'ABD çöplüğe doğru gitmektedir'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'BD, Türkiye düşmanlarıyla al gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru gitmektedir' dedi

Oluşturma Tarihi: 2017-11-07 12:09:45

Güncelleme Tarihi: 2017-11-07 12:09:45

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "BD, Türkiye düşmanlarıyla al gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru gitmektedir" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugün aslında kavgaların en çetiniyle, saldırganlıkların en vahşisiyle, tehlikelerin en vahimiyle karşı karşıya olunduğunu herkesin görmesinde yarar olduğunu belirterek, "Türkiye üst düzeyde bir beka mücadelesi vermektedir. Bu bir vehim, bir hayal, bir kuruntu değildir. Türkiye ne zaman kıpırdasa, ne zaman doğrulup sorun ve sıkıntılarının çözümü için inisiyatif alsa ya bir kriz ya da bir kaos anında tetiklenmektedir. Nitekim milli birlik ve kardeşlik ruhunu sabote etmek için kuyruğa girmiş karanlık çevreler, ülkemizin diriliş ve yükseliş gayesinden her zaman ürkmüşler, zaman geçirmeden başımıza üşüşmüşlerdir. İşler düzelmeye başlasa, bozguncular gecikmeden devreye girmişlerdir. İleri, daha da ileri gidelim desek, hep bir engel çıkaran, hep bir çengel atan görülmüştür. Huzurun vekaleti olmaz. İstiklalin velayeti olmaz. İhanetin vedası olmaz. Dost gibi görünen düşmanların vefası ise hiç olmaz, olmamıştır. Biz ecdadımızdan öğrendik ki, mücadele mücahedenin yekunudur. Mücadele varsa, umut vardır. Mücadele varsa, gelecek vardır. Mücadele varsa, öyle ki, bir de şuurluysa, melun heves ve hedeflerin başarı şansı yoktur, bugüne kadar da olmamıştır" diye konuştu.

"KALEMİZİ DÜŞÜREMEYECEKLER, KALEMİMİZİ KIRAMAYACAKLAR"

Türkiye'nin, terörizmin kanlı saldırılarıyla uzunca bir süredir muhatap olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:

"Katiller öldürdükçe pes edeceğimizi düşünüyorlar. Korkacağımızı, kaçacağımızı, zelil dayatmalara tamam diyeceğimizi sanıyorlar. Bilmiyorlar veya bilinsin istemiyorlar ki, Türk milleti kahramandır, korkakça yaşamaktansa kahramanca ölüme dünden razıdır. Nasıl ki, sirkeden şeker olmazsa, korkaktan da kahraman çıkmaz, çıkmamıştır, çıkmayacaktır. Irmak içinde kuru kerpiç, gübrede misk koku aranamayacağına göre, terörle mücadelede de kesinti, ağırdan alma, kafa karışıklığı, sistem ve strateji yanlışlığı olamayacak, şu günkü tabloda aransa bile bulunamayacaktır. Terörizm kanalıyla Türkiye'yi tehdit eden, diyet isteyen, bedel ödetmek için her yolu deneyen ülke ve mihraklar, kalemizi düşüremeyecekler, kalemimizi kıramayacaklar, kaderimize ambargo koyamayacaklardır. Dövene elsiz durmayacağız. Sövene dilsiz kalmayacağız. Vurana tepkisiz olmayacağız. Maalesef ki, geçen hafta hainler bir kez daha başlarını kaldırmışlar, yeniden Türkiye'ye, Türk milletine saldırmışlardır. Teröristler aldıkları alçak emirlerin gereğini tekraren yapmışlardır. 2 Kasım 2017 tarihi sabah saatlerinde, Hakkari Şemdinli ilçesi Ortaklar bölgesinde, sisli ve kötü hava şartlarından istifade eden PKK'lı caniler vatan evlatlarına saldırmış, 7'si asker, 2'si korucu olmak üzere 9 evladımızı şehit etmişlerdir. Mehmetlerimiz al bayrak inmesin, ezan susmasın, vatan bölünmesin diye fani bedenlerini feda etmişlerdir. Zonguldak'tan Kırşehir'e; Isparta'dan Samsun'a; Bursa'dan Hatay'a; Bolu'dan Manisa'ya; Bingöl'den Hakkari'ye kadar Türk milleti şehit naaşlarını omuzlarda taşıyarak kahramanlarını dua ve tekbirlerle ebediyete uğurlamıştır. 3 Kasım 2017 tarihinde, PKK'nın sözde gençlik yapılanması YPS'ye karşı Diyarbakır Kayapınar ilçesinde düzenlenen operasyonda 1 polisimiz şehit, 9 polisimiz de yaralanmıştır. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailelerine, silah ve mesai arkadaşlarıyla birlikte milletimize sabır ve başsağlığı niyaz ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum. Diyarbakır'da şehit düşen Özel Harekat Polisimiz Ahmet Alp Taşdemir'in Manisa Salihli ilçesindeki cenaze merasimi hakikaten ibret verici sözlere, ders niteliğinde manevi duruşa şahitlik etmiştir. Şehidimizin eşi Yeşim Taşdemir gözyaşları içinde tabuta sarılırken, küçük kızı Esma tabutu okşamıştır. Cenaze namazını ise aynı zamanda imam olan muhterem babası İbrahim Taşdemir kıldırmıştır. Baba İbrahim Taşdemir namazdan sonra herkesin yüreğine oturan, duyan herkesi titreten şu sözleri haykırmıştır: 'Hilal, ezan, bayrak inşallah bu necip milletin omuzlarında yücelmeye devam edecek. Doğduğunda bizi şereflendirmişti; şehit oldu, şehadetiyle bizi şereflendirdi. Bunun için Rabbimin hükmüne boyun eğdim. Hiç şikayetim yok. Rabbimizden gelen başım gözüm üstüne. Vatanımız sağolsun. Allah bu millete zeval vermesin.' Elbette bu duaya sonuna kadar amin diyor, böyle babalarla, böylesi metanet ve asalet zirvesi babaların kahraman evlatlarıyla hayatımız boyunca iftihar edeceğimizi gür ve güçlü bir şekilde açıklıyorum."

