla mümkün olur. Dolayısıyla modern dünya’da üniversiteler, gerçekleştiği sırada kültürel evrimi ölçen birer barometre gibidir. Yakın geleceğe ilişkin olarak gerçekleşecek değişimler için ikna edici projeksiyonlar ortaya koyabilir. Bu yüzden ulusal düzeyde bir ülkenin üniversiteleri, ulusal değer, kavram, inanç ve kültürleri koruyarak, destekleyerek ve uzlaştırarak önemli bir rol oynayabilir.

İkinci analiz düzeyi; bölgeseldir. Coğrafi olarak belirli bir bölgede bulunan ülkeler doğal olarak ortak sosyal ve kültürel parametrelere sahip olurlar. Farklılıklar da mutlaka görülecektir. Ancak asıl odak noktası bir bölgede ki ülkeler arasında değerler, kavramlar, idealler ve inançlar açısından ortak noktaların belirlenmesi ve desteklenmesidir. Yine üniversiteler bu amacı gerçekleştirme de kritik bir rol oynayabilir. Daha sınırlı anlamda belirtmek gerekirse, örneğin; orta doğu ya da orta asya ülkeleri için ortak değerler, inançlar ve kültürler ortak parametreler olarak belirlenebilir ve böylelikle bu ülkelerin daha ahenkli bir gruba asimile olmaları için bir temel oluşturulur.
Afrika , orta doğu, orta asya, güney asya ve uzak doğu’daki çeşitli Müslüman ülkelerin bir araya getirilmesi ile , İslami sosyal ve kültürel değerler ve inançlar belirlenerek ve desteklenerek ve bunları Müslüman ülkeleri entegre edecek tuğlalar olarak kullanarak bölgesel entegrasyon ve stabilite sağlanabilir. İki taraflı düzeyde bazı Müslüman ülkeler bölgesel ya da siyasi yapıda anlaşmazlıklara yol açan çeşitli sorunlara sahiptir ancak daha geniş ve daha güçlü ortak değerler, inançlar ve kavramlar kümesi benimsenerek bu coğrafi ve jeopolitik meseleleri barışçıl yollarla çözmek için mutlaka bir potansiyel mevcuttur. Yüksek öğretim kurumları , çeşitli ortak değerleri, sosyal normları, inançları ve kültürleri daha geniş bir Müslüman ideolojisi,değerleri ve kavramları kümesine entegre etmede önemli bir rol oynayabilir.


Üçüncü analiz düzeyi; uluslararası düzeydir. Uluslar arası düzeyde izlenecek ortak değerler kapsam olarak daha geniş çaplıdır ve genellikle bir bütün olarak insan ırkını ilgilendirmektedir. Bugünün uluslar arası düzeydeki meselesi global barış ve anlayışın nasıl yaratılacağıdır. Yüksek öğretim kurumları ulusal kültür ve değerleri desteklerken daha geniş çaplı insani değerleri düzgün bir perspektife yerleştirebilir ve insan ırkının bu gezegende ki ortak mirasını ve ortak geleceğini vurgulayabilir. Üniversiteler, uluslar arası düzeyde barış, uyum ve anlayış oluşturmak için ulusların ortak değerlerini,kavramlarını ve inançlarını belirleyerek insanların varoluş sebebini anlamlı bir şekilde keşfedebilir, anlayabilir ve destekleyebilir.

Batı Toplumları Stratejik veya Ekonomik Ortaklarımızdır. İslam Toplumları ile Coğrafya da, Kültürde, Tarihte, Kaderde ve Dinde Kardeşleriz

Batı toplum ve devletleri bizler için önemli stratejik ortaklar teknolojiyi bilimi ekonomiyi paylaşacağımız arkadaşlarımız dostlarımızdır,yani menfaat çıkar ortaklarımızdır.Ama öncelikle İslam coğrafyasında yaşayan bizler aynı coğrafyayı paylaşmakta ortak değiliz aynı tarihi aynı kültürü ve aynı kaderi paylaşan din kardeşleriyiz,tüm değerlerimizde, kültürlerimizde ,kavramlarımızda ve yüce İslamın mensupları olarak dinimizde de ortak ve kardeşiz,yani dostların bizler birbirimize mecburuz mahkumuz bu coğrafyayı tarihte birlikte paylaştık bugün birlikte paylaşıyoruz gelecekte de birlikte paylaşacağız yapacağımız akademik ortaklıklarda hızlı paylaşım içerisinde olmak bizlerin yapması gereken uluslar arası üniversiteler konseyi benzeri kurumları çoğaltmak olacaktır.
SON VİDEO HABER

Esenyurt'ta DEM'liler bölücü sloganlarla yürüdü

Haber Ara