Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz yargılanan erler savunma yaptı.
Tutuksuz sanık Ahmet Ç, olay tarihinde 28. Mekanize Tugay Komutanlığında er olarak vatani görevi yaptığını, akşam saatlerinde komutanlarının "alarm" verildiğini söylemesi üzerine araçlara binerek nizamiyeden çıktıklarını anlattı.
Kışladan zırhlı araçlarla çıktıktan bir süre sonra yolda vatandaşların kendilerine tepki gösterdiğini ifade eden Ahmet Ç, "İlk başta bunun tatbikatın bir parçası olduğunu düşündük. Ancak şehir merkezine doğru gittikçe, vatandaşların tepkileri daha da arttı. Biz de aracı durdurup, bekledik." diye konuştu.
Tutuksuz sanık Ali A. da darbe girişiminden birkaç hafta önce komutanların Suriye sınırına gidileceğini söylediklerini ve bunun için kışlada hazırlık yapıldığını iddia etti. Ali A, kışlanın dışına çıktıklarında başlarında bulunan uzman çavuşların vatandaşlarla konuştuktan sonra şoförlere kontak kapattırdıklarını, daha sonra da polise sığındıklarını söyledi.
Tutuksuz sanık Ali Y. ise olay günü nöbetçi subay tarafından tatbikat olacağının söylenmesi üzerine silah ve teçhizat alarak saat 21.30'da tabur içtima alanına çıktıkları belirtti.
Bölük komutanının içtima alanında "Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi'nin emriyle alarm verilmiştir." dediğini ileri süren Ali Y, "Daha sonra komutanlar geldi. Karışık şekilde araçlara bindik. Mühimmat sadece rütbelilere verildi. Dışarı çıktık. Halk bize tepki gösterdi. Biz de Gençlik Caddesi'nde bekledik. O sırada ters şeritten gelen tankın araçları ezdiğini gördük." ifadelerini kullandı.
Emir sorgulama yetkisinin olmadığını, neden dışarı çıktığını bilmediğini ve darbenin ne anlama geldiğini de cezaevinde öğrendiğini savunan Ali Y, beraatini talep etti.
- "Darbe nedir diye sordum"
Tutuksuz sanık Arif Ç. de 15 Temmuz akşamı taburda alarm verildiğini, kamuflajını giyip silahını alıp içtimaya geçtiğini dile getirdi.
Zırhlı araçlara binip kışladan ayrıldıklarını bildiren Arif Ç, şunları kaydetti:
"Zırhlı araç şoförüydüm. Konvoy halinde nizamiyeden çıktık. Gençlik Caddesi üzerinde vatandaşlar tarafından araçlarımızın önü kesildi. O sırada ters şeritten gelen tank halkın üstüne sürünce vatandaş da kendini yere attı. Yolda önümüze geçen birisi bana 'Darbe yapıyorsunuz.' dedi. Ben de 'Darbe nedir?' diye sordum. O da 'Askerler vatandaşları ve polisleri öldürüyor.' deyince aracı park ettim. Uzmanlarla birlikte vatandaşlarla konuşmaya başladık. Bize su verdiler, yemek verdiler. Daha sonra orada sabaha kadar bekledik."
Tutuksuz sanık Alparslan K. de 28. Mekanize Tugay Komutanlığında er olarak vatani görevini yaptığını, 15 Temmuz günü "alarm" verildiğini ve askeri araçlarla kışladan çıktıklarını anlattı.
Alparslan K, saat 23.00 sırasında zırhlı araçlarla konvoy halinde kışlayı terk ettikten sonra Dikimevi'nde halkın araçları durduğunu bildirdi.
Daha sonra polislerin yanlarına geldiğini ifade eden Alparslan K, yaşadıklarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Bizim konvoydan ateş eden olmadı. Olay tarihinde asteğmen olan Ahmet Murat Özcan halkla konuştu. Halkın bize zarar vermemesi için önce araçta bekletti. 'İlerleyin.' gibi bir emri olmadı. Daha sonra polisler güvenliğimizi sağlamak için AK Parti Mamak İlçe Binasına götürdü. Orada sabaha kadar televizyon izledik. Suçsuzum, kimseye karşı silah kullanmadım."
Savunma yapan tutuksuz erler Abdülkadir B, Ali G, Ali Ö, Ali Y, Arif B, Aziz M. ve Bünyamin Ö. de üzerlerine atılı suçları kabul etmeyip, beraat taleplerini mahkeme heyetine iletti.
Duruşmaya, yarın devam edilecek.