Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde düzenlenen 9. Boğaziçi Zirvesi, 80 ülkeden iş adamı, siyasetçi ve fikir önderini İstanbul'da bir araya getirdi.
Zirvede konuşan Hasanov, şunları kaydetti:
"Barış, güvenlik, huzurun olmadığı ve çatışmaların olduğu yerlerde, sürdürülebilir bir gelişme söz konusu olamaz. Sürdürülebilir kalkınma, ilerleme, refah ve istikrar ancak barış, huzur ve güvenliğin sağlandığı yerlerde var olabilir. Maalesef zamanımızın acı verici gerçeği, birçok ulusun ve devletin iş birliği, bilim, eğitim ve kültürde sürdürülebilir kalkınmayı ve ilerlemeyi sağlamayı tercih etmek yerine, başkalarının gelişimini bozmayı, başkalarını işgal etmeyi, kendilerini silahlandırmayı seçmiş olmalarıdır. Bu tür insani olmayan hareketler, bölgemizde var olan insani felaketlerin ana sebebidir.
Milyonlarca insan, hayatta kalmak ve savaşların kurbanı olmamak için, başka bölgelerde ve başka ülkelerde barınma arayışında. Bu yüzden insanlar topraklarını ve evlerini terk ediyor. Günümüzde bu gerginlik, Orta ve Kuzey Amerika sınırlarından Suriye ve Türkiye, Myanmar ve Bangladeş sınırlarına kadar tüm dünyanın jeopolitik eksenlerinden geçiyor."
- "Küresel iş birliğinin öncülüğü yavaş yavaş Batı'dan Doğu'ya kayıyor"
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise küresel iş birliğinin öncülüğünün yavaş yavaş Batı'dan Doğu'ya kaydığını belirterek, "Küresel ekonomide önemli paya sahip ülkelerin, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin terörle mücadele, serbest ticaret, küresel yönetişim konularında da gösterdikleri performansla ilgili birçok tartışma söz konusu." diye konuştu.
Türel, kentlerin hızlı gelişmesinin ve dijitalleşmeyle birlikte kompleks sosyal yapıların ortaya çıkmasının belediyeciliğin de önüne meydan okumalar çıkardığını söyledi.
- "Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki müzakereleri yakından takip ediyoruz"
Gümrük Birliği 2.0 başlıklı panelde konuşan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) Başkanı Dr. Markus C. Slevogt da Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki müzakereleri yakından takip ettiklerini belirtti. Gümrük Birliği'nin 1995'in sonunda gündeme girdiğini belirten Slevogt, "Gümrük Birliği'ni yenileyelim, güncelleyelim diyoruz. Ama yapmamız gereken ilk ödev Gümrük Birliği'nden farklı kısımların tekrar müzakere edilmesi ziraat, kamu satın almaları, hizmet, elektronik ticaret ya da diğer taraflarla yapılan ticaret anlaşmaları olsun. Bunlar karmaşık mevzular. Bunlarla ilgilenmek zaman gerektiriyor." dedi.
Türk Belçika-Lüksemburg Ticaret Derneği Başkanı Levent Apaydın ise "1993-2014 arasında Türkiye'nin AB'den ithalatı yüzde 400 artış gösterdi. 5 milyardan avrodan 40 milyar avroya yükseldi." açıklamasında bulundu. AB-Türkiye arasında Gümrük Birliği'nin oluşturulmasının iki partner arasındaki ticareti kolaylaştırdığını belirten Apaydın, "Şu anda Türkiye bu noktada AB'nin dış ticaretinin yüzde 4'üne karşılık gelerek 5. ticaret partneri olarak karşımıza çıkıyor." ifadelerini kullandı.