Arslan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, Türkiye'nin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni hazırlayan ve ilk imzalayan 46 ülkeden birisi olduğunu hatırlattı.

İnsana saygı göstermenin, insan onurunu korumanın ortak değer olduğunu ifade eden Arslan, Anadolu ve İslam medeniyetinin bu değerleri el üstünde tuttuğunu belirtti.

Arslan, Suriye'de, Myanmar'da yaşananlar ile ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması karşısında uluslararası toplumun bu yaşananları kuru birer kınama mesajıyla geçiştirmesinin, gelecek nesillere insan hakları alanında yeterli bir miras bırakılmayacağını somut şekilde gösterdiğini vurguladı.

İslam karşıtlığının, nefret söylemlerinin, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının insanlık onuruna, dünya barışına tehdit oluşturduğuna işaret eden Arslan, "Dünya İnsan Hakları Günü'nün mimarı sayılan Birleşmiş Milletler yaşanan insan hakları ihlalleri karşısında başarılı bir sınav verememektedir. 5 ülkenin veto yetkisi BM Güvenlik Konseyinin misyonunu yerine getirememesine neden olmaktadır. Bu nedenle Türkiye'nin yıllardır altını çizdiği gibi BM sisteminin gözden geçirilmesi ve İslam dünyasının da temsil edildiği çoğulcu bir yapıya geçilmesi gerekir." değerlendirmesini yaptı.

Arslan, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi karşısında Türk milletinin gösterdiği direnişin, demokrasi ve insan haklarına bağlılığın göstergesi olduğunu da belirtti.

Süleyman Arslan, "O gün, ülkemizin tüm renkleriyle insan hakları sınavını başarılı bir şekilde verdiği gündür. Ülke olarak dünyada yaşanan onca acıya rağmen insan onurunu el üstünde tutan bir evrensel insan hakları anlayışını hakim kılmak amacıyla var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.