"GAZİLERİMİZE EL KALDIRAN, TEKME SALLAYAN..."

"Şehit ve gazilerimizin hatıraları milli haysiyetimize, milli şerefimize emanettir" diyen Bahçeli, "Emanete leke sürdürülmeyecektir. Leke sürmeye kalkanların da elleri kırılmalı, kafaları ezilmelidir. Bakınız, geçtiğimiz hafta sonu, Ankara-Eskişehir karayolunda duyan ve gören herkesi helak eden, hüsrana iten bir olay yaşanmıştır. Sol bacağını kullanamayan bir gazimiz, yanında eşi, iki yaşındaki yavrusu, yine belden aşağısı tutmayan bir gazimiz ve onun ailesiyle seyahat halindeyken, yol verdin vermedin tartışması sonucunda şehir eşkıyalarının, şehir magandalarının saldırısına uğramıştır. Gazilerimiz 6 gözü dönmüş alçak tarafından darp edilmişlerdir. Bu olayı lanetliyor, saldırgan suçluların savunmasız gazilerimize vurmanın ne demek olduğunu, bunun sonuçlarının neler olacağını burunlarından fitil fitil gelesiye kadar yaşayıp görmelerini tez elden bekliyorum. Gazilerimize el kaldıran, tekme sallayan, küfür ve hakaret yağdıran bu iğrenç mahluklar doğduklarına pişman edilmeli, ağır ve acımasız bir şekilde cezalandırılmalıdır. Sürecin takipçisi olacağımızı, bu namertlerin peşinin bırakılmamasını yürekten temenni ediyor, bunu bekliyorum" açıklamasında bulundu.

Şehitlerin hesabının mutlaka sorulacağını vurgulayan Bahçeli, "Teröristler nerede iseler bulunup yok edilmektedir. Caniler çürümüş ceset, şehitler ise canlı cesaret timsalleridir. Türk devleti kiralık cellatların, kandan nemalanan vampirlerin hakkından gelecek yüreğe, beceriye, kadroya, akıl ve inanmışlığa sahiptir. Son bir hafta içinde 80 terörist imha edilmiştir. Kandil'de fotoğraf verip 'AKP-MHP faşizmi'nden bahseden lider kadrosunun da sonu yakındır, aksini düşünmek akıl ve ahlak iflasıdır. Bu vatanının aşını yiyip, suyunu içen; sonra da dönüp ihanet eden, vatan evlatlarına kasteden azılı katiller, öyle ya da böyle helal kurşunu da mutlaka yiyeceklerdir. Bu vatan, bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Tarihi geriye döndürmek istense bile mümkün değildir. Bu iş bitmiş, sayfa kapanmış, perde inmiştir. Bu topraklar Türk vatanıdır, üzerinde yaşayan muazzam beşeri varlık Türk milletidir. Türk milleti, köklerin, kökenlerin, dillerin, mezheplerin üstünde bir maddi ve manevi bağ ile birleşmiştir. Bizleri bir araya getiren, acılarımız, anılarımız, zaferlerimiz, hüzünlerimiz ve coşkularımız olmuştur. Bizi bugüne getiren kökenimiz, doğduğumuz yöre, muhterem anamızın dili, ruhumuzu teslim ettiğimiz yer neresi olursa olsun, bizim adımız Türk milletidir. Son iki yüz yılda bu coğrafyada oynanan oyunların tamamı bu tertemiz ve soylu milleti Anadolu'dan göndermek üzerine kurgulanmıştır. Türk milletinin, üç kıtadaki varlığını hazmedemeyen Haçlı zihniyetinin Türk ve İslam cihan devleti için ne düşündüğünü milli tarih okuyan herkes bilecektir" ifadelerini kullandı.

