AA Editör Masası'na konuk olan Bozkır, Türkiye-AB ilişkilerinin ivme kazanmasının ardından daha önce bazı AB ülkelerinin Türkiye'ye yaptığı imtiyazlı ortaklık tekliflerinin halen gündemde olup olmadığına ilişkin bir soruya, "Gündemden kalktığını söyleyebiliriz çünkü artık kimse imtiyazlı ortaklıktan bahsetmiyor, bilakis Türkiye'nin üyeliğinden bahsediyor" cevabını verdi.
Türkiye ile AB arasındaki son üst düzey görüşmelerin "AB Katılım Konferansı" olarak isimlendirildiğini hatırlatan Bozkır, "AB bir anlamda alamadığı (üyeliğe ilişkin) kararı da hem kafasında hem de kağıt üzerinde almış vaziyette. Müzakerelerin yeniden canlandırılması, yeni enerji verilmesi tabiri bundan kaynaklanıyor" ifadesini kullandı. Bozkır, "İçlerinde hala Türkiye üye olmasa diye düşünen liderler olabilir ama nehrin akışı, bunun geçerliği olmayacağını, yanlış olduğunu ve Türkiyesiz bir AB'nin çok büyük sorunlarla karşı karşıya olacağını da ortaya koydu" şeklinde konuştu.
-"Üçüncü ülkelerle anlaşmaların geçerliliği üyeliğimize kadar kalacak"
Bakan Bozkır, AB'ye vizesiz seyahat uygulaması hayata geçtiğinde AB üyesi olmayan ülkelerle imzalanan vize muafiyeti anlaşmalarının iptal edilip edilmeyeceğiyle ilgili bir soruya, "Üçüncü ülkelerle imzaladığımız vize anlaşmaların geçerliği üyeliğimize kadar kalacaktır. Bize vizenin kalkması onlara vize uygulayacağımız anlamına gelmeyecektir ama üye olduğumuz gün biz de nota ile diyeceğiz ki, 'AB sistemine giriyoruz, bize böyle yapıldı. Şu tarihten itibaren size vize uygulayacağız'. Veya işte o gün geldiğinde o günkü şartlara göre karar veririz" cevabını verdi.
AB'nin sınır güvenliğinden sorumlu birimi Frontex'in Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'deki kara sularında görev yapıp yapmayacağının, yapması durumunda hangi ülkenin kara suları sınırını kabul edeceğinin sorulması üzerine Bakan Bozkır, Türkiye'nin hassasiyetlerinden geri adım atmasının söz konusu olmadığı yanıtını verdi.
- "Bütün fasıllar açılmış gibi çalıştık"
Bozkır, AB'nin vize muafiyeti yolunda Türkiye'den hayata geçirilmesini istediği 72 düzenleme arasında yer alan 10 yasal düzenlemenin tercümesini dün akşam AB komiserlerine gönderdiklerini ve AB'nin görüşlerini talep ettiklerini açıkladı. Bunu onay için yapmadıklarını, Türkiye'ye yararlı olacak ifadeleri değerlendireceklerini kaydeden Bozkır, reformları kağıt üzerinde ifade eden değil bunu hangi takvimle gerçekleştireceğini açıklayan bir hükümet görüntüsünün önemli olduğunu söyledi.
Bakan Bozkır, müzakere fasıllarına ilişkin olarak da Türkiye'nin bugüne kadar 15 faslı açıp 1 faslı kapattığını ancak 15 yıldır bütün fasıllar açılmış gibi çalıştığını söyledi. "Bugünkü gerçek tablo, biz (fiiliyatta) 28 faslı açtık ve 14 faslı kapattık" diyen Bozkır, Kıbrıs sorununun çözüme doğru gittiğini, sorunun çözüme kavuşmasının ardından konsey kararı ile askıya alınmış 8 fasıl ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin beyanıyla askıya alınmış 5 faslın açılabilir, bütün fasılların ise kapatılabilir hale geleceğini kaydetti.
