AB Konseyi Başkanı Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Brüksel'de AB-Japonya liderler toplantısı öncesinde ortak basın toplantısı düzenledi.
AB ve Japonya'nın demokrasi, hukuk egemenliği ve liberal ekonomi gibi ortak temel değerleri paylaştığını anımsatan Tusk, "Adil, açık ve serbest küresel ticaret sistemi, AB ve Japonya'yı birleştiriyor." diye konuştu.
İkili ilişkileri geliştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Tusk, "Toplantıda, Japonya ve AB arasında Serbest Ticaret Anlaşması ve Stratejik Ortaklık Anlaşması konularında ilerlemeyi ve siyasi yönü netleştirmeyi amaçlıyoruz. Anlaşmaları hızlı bir şekilde tamamlama taahhüdümüze tam olarak bağlıyız." değerlendirmesinde bulundu.
AB Komisyonu Başkanı Juncker de, AB ve Japonya'nın pek çok konuda benzer düşünen müttefikler olduğuna dikkati çekerek, kurallara bağlı küresel sistemin açık ekonomileri ve açık toplumları ileriye taşıdığını söyledi.
Ticaret ve stratejik ortaklık anlaşmalarının her iki tarafa katkı sağlayacağını belirten Juncker, "Serbest, adil ve kurallara bağlı ticarete inanıyoruz. Bu anlaşmalar bu nedenle gerekli. İzolasyonlar dönemine geri dönmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Juncker, söz konusu anlaşmaların adil ve dengeli olduğuna vurgu yaparak, bu yıl içerisinde yapılacak AB-Japonya zirvesinde anlaşmaların imzalanmasını beklediğini sözlerine ekledi.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe, ABD, AB ve Japonya'nın hukukun egemen olduğu, serbest ve açık bir düzen içerisinde ekonomik olarak refaha ulaştıklarını anımsatarak, "İzlenmesi gereken ekonomik model serbest ve açık ticarettir. Bu anlaşmaların uygun bir biçimde yapılması bütün dünyaya serbest ticaretin önemini gösterir." dedi.
Şinzo Abe, günümüzde ön plana çıkmaya başlayan korunmacı ekonomik modellere yönelme eğiliminden uzaklaşılması gerektiğini sözlerine ekledi.
AB ve Japonya Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine 2013 yılında başlamıştı. Müzakerelerini 2016 yılı bitimine kadar tamamlanması öngörülmesine rağmen bu süreç tamamlanamamıştı.
Söz konusu ticaret anlaşmasıyla, Avrupa özellikle Japonya'nın gıda sektörüne, Japonya ise Avrupa'nın otomobil sektörüne ürünlerinin gümrüksüz girebilmesini istiyor.
