Değerli okuyucularım, malumunuz bugün yani 14 Kasım Cuma akşamını cumartesiye bağlayan gece Fransa'nın başkenti Paris'te vahşice terör olayları meydana geldi. Neden Fransa demiyoruz? Çünkü terör adres sormuyor. Niçin şimdi diye sormuyoruz? Çünkü Terör zaman belirlemiyor. Esas sormamız gereken ise terörün amacı neydi yani bu cürmü irtikap eden teröristler ne yapmak istiyorlardı? Soruyu Fransa ve terör bağlamında ele alabiliriz konunun bizi ilgilendiren tarafı ise, Fransa - PKK terör örgütü ilişkileridir. Bildiğiniz gibi Fransa yıllardır terör örgütü PKK elemanlarına birçok alanda yardımcı oluyor. Özellikle eski başkanlardanFrançois Mitterrand'ın eşi Bayan Danielle Mitterrand PKK'lı teröristler ile yadırganacak bir ilişki içindeydi. Şu anki Fransa devlet başkanı François Holland ise daha geçenlerde bizzat PKK'lı teröristlerle ofisinde görüşme yapmıştı. Yine Türkiye'de aranan teröristlerin listesinde yer alan PKK'lı terörist Zübeyir Aydar Fransa meclisinde bir konferans vermişti.
Fransa PKK ilişkilerini böyle hatırlattıktan sonra asıl söylenmesi gereken mevzuya gelelim: Terör bir bumerang gibidir, sizin elinizden çıkan Bumerang döner gelir ve yine size zarar verebilir. Paris'te Vuku bulan bu meşum Hadise uluslararası ilişkilerde terörü bir maşa gibi kullanan ülkelere bir ders olmalıdır. Terör bir ateştir, ateş ise fazla yaklaşıldığı zaman yaklaşanı yakar. Maşa ateşte çok durursa ısınır. Ve sonunda maşayı tutan el yanar. Bir hatırlatma ile yazımıza son verelim: Terör bir teferruattır, devletler furuatla uğraşmak yerine esasla uğraşmalıdır. Esas terörü doğuran sebeplerdir.
Dünyanın neresinde bir zulüm varsa orada Terör neşet eder. Devletler yaşamına küfürle devam edebilirler ama hiçbir devlet zulümle ilelebet payidar olamaz. Suriye'deki Zalim Esed yönetimi varlığını sürdürdükçe bundan beslenen terör örgütleri olacaktır. IŞİD işte böyle bir terör örgütüdür. Medeni ülkelere düşen görevi ise furuatle değil esas ile ulaşmalarıdır. Netice-i kelam zulüm zail olursa terörde zeval bulur, zulüm cari ise terörde caridir.
Bu acı hadiseden sonra, vakıadan bir ders çıkarması gereken Fransa öncelikle uluslararası ilişkilerde terörü bir maşa olarak kullanmaktan kaçınmalı ve başta PKK olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun terör örgütlerine sempati beslemek dahil yardım ve yataklık yapmaktan vazgeçmelidir.
Fransa'nın alması gereken ikinci ders ise bu meşum hadisenin Fransız halkını tahrik ederek ülkesinde buunan Müslümanlara ve mültecilere karşı bir nefret ve intikam duygusunun hararetlenmesine fırsat vermemelidir. Üçüncü ders de Fransız halkının nasibine düşer. Fransız vatandaşları kendi ülkelerinin, özellikle Kuzey Afrika'da Müslüman halklara karşı ne denli vahşet sergilediklerini hatırlamalı, millet ve devlet olarak yaptıkları melanetlerden dolayı Müslüman halklardan açıkça özür dilemelidirler.
-- Facebook: https://www.facebook.com/adil.gulmez.14 Twitter: https://twitter.com/umradil