- "Kilit konu Suriye'deki kriz"
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bu akşam yeniden Brüksel'e gideceğini söyleyen Bozkır, sığınmacı konusunda aynı yönde düşünen ülkeler grubu şeklinde bir grup oluşturulduğunu ve Suriyeli sığınmacılar konusunda bazı AB ülkeleriyle bir toplantı yapılacağını bildirdi.
Bozkır, Türkiye-AB ilişkilerinde, Avrupa'ya ulaşmış 1 milyon mültecinin geri gönderilmesinin değil yasadışı göçü organize edenlerin yakalandığı ve güvenliğin arttırıldığı yasal bir göç haline getirilmesi konusunun ele alındığını belirtti.
Türkiye-AB Ortak Eylem Planı'nın hayata geçirilmesiyle Suriye kaynaklı göçün önlenip önlenemeyeceği tartışmalarına değinen Bozkır, "Avrupa'ya sığınmacı akınının kesilmesi yönünde Türkiye bir garanti veremez. Burada kilit konu Suriye'deki krizin bitirilip bitirilmemesi olacak" dedi.
- "(Güvenli bölgede) Yeni şehirler kuralım"
Lübnan ve Ürdün'e sığınan Suriyelilerden bir bölümünün ülkelerine döndüklerini ve buradan yeni bir göç dalgasıyla Türkiye'ye hareket etme ihtimalleri olduğuna dikkati çeken Bozkır, "Dolayısıyla Suriye kilittir. Öncelikle bu krizi çözmemiz lazım. Güvenli bölge oluşturalım. Yeni şehirler kuralım, TOKİ ve Türk şirketler bunu çok hızlı yapabilir. Hastaneleri okulları olan ve insanların geri dönebileceği alanlar yaratalım. O zaman 100 binlik gruplar halinde o şehirlere geri intikal oluşturabiliriz" ifadelerini kullandı.
Bozkır, böylesi bir durumda Türkiye üzerinden AB ye gitme psikolojisi yerine Suriyeliler arasında kendi ülkelerine dönme algısı oluşacağını belirttti.
- "Duvarlar mülteci dalgasını önleyemez"
Bakan Bozkır, Avrupa Birliği'nin sığınmacı krizine kalıcı bir çözüm bulması gerektiğini kaydederek, "Duvar örmeler hiçbir zaman mülteci dalgasını önleyemez. Duvar örersiniz, önümüz kış, bu duvarın arkasında 10 bin kişiyi tutarsanız, bunların 3 bini bir gecede ölür ve o zaman kamu vicdanı Avrupa'da da devreye girer ve kendi liderlerine duvarı niye ördüğünün hesabını sorarlar" diye konuştu.
-"Kıbrıs sorununun çözülebileceğine kesinlikle inanıyorum"
Bakan Bozkır, Kıbrıs müzakerelerinde uzun süre sonra çözüme yaklaşıldığının altını çizerek, 2004'te adada Annan Planı için yapılan referandumun Rum kesiminde reddedilmesinde taraflar arasındaki milli gelir farkının etkili olduğunu anımsattı. Dönemin Rum liderinin güneyin zenginliğini kuzeyle paylaşmama sloganını etkili biçimde kullandığını kaydeden Bozkır, söz konusu farkın artık büyük ölçüde kapandığını kaydetti. Bozkır, adada liderlerin birçok tabuyu bazı önemli adımlar atarak yıkmayı başardığına ve iki liderin çözüm yönündeki iradelerinin önemli olduğuna dikkati çekti.
Bozkır, "Ben Kıbrıs sorununun çözülebileceğine kesinlikle inanıyorum. Suriye sorunu, Ukrayna sorunu, Filistin sorununun hepsinden daha fazla çözülebilir hale gelmiştir" dedi.
(Bitti)