Gül, NTV'de canlı yayınlanan programda, Oğuz Haksever'in moderatörlüğünde gazeteciler Ayşe Böhürler, Ali Bayramoğlu ve Murat Yetkin'in sorularını cevapladı.
AK Parti Kongresi'ne ilişkin düşünceleri sorulan Gül, kongreyi basından takip ettiğini, biraz üzücü durumların olduğunu ama bunların geride bırakılması gerektiğini belirterek, seçime en iyi şekilde hazırlanmanın önemine vurgu yaptı.
Kongreye gönderdiği mesajda tavsiyelerini paylaştığını anımsatan Gül, "Ümit ederim ki dikkate alınır" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kendisini kongreye davet ettiğini belirten Gül, "Ben de teşekkür ettim. Hatırlarsanız daha önce unutmuşlardı. Öyle olunca biraz tabii ister istemez alınganlığı oluyor herkesin. Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacağım" ifadesini kullandı.
"AK Parti hala sizin kurduğunuz parti mi? 2002 koşullarına dönmek mümkün mü?" sorusuna karşılık Gül, demokrasilerde bu kadar uzun süre iktidarda durmanın büyük bir başarı olduğunu vurguladı.
11. Cumhurbaşkanı Gül, uzun yıllar iktidarda olunca bazı yıpranmaların söz konusu olabileceğini, bunun farkına varıp, ortak akılla nasıl başarılı olunduysa, tekrar o politikalara dönmenin mümkün olduğunu belirtti.
- "Ben siyaseti bir hırs ve büyük bir makam için yapmadım"
Bundan sonraki siyasi kariyerini nasıl planladığıyla ilgili soruya Abdullah Gül, şu karşılığı verdi:
"Siyasi kariyerde Cumhurbaşkanlığından öte bir kariyer yok. Bütün hayatım siyasetle geçti. Açıkçası ihtiraslı bir siyasetçi olmadım hiç. 'Her şeyi muhakkak ben olayım' şeklinde bir siyaset tarzım olmadı. İhtiras benim motivasyonum olmadı hiç. Onun için Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra doğrusu o günkü şartlar içinde baktım, bu şartlar içinde olmamın doğru olmadığını söyledim. Ben tabii ki, bütün hayatı böyle geçen bir insan, şimdi Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrılmış ondan sonra 'bitti bütün memleket meseleleri, vatan, millet meselesi benim hiç gündemimde değil' diye bir şey söz konusu olabilir mi? Tabii ki çok duyarlıyım. Tabii ki benim gecem gündüzüm bu mevzularla geçiyor. Burada oturmuyorum, dışarıda ve içeride birçok toplantıya katılıyorum, fikirlerimi açıkça söylüyorum. Çünkü nihayetinde birikimlerim kendime ait kalamaz. Bunları samimi şekilde paylaşmak aynı zamanda bir vazife. İleride ne gözükür ona bakmak lazım. Ben siyaseti bir hırs ve büyük bir makam, mevki için yapmadım. Şüphesiz ki gerçekten bir ihtiyaç, gerçekten benim daha yapabileceğim bir şey söz konusu olursa o zaman onlara bakarım. Ama kariyer açısından değil bu şüphesiz ki. Benim konumumdaki insan, doymamış gibi bir siyaset merakı içinde olamaz açıkçası. Gerçekten bir ihtiyaç söz konusu olursa, o ayrı bir mevzu. Ama şimdi bütün arzum arkadaşlarımın başarılı olmasıdır."
- Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Gülen Cemaati'nin bir truva atı gibi devletin içinde örgütlendiğini düşünüyor musunuz? Devletin, milletin, hükümetin aleyhine çalışmalarını hissettiniz mi? Bu ve benzer örgütlerle nasıl mücadele edilmeliydi?" sorusu üzerine, "bu kavgalar çıkmadan önce birçok konuya itiraz ettiğini ve mani olduğunu" söyledi. Savcıların, hakimlerin birçok uygulamalarının yanlışlığını, bunlarla ilgili uygulamaların ileride büyük sıkıntılar çıkaracağını söylediğini anlatan Gül, kamuda, devlet içinde siyasete, devlet işlerine müdahaleleri her zaman yanlış bulduğunu ve arkadaşlarını yeri geldiğinde uyardığını vurguladı.
