TEB Cetelem, Cetelem Araştırma Merkezi desteğiyle hazırlanan "Elektrikli Taşıtların Gizemi" başlıklı raporunu, TEB Cetelem Genel Müdürü Stephane Becoulet, TEB Cetelem Pazarlama Müdürü Necip Cihan Tatari ve otomotiv gazetecisi Hakan Özenen'in katılımıyla İstanbul'da bir otelde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı.
Aralarında Türkiye'nin de olduğu 16 ülkede, yaşları 18 ila 65 arasında değişen, 10 bin 600 kişiyle gerçekleştirilen araştırma, tüketicilerin elektrikli araçlarla ilgili düşüncelerini ortaya koydu.
Rapora göre, 2030 yılında dünyada satılan araçların yüzde 25'ini elektrikli araçların oluşturması öngörülüyor. Bunun satın almanın teşvik edildiği Çin'de yüzde 36'ya, Norveç'te ise 39'a kadar yükselmesi bekleniyor. Araştırmaya katılan Türk sürücülerin beyanlarına göre ise Türkiye'de satılacak araçların yüzde 29'unu elektrikliler oluşturacak.
- Tüketicilerin elektrikli araçlarla arasındaki mesafe kısalıyor
Cetelem Gözlemevi'nin 2019 elektrikli araçlar raporu ile 2012'de yayınlanan ilk elektrikli araçlar araştırması karşılaştırıldığında, geçen 7 yıl içinde tüketicilerin sadece elektrikli araçlarla ilgili bilgi seviyesi değil aynı zamanda içten yanmalı motoru olmayan bu tip araçlara ilgisinin de arttığı görüldü.
- Fiyat düşüyor, menzil artıyor ama şüpheler hala var
Rapora göre, sürücülerinin elektrikli taşıtlar için önemli bir ölçüt olarak gördükleri satın alma fiyatı, menzil ve şarj altyapısı son yıllarda çok fazla gelişme gösterdiği halde kafalardaki soru işaretleri ortadan kalkmazken, son dönemdeki gelişmelere rağmen bu üç unsur halen insanların elektrikli taşıtları benimsemesinin önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
Araştırmaya katılan pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de otomobil sahiplerinin elektrikli otomobil satın almama nedeni olarak çok pahalı, menzilin kısa, batarya şarj süresinin uzun ve şarj altyapısının yetersiz olması geliyor. Türk tüketicilerinin yüzde 66'sı 'araç pahalı olduğu için almıyorum' derken, şarj altyapısının yetersiz olduğunu söyleyenlerin oranı 39'da, şarj süresi çok uzun diyenlerin oranı ise 35'te kaldı.
- 2030 yılında satılan 100 aracın 25'i elektrikli olacak
Cetelem Gözlemevi raporuna bu yıl ilk kez dahil edilen Norveç, elektrikli araç sahipliği konusunda Çin'le birlikte, diğer 14 ülkeye göre oldukça mesafe kat etmiş görünüyor. Otomobil satışlarının yüzde 20,9'unu elektrikli, yüzde 31,3'ünü ise şarj edilebilir ve edilemez hibritlerin oluşturduğu Norveç'te araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, çeşitli güçlü teşviklere rağmen elektrikli araçları pahalı bulduğunu ifade ediyor.
Benzer bir tavrı, alımların teşvik edildiği Çinli tüketiciler de sergiliyor. Ancak araştırmaya katılanların verdiği cevaplar içinde elektrikli araçları pahalı bulanların ortalaması yüzde 86 iken, Norveç ve Çin'de bu yüzde 64-65 seviyesinde kalıyor.
Bataryaların ucuzlayacak olması elektrikli araçların 2030 yılından itibaren yaygınlaşacak olmasının birinci nedeni olarak gösteriliyor. 2010 yılında 1 kilovat/saat için bin dolarlık bir maliyet söz konusuyken, bu rakam günümüzde 5'te 1 oranında geriledi. Gelecekte bu maliyetin 150 dolarların altına inmesi bekleniyor.
- Elektrikli araçlar ancak devlet teşvikiyle ilgi çekici hale gelebiliyor
Araştırmaya göre, elektrikli araçlar yoğun ilgi gördükleri Çin ve Norveç'te ciddi devlet desteğiyle satılıyor. Çin'de devletin satın alma desteği araç başına 8 bin 700 dolara ulaşırken, Norveç'te bu destek 11 bin 500 doları aşıyor. Ayrıca elektrikli araç sahipleri otoyol ve feribotlardan da ücretsiz yararlanıp, bazı şehirlerde otopark ücreti de ödemiyorlar ama elektrikli araçlar tıpkı raporun başlığında olduğu gibi gizemini muhafaza ediyor. Gelişmeler gelecekte elektrikli araç sayısının bugünden çok daha fazla olacağını ortaya koyuyor ama içten yanmalı motorların birden bire sahneden çekileceğini de söyleyemiyor.
