"Dini öğretiler ışığında manevi ve fikri güvenlik" temasıyla başlayan ve iki gün devam edecek olan konferansa 70 ülkeden yetkililer, din adamları, akademisyenler ve üç semavi dinin (İslamiyet, Hristiyanlık, Yahudilik) temsilcileri katıldı.
Konferansın açılışında konuşan Katar Adalet Bakanı Hasan Lahdan el-Mühennedi, bir çok bölgede aşırılık ve şiddetin artmasının ardından konferansın bu kötüleşen insani koşulların gölgesinde düzenlendiğini belirterek, toplumları tehdit eden tehlike çanlarının çalmaya başladığı söyledi.
Manevi ve fikri güvenliğin yaygınlaştırılması, nefret söylemi ve aşırılığın her çeşidiyle mücadele etmek için ortak çalışmak ve birlik olmak gerektiğini vurgulayan Mühennedi, "Görevimiz, dini öğretiler ve ilahi değerlere bağlı kalmak, bütün dinlerin uzak olduğu terör olgusunun başlıca nedenlerinden olan nefret söylemlerini ve aşırılık zehrini yaymaya çalışan azınlıklara kulak asmamaktır" dedi.
İnsanlar arasında "manevi ve fikri güvenlik kültürü" oluşturulması ve yeni nesil üzerinde yoğunlaşılması çağrısında bulunan Mühennedi, "Katar devleti, farklı kültür ve insanlar arasında diyalog kültürü ve değerlerini yerleştirmek için var gücüyle çalışacaktır" diye konuştu.
-"Ümmetin gençleri bu fitnenin farkına varmalı"
Maldivler İslam İşleri Bakanı Ahmed Ziyad Bagir de "tekfir fitnesinin" karşısında yer almaya çağırarak, "Ümmetin gençleri bu fitnenin farkına varmalı" ifadesini kullandı.
Doha Uluslararası Dinlerarası Diyalog Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Salih en-Nuaymi, konferansın bu dönemde yapılmasının önemine vurgu yaparak, "İnsanlık gemisi, tehditkar dalgalar arasında yol alıyor. Dünya, şiddeti ve aşırılığı somutlaştıran tam bir krizden geçiyor" şeklinde konuştu.
Manevi ve fikri güvenliği tehdit edenlere karşı ortak bir duruş sergilemek gerektiğini belirten Nuaymi, inançların hor görülmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunarak, nefret söylemi ve radikal tutumlarla. hoşgörü dili aracılığıyla mücadele etmek gerektiğini söyledi.