Bir soru üzerine Gül, "Türkiye'nin bütün enerjisini kendi içinde harcamaya başlamadı mı? Kendi içimizde çok cepheler açılmıyor mu? Bunlar Türkiye'yi alıyor ve esas yapması gereken şeylerden uzak tutuyor. Bu bir tuzaktır. Bundan Türkiye'nin çıkması gerekir. Çünkü kayıp yıllar olarak geçer bunlar" dedi.
Bir ülkenin güçlü olması için demokrasi, güçlü bir hukuk sistemi ve evrensel anlamda hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi gerektiğini aktaran Gül, "Şüphesiz ki yanlış yapan, hatası olanla hukuk çerçevesi içinde gayet dikkatli, sonuna kadar gereken yapılır ve yapılması da şart" ifadesini kullandı.
- Kayseri'deki operasyon
Kayseri'deki "Paralel Devlet Yapılanması" operasyonu kapsamında Boydak Holding Üst Düzey Yöneticisi Memduh Boydak'ın gözaltına alınmasına ilişkin bir soru üzerine Gül, şunları söyledi:
"Hayırseverlikleriyle sadece bir cemaate değil, bütün vakıf, dernek kim iyi iş yapıyorsa herkese yardım eden insanlardır. Şüphesiz ki hiç kimse dokunulmaz değil, ama her şeyin bir yolu var. Muhakkak ki hukuk çerçevesi içinde ciddi bir mevzu varsa araştırılabilir ama bütün bunları rencide etmeden yapmak gerekir. Çünkü o zaman tepkiler çok doğuyor. Meseleler onun meseleleri haline geliyor daha büyük dayanışmalar çıkıyor. Halbuki bu tür şeylerde yanlışı göstermek, yanlışı desteklememelerini ve yanlıştan insanların uzaklaşmalarını sağlamak gerekir. Mücadele akıllı olmazsa o zaman tam tersine daha çok birleştirici oluyor. O bakımdan dikkatli olunması gerekir. Boydak ailesi, Kayseri'de verginin yarısını öder, istihdamın yarısı, ihracat da onlarda. O yüzden titiz davranmak gerekir."
Gül, "son günlerde medya, gazeteciler ve yazarların yaşadığı sorunlar ve soruşturmalarla ilgili" bir soru üzerine, bunların yanlış olduğunu belirtti.
Bunların Türkiye'ye ve hükümete zarar vereceğini dile getiren Gül, "Böyle bir Türkiye görüntüsünü hiçbir zaman vermemek gerekir. Bunlara fırsat vermemek gerekir. Basın, ifade özgürlüğü şüphesiz ki en dikkat edilmesi gereken meselelerden birisidir. Basının da sorumlu, dürüst olması lazım. Basın olunca her şey serbestmiş gibi bir şey asla söz konusu olamaz. Düşünce ve ifade hürriyetinin olmadığı, zedelendiği bir ülkede başka şeyler de olur. Bu ekonomik gelişmeleri de huzuru da her şeyi engeller" diye konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'ın açıklamalarının sorulması üzerine Gül, "Ben çok üzüldüm doğrusu, yakıştıramadım, bir milletvekilinin böyle bir şeyin içerisinde olması akıl alacak bir şey değil" dedi.
"Seçime yönelik ve AK Parti'ye destek olarak neler yapmayı düşünürsünüz? Gördüğünüz şeylerin değişmesi için gayretiniz olur mu?" sorusu üzerine Gül, sorulursa ve danışılırsa bilgi ve birikimimi paylaşabileceğini, başarılı olmak için doğru politikaları, doğru isimleri, doğru anlayışları ortaya koymak gerektiğini kaydetti.
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir televizyon programına katılıp, Türkiye'nin milli birlik ihtiyacının olduğu dönemde siyaset üstü bir dille ülke meselelerini, birlikte bir birlik mesajıyla vermek ister miydiniz?" sorusuna Abdullah Gül, "Bizim bir araya gelme problemimiz yok. Böyle bir şey söz konusu değil. İki cumhurbaşkanının bir programda oturup da hadi bir şey konuşalım... Bilmiyorum böyle bir şey olur mu hiç" yanıtını verdi.
- "AK Parti'nin en büyük başarısı ekonomi"
"AK Parti Merkez Yönetim Kurulu listesi, büyük ölçüde sizin siyasete soktuğunuz, sizinle beraber siyasete giren pek çok ismin olmadığı bir liste şeklinde karşımıza çıktı. Bu sizde umutsuzluk hali yaratıyor mu?" sorusu üzerine Gül, listede bulunmayanların AK Parti'nin başarısında en büyük katkı ve hissesi olan kişiler olduğunu söyledi.