- "Elektrikli araçlar geleceğin mobilite dünyasının en önemli konularından biri olacak"
TEB Cetelem Genel Müdürü Stephane Becoulet, toplantıda yaptığı konuşmada, Cetelem Gözlemevi 2019 raporunun elektrikli araçların gelecekte herkesin ilgi alanına gireceğini gösterdiğini dile getirdi.
Son yıllarda yapılan bütün araştırmaların elektrikli araçların geleceğinin herkesi ilgilendiren bir konu olduğunu ortaya koyduğunu aktaran Becoulet, "Fakat bu araçların ulaşılabilir olması için gerek üreticilerin gerek altyapıdan sorumlu olanların gerekse bu araçları satın almayı düşünenlerin ekstra çaba harcamaları gerekiyor." dedi.
Menzilin şimdiye kadar bataryaların çok pahalı olmasından ötürü en büyük engel olarak görüldüğünü ancak teknolojinin gelişmesinin ve bataryaların giderek daha ucuz olmasının bu sorunu ortadan kaldıracak gibi göründüğünü belirten Becoulet, şunları kaydetti:
"Tüketiciler de sadece elektrikli olduğu için satın aldığı otomobilin teknoloji harikası olması gerektiğini düşünmez ve beklentilerini düşürürse fiyat/menzil kısır döngüsünden de çıkılacaktır. Bu dönüm noktası bir kez aşıldığında, Norveç'te yaşanan deneyimlerin gösterdiği gibi, bir daha bu yoldan geriye dönüş olmayacak. Yerel rakamlar göstermektedir ki bugün elektrikli taşıt sahibi olan sürücülerin yüzde 99'u araçlarını yenilerken yine bir elektrikli tercih edeceğini söylerken, sadece yüzde 1'i sahip olduğu aracı yeni bir elektrikli taşıt ile değiştirmeyi planlamıyor. Bütün bunlar bir arada değerlendirildiğinde, elektrikli taşıtlar hızla hak ettiği yere gelecek ve beklenen ekonomik ve ekolojik faydaları sağlamaya başlayacak. İşte o zaman ne eksik ne fazla, elektrikli taşıtlar piyasada hak ettikleri yere ulaşacaklar."
Becoulet elektrikli taşıtların, fosil yakıtla çalışan taşıtların yerini tamamen almasını beklemenin ya da talep etmenin de gerçek dışı, anlamsız ve hatta tehlikeli olacağınının altını çizerek, elektrikli taşıtların satışını maksimum seviyeye çıkarmak amacıyla bütün bir toplumun yıllarca birlikte hareket ettiği Norveç'te bile geleneksel araçların halen her iki sürücüden biri için cazip bir seçenek olduğunu sözlerine ekledi.
- "2035 yılında oyunun kurallarının değişeceği öngörülüyor"
Otomotiv gazetecesi Hakan Özenen ise yaptığı sunumda, global araç satışlarının istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü belirterek, "100 milyon adet civarında üretim devam ediyor. Bu öyle görünüyor ki gelecek 15 yıl içerisinde de otomobil üretimi bu seviyelerde devam edecek." dedi.
Global otomotiv endüstrisinin 2017'de oluşturduğu toplam cironun 3,7 trilyon dolar civarında gerçekleştiğini aktaran Özenen, "Bu cirosunun yüzde 99'unu klasik otomotiv üreticileri alıyorlar. Ama bir trend gözlüyoruz biz, 2035 yılına baktığımızda oyunun kurallarının değişeceği öngörülüyor. Ciro 2 trilyon dolar daha artarak 5,7 trilyon dolar civarına geliyor ama klasik otomotiv üreticilerinin alacağı ön görülen pay yüzde 99'lardan yüzde 60'lara geliyor. Peki bu yeni yüzde 40'lık kar odakları nereden çıkacak? Elektrikli araçlarla ilgili konuşmaya başladığımızda bu konuya da değinmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Özenen, gelecekte otomotiv konusunda bir "mega trend" bulunduğunu ve bu "mega trendin" en önemli oyuncusunun elektrikli otomobiller olduğunu vurgulayarak, 2022'den itibaren 60'ın üzerinde tam elektrikli modelin piyasaya çıkacağını ve devletlerin elektrikli taşıtların gelişimini büyük ölçüde alım teşvikleriyle desteklediğini sözlerine ekledi.