Türkleri Anadolu'dan atmak hayalinin, yüz yılları aşarak günümüze kadar ulaşan vazgeçilmez bir hedef olduğuna dikkat çeken Bahçeli, "Bu hedefin maşaları, PKK'sından FETÖ'süne, DHKP-C'sinden PYD, YPG, IŞİD'ine kadar tüm terör örgütleridir. Güçlü olduğumuzda boyun eğenler, gücümüz tükendiğinde hemen sindikleri yerden doğrulmuşlardır. Bir sır gibi taşıdıkları hain amaçları gerçekleştirmenin yollarını her fırsatta aramışlardır. Çanakkale Savaşı, son yaşama alanımız olan Anadolu'ya sığındığımız şehadet, göç ve acılarla dolu yürek yaralayıcı bir tablo içinde gerçekleşmiştir. Aziz milletimiz, altı asırlık hükümranlığının sonucunda, Anadolu topraklarına, asli unsurun ocağına dönmüştür. Bu tarihten sonra, büyük Türk milleti için dönülecek başka toprak parçası, gidilecek başka göç güzergahı ve verilecek başka vatan köşesi de kalmamıştır. Anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük çekenlere tekrarlıyorum: Burasının adı Türkiye'dir, milletinin adı ise Türk milletidir. Ya, bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet bir ve bütün tutulacaktır, ya da Türk milleti Anadolu'dan atılacak ve tarihten silinecektir. Ya bir olacağız, ya da birer birer yerimizden yurdumuzdan yuvamızdan olacağız. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel, yani karşımızdaki seçenek ikidir. Etnik ve mezhep ayrımcılığını körükleyenler cevap versin; Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar hangi kökenden gelene menşeini sormuş ve ayrımcı muamele etmiştir? Kucaklayıcı ve konuksever gönlüne sığınmak isteyen hangi topluluğu reddetmiş, hangisini aşağılamıştır? Kim ülkemizde kökeni nedeniyle, anasının dili nedeniyle, yönetime, siyasete, ticarete, idareye, memuriyete, bürokrasiye giremediğini iddia edebilir? Kim cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, general, profesör, vali, bürokrat ve büyükelçi olamayacağını söyleyebilir" değerlendirmesinde bulundu.

"YURT İÇİNDE VE YURT DIŞINDAKİ BÜTÜN TERÖRİSTLER SİLAHLARI İLE BİRLİKTE TESLİM OLMALIDIR"

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün ülkemizi yöneten kadrolara baktığınızda devletimizin ve milletimizin nasıl haksız bir ithamla karşı karşıya bulunduğunu anlayabilirsiniz. Özellikle belirtmek istiyorum: İşte bu yüce Meclis çatısı altında ve hükümet bünyesinde yer alan arkadaşlarımıza lütfen bakınız. Fikirlerine katılmayız, düşüncelerini benimsemeyiz, ama aileleriyle de doğdukları yörelerle de iftihar ederiz. Hepsi milletimizin evlatlarıdır. Bu noktaya ulaşmakta özel zorluklar yaşamış olabilirler. Bunlar ülkemin kimlik değil, her vatan evladının maruz kaldığı genel sosyoekonomik sorunlarıdır. Ama herkes için açık olan yolda yarışa katılıp öne çıktılar ve bu en yüksek millet eserinin üyesi olma şerefini taşıyorlar. Bu yörelerden gelen sayın üyelere hayatın her alanında kapı açan bir devlet ve hukuk sistemi, neden birilerini dağa çıkmaya sevk etmiş olsun? Aksini iddia edenler neye ve kimlere hizmet etmektedir? Bizden çözüm isteniyorsa, işte bizim çözüm önerimiz, daha önce de dile getirdiğim gibi, aynısıyla şudur: Yurt içinde ve yurt dışındaki bütün teröristler silahları ile birlikte teslim olmalıdır. Tamamı Türk adaletine hesap vermeli ve verilecek hükme rıza göstermelidir. Hükümetin de ilk görevi tamamını teslim alıp, adaletin önüne yaka paça çıkartmak, bu mümkün olmuyorsa mücadelenin doğası kapsamında gereğini eksiksiz yapmaktır. Bu süreçte devletin yanındayız. Seçilmiş hükümetin destekçisiyiz. Kahraman asker ve polislerimizin de hilafsız arkasındayız."