"Bu arkadaşların çok hesapsız, fedakar gayretleri, çalışmaları olmasaydı bu başarı ortaya çıkar mıydı bilmiyorum" diyen Gül, AK Parti'nin en büyük başarısının ekonomide olduğunu aktardı.
Abdullah Gül, bir başka soruyu yanıtlarken, danışmanı Ahmet Sever'in anılarını yazdığını ifade ederek, kitabı okuduğunu, herhangi bir hakaret, yalan, çarpıtma olmadığını anlattı.
Cumhurbaşkanlığı dönemindeki yurtdışı ziyaretlerine ve kabullerine değinen Gül, yabancı ülke cumhurbaşkanlarının Türkiye'ye koşarak geldiklerini dile getirdi. Gül, "Cumhurbaşkanı olarak icra makamı değilsiniz. Hükümetin uygulamalarıyla nihayet bunlar elde ediliyordu. Herkes bizi davet ediyordu. Avrupa ülkeleri senede iki devletle ziyaret yaparlar. Biri Türkiye olacak diye herkes yarışıyordu. Bunları AK Parti'nin başarısı gerçekleştirdi" diye konuştu.
Arapların her yerde Türkiye'ye hayran kaldıklarına dikkati çeken Gül, Arap Baharı'nda Türkiye'nin ve AK Parti'nin başarısının itici güç olduğunu aktardı.
Gül, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı AK Parti ve Türkiye tarihinin neresine yerleştirirsiniz?" sorusunu, "Tayyip Bey, ben onun selefiyim. Dolayısıyla cumhurbaşkanlarının haleflerini ve seleflerini değerlendirmeleri hiçbir zaman şık olmaz" şeklinde yanıtladı.
- "Terörle mücadelede halkı kaybetmemek gerekir"
"Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet" ile " Teröre Karşı Tek Nefes" mitinglerine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Gül, devletin, teröre karşı daima sağlam duracağını ve terörle mücadele edeceğini söyledi.
Teröre karşı hiçbir zaman taviz verilmeyeceğini vurgulayan Gül, herkesin dayanışma içinde olmasının takdir edilir bir durum olduğunu kaydetti.
Gül, terörle mücadelede hükümetin de gayet kararlı tedbirler aldığını belirterek, "Burada dikkat edilecek şey, halkı asla kaybetmemek. Doğu ve Güneydoğu'daki illerimiz ortada. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, kendisini Kürt aidiyetinin bilincinde olan ve böyle olan vatandaşlarımızın bu ülkeye olan bağlılığını zayıflatıcı hiçbir şey yapmamak gerekir" diye konuştu.
Bülent Arınç'ın son açıklamalarına ilişkin bir soruya ise Gül, "Bülent Bey'in gizli hesapları, kafasında farklı düşünceleri yoktur. İç oyunu olmayan, gayet içi dışı bir olan, düşündüğünü söyleyen, çok da hassas ve samimi bir arkadaşımızdır. Bülent Bey, Refah Partisi döneminde, partinin kuruluşu döneminde olağanüstü katkıları olan biridir. Bunu bilen herkes bilir. Ben her zaman kendisini çok takdir ederim" karşılığını verdi.
11. Cumhurbaşkanı Gül, bir soru üzerine, Gezi Parkı odaklı eylemleri de "Bu ilk günlerde kontrol altına alınıp, kapatılabilirdi benim kanaatim ama sonra illegal örgütler devreye girdi. Bunları ben meclis konuşmalarında da çok açık söylemiştim. 'Ağaçları kestirmeyelim' diye toplanan insanlar güzel idare edilebilseydi, akıllı bir şekilde o zamanki emniyeti, yönetimi öyle halledebilseydi, o iş orada kapanırdı" sözleriyle değerlendirdi.
Erken seçime ilişkin "Seçimler keşke olmasaydı ama neticede mecbur olunca halkın görüşüne başvuruluyor. Memleket için istikrar önemli" diyen Gül, seçim güvenliği konusunda endişeleri bulunduğunu ancak devleti yönetenlerin tedbirleri alacağını ifade etti.
Abdullah Gül, seçimden benzeri bir sonucun çıkması durumunda yeniden seçime gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, "Olmaz herhalde tekrar seçim falan. Bunlar olmaz, zaten yeteri kadar vakit kaybediliyor. Onlara hiç gerek kalmaz" diye konuştu.
(son))