"Darbecileri affedin!.."
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-10-06 07:32:45
Mesele:
"Darbe davasına 28 Şubat sürecinde millete kan kusturan medya mensupları da dahil edilsin mi?.."
"Darbe mağdurları" arasında yer aldığı söylenen Mehmet Ali Birand, bu işin fazla yaygınlaştırılmamasından yana.
Bu çerçevedeki meslektaşlarımız değil sadece; "muhafazakar" ve "liberal" etiketli kimi meslektaşlarımız da, işin "uzatılmasının" zararlı olacağı görüşünü savunmakta.
Hayır!..
Bin kez hayır!..
¥
O sürecin önde gelen "kartel" aktörlerinin "Utanç duyuyoruz", "Keşke böyle yapmasaydık", "Nereden bilebilirdik ki", "Gaza geldik" yollu günah çıkartma ameliyelerinin hukukta yeri yok.
Darbeye "destek verenler" darbeciler kadar mı suçlu, daha az mı suçlu, burası tartışmalı.
Meselenin tartışma götürmeyecek tarafı ise:
"Bunların hepsi suçlu!.."
Ve buna bağlı bir gerçek daha:
"Suçluyu affetmek, maslahat gözeterek suça göz yummak" herhangi bir makamın yetki alanında değil!..
Hukukta, "Bilmemek" mazeret teşkil etmiyor, ayrıca 28 Şubat darbe harekâtının yürütüldüğü süreçte, başta Akit camiasının haberleri olmak üzere, gerçekleri ortaya koyan o kadar çok neşriyât yapıldı ki...
"Bilmiyorduk!" savunması tamamen boşlukta kalmaya mahkûm...
O günlerde atılan "Topyekun Savaş" manşeti de "bilince" işaret ediyor.
Milletin değerlerine karşı "Topyekun Savaş" ilanını manşete çeken bir mevkutenin yöneticileri, "Bilmiyorduk" mazeretine sığınamaz...
Bizler 28 Şubat'ın arka planındaki "İsrail" sevk ve idaresini belgeleriyle ortaya koyarken, "Onlar" çatır çatır "İsrail" etkisinin zaruretine vurgu yapıyorlardı.
Bizler, 28 Şubat vurgunlarının mesullerini işaret ederken "Hakkımızı Helal Etmiyoruz!" diye haykırırken o taraflardan "Bunlar Dinci Değil Kinci!" manşetleri yükseliyordu.
Bizler, o günlerde hazinenin "Kartel" tarafından nasıl hortumlandığını belgeleriyle ortaya koyduğumuz için "dava yağmuruna" muhatap oluyorduk...
Savcı ve hakimlere resmen baskı uygulanıyordu, bizleri mahkûm etmeleri için.
Hukukun gereğini yerine getiren Savcı ve Hakimler ise hedefe yerleştiriliyor, medya linci ile sürgüne gönderiliyordu.
"Bilmiyorduk" ne demek; 28 Şubat darbesinde başı çeken birçok "muvazzaf", emekli olur olmaz "Kartele" yerleşiyordu.
Doğru dürüst "bölme" işlemi bile yapamayacak durumdakiler, zamanında milleti "Çağdaşlar-Mürteciler" olarak tasnif etme, "bölme" ameliyelerinin karşılığını çatır çatır alıyordu.
Bizler "Ya, Avrupa tepki gösteriyor, boşverin, affedin" filan desek bile hükmü yok.
Bu konularda karar verme noktasında olan "Hukuk mekanizmaları" ile 28 Şubat vurgunlarının bedelini hâlâ ödemekte olan bu "Asil Millet"tir.
¥
Bir "suç" şebekesinin bazı unsurlarını öne çıkarıp bazı unsurlarını ellerinde hâlâ etkili medya gücü bulunduğundan dolayı "görmezden" gelmek adalete, hukuka ihanet olur.
Dahası "emanete" ihanet olur.
¥
"O dönemde yaptıklarımdan dolayı utanç duyuyorum!.."
Bu bir "suç" itirafı değilse nedir?..
Ve suçluyu "affetme" yetkisi kimdedir?..
Dahası...
O dönemde darbecilerle işbirliği yaparak büyük servetlere ulaşanlar, bugün hâlâ o "kirli kaynaklarla" ele geçirdikleri güçten istifade ediyorlar.
Haksız iktisapların, gecikme zamları ile birlikte millete iadesi gerekmez mi?..
¥
"Boşveeeer, unut gitsin!.."
Ben unutsam, millet unutmaz...
Millet unutsa tarih unutmaz!..
Tarih, "unutkan"ları affetmez!..
BİR FİNCAN KAHVE
Bugün kısmetse programa başlıyoruz:
"Bir Fincan Kahve"
Gündemimizde yer bulan isimlerin "insan" tarafını gözler önüne seren bir program olacak...
Her Cumartesi saat 11'de, Kon TV'de.
Sizlerden istirhamım, soru ve görüşlerinizle "Bir Fincan Kahve"ye katkıda bulunmanız.
Bunun için twitter adresimizden istifade edeceğiz.
Adresimiz;
@sarseven
SON VİDEO HABER
Haber Ara