Bayraktar, Berlin Enerji Dönüşüm Konferansı'nda yaptığı konuşmada, enerji dönüşümünün iki döneme ayrılabileceğini ve piyasa dönüşümü olarak adlandırılan ilk kısmının 17 yıl önce başladığını söyledi.
Bu süreçte dikey bütünleşik ve kamu odaklı modeli daha rekabetçi piyasa modeline dönüştürmeye çalıştıklarını ifade eden Bayraktar, tüm piyasa faaliyetlerini ayrıştırdıklarını ve ilgili sektör şirketlerini özelleştirdiklerini ifade etti.
Bayraktar, piyasa serbestleşme sürecinde tüm gerekli araçların kullanıldığını ancak bu sürecin kolay bir süreç olmadığını kaydederek, "İlk olarak bu süreçte elektrik piyasasında önce fiyat artışlarına daha sonra da fiyatların düştüğüne şahit olduk. Bu birinci enerji dönüşümü için ana zorluklardan birisiydi. Dolayısıyla buradan alınan ilk ders piyasa için doğru fiyat sinyallerinin verilmesiydi." dedi.
Yenilenebilir kaynaklarını en üst seviyede ve dengeli bir şekilde teşvik etmeye çalıştıklarını anımsatan Bayraktar, şöyle devam etti:
"10 yıl önce yenilenebilir destek mekanizmamız ve düşük tarife garantisi nedeniyle eleştiriliyorduk. Bugün hala aynı konularda eleştiriliyoruz ancak bu sefer insanlar bu rakamların çok yüksek olmasından şikayet ediyorlar. Dolayısıyla ikinci önemli tecrübemiz, yeni teknolojiler için makul seviyede teşvik ve desteklerin verilmesi. İlk dönüşüm sürecinin sonunda tüm gerekli piyasa reformlarını başarılı bir şekilde uygulayabildik ve bu süreçte enerji piyasamız, sadece elektrik piyasası için 60 milyar dolarlık bir yatırım çekti. Rüzgar ve güneşteki kurulu gücümüz, toplamdaki kurulu güç içinde sıfırdan, yüzde 15,2'ye yükseldi. Özel sektör enerji üreticilerinin piyasa payı yüzde 25'ten, yüzde 80'e ulaştı ve son olarak 1 Nisan 2018'de saat 11 ile 14 arası Türkiye'nin enerji arzının yüzde 63'ü sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı."
- "Türk ekonomisine güveniliyor"
Bayraktar, bu süreçte hem yerli hem yabancı yatırımcıların hem de finansal kuruluşların Türkiye'deki enerji piyasasının geleceğine inandığına işaret ederek, böylece piyasa reformlarının desteklendiğini ve genel olarak Türk ekonomisine güvenildiğini aktardı.
Enerji politikalarında siyasi irade ve uzun dönemli vizyonun başarılı bir enerji dönüşümünde anahtar bir yeri olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
"Türkiye, enerji piyasası dönüşümündeki, benim Dönüşüm 1.0 olarak adlandırdığım, ilk aşamayı tamamladı. 2 yıl önce açıkladığımız Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiye'nin çok büyük yenilenebilir enerji hedefleri bulunuyor. Ayrıca önümüzdeki 5 yılda enerji verimliliği için yaklaşık 11 milyar dolar yatırım yapılması, birincil enerji tüketimimizin yüzde 14 azaltılması ve 66 milyon tonluk bir karbon salımının önlenmesi amaçlanıyor. Nükleer enerjinin entegre edilmesi de Dönüşüm 2.0 sürecinin önemli bir parçası. Enerji altyapımıza büyük önem veriyoruz. Hem gaz hem de elektrik sektöründe iletim ve dağıtım tarafında şebekemizi daha dirençli ve güvenli yapabilmek için kayda değer yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Özellikle doğal gaz alanında piyasa reformlarımıza devam edeceğiz. Avrupa'daki en büyük 4'üncü doğal gaz piyasasına sahip bir ülke olarak, doğal gaz anlaşmalarımızda daha esnek koşullar ve rekabetçi fiyatlar görmek istiyoruz."
Bayraktar, konferans kapsamında Irak Elektrik Bakanı Luay el-Hatip ile bir araya gelerek, iki ülke arasındaki ilişkilerin yanı sıra enerji konularını görüştü. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Genel Direktörü Francesco La Camera ile de bir araya gelen Bayraktar, daha sonra Almanya Ekonomi ve Enerji Bakan Yardımcısı Thomas Bareiss ile yaptığı görüşmede Türkiye ve Almanya arasında enerji işbirliğinin geliştirilmesine yönelik değerlendirmeler yaptı.