"BU MENFUR HADİSELERDEN DOLAYI ABD HALKINA TAZİYELERİMİ BİLDİRİYORUM"

31 Ekim günü, ABD'nin New York şehrinde meydana gelen terör saldırısına değinen Bahçeli, "Dünya Ticaret Merkezi yakınlarındaki bir bisiklet yoluna kullandığı kamyonetle tersten giren bir terörist, araçtan inerek çevreye ateş açmış, 8 kişinin ölümüne, 15 kişinin de yaralanmasına neden olmuştur. Bu terör saldırısını şiddetle kınadığımı özellikle belirtmek istiyorum. 6 Kasım Pazar günü de, Teksas eyaletinde bir kilisede meydana gelen silahlı saldırıda yaşları 5 ile 72 arasında değişen 26 kişi hayatını kaybetmiş, 20 kişi de yaralanmıştır. ABD Başkanı Trump, saldırganın akıl sağlığının yerinde olmadığını açıklamıştır. Bu menfur hadiselerden dolayı ABD halkına taziyelerimi bildiriyorum. İster terör saldırısı olsun, isterse de farklı bir gaye ve nedeni olsun, masumların canına kastetmek her ülkede, her coğrafyada cinayettir. Biz ABD'de belirli aralıklarla vasat bulan terörist saldırılardan veya bir başka sebepten kaynaklanan vahşi eylemlerden elbette üzüntü duyuyoruz. Ancak ahlaki tutarlılık gereğince aynı tavır ve vicdanlı yaklaşımı ABD'den de beklemenin en tabii hakkımız olduğuna inanıyoruz. İnsanlık terörün acı ve kanlı yüzünü sık sık görmektedir. Bunu herkes gibi biz de biliyor ve hatta yaşıyoruz. ABD'nin terörizmden şikayet ederken, teröristlerden yakınırken, menhus ve müessir saldırılardan dert yanarken durumunu gözden geçirmesinin zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bir ülkenin teknik ve ekonomik olarak ilerlemesi, sosyal ve ahlaki bakımdan ileri olduğuna delil teşkil etmez" açıklamasında bulundu.

"ABD, TÜRKİYE DÜŞMANLARIYLA AL GÜLÜM VER GÜLÜM İÇİNDEDİR VE ÇÖPLÜĞE DOĞRU GİTMEKTEDİR"

Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"ABD, madem terörizmi tehdit görmektedir, 11 Eylül'den bugüne madem terör örgütleriyle savaş halindedir, o halde 2 Kasım günü Hakkari Şemdinli'de, sınırın sıfır noktasında vatan evlatlarımızı şehit eden canilerin kullandığı silahların ABD menşeli çıkmasını nasıl izah edecektir? PKK'nın elinde ABD yapımı ağır silahların ne işi vardır? Mehmetler şehit düşerken bir şey olmuyor da, Hans, John, Sam ölürken mi kıyamet kopuyor, o zaman mı insanlık ve insani değerler hatırlanıyor? New York'ta saldırı olunca ayağa kalkıyorlar, Washington'a namlunun ucu değince dünya sallanıyor; ne var ki Hakkari'de, Şırnak'ta, İstanbul'da, Şam'da, Bağdat'ta, Kerkük'te katliamlar yaşanırken kimseden çıt çıkmıyor, ses gelmiyor, tepki duyulmuyor. Bu mudur medeniyetiniz? Bu mudur demokrasi ve insan haklarından anladığınız? Bu mudur gelişmişliğinizin ölçüsü, zenginliğinizin övüncü? Buysa eğer, diyeceğim odur ki, yere batsın medeniyet algınız, yere çakılsın demokrasi ve gelişmişlik anlayışınız. ABD'nin terörizmden canı yanıyorsa, sormazlar mı, koltuğa kurulunca 'hacıyım hocayım' diye böbürlenen, ama soyununca koltuğunun altından haç çıkan, haçlı boyası akan FETÖ'cüler ne arıyor, ne geziyor Pensilvanya'da? PYD-YPG-PKK'ya silah veriyorsunuz, Mehmetlerin şehadetine hizmet ediyorsunuz, dönüp 250 şehidin katili terörist başı Gülen'i Pensilvanya'daki yüzlerce dönümlük çiftliğinde bakım ve korumalığını yapıyorsunuz. Bu ne yüzsüzlüktür? Bu nasıl bir skandaldır? Bu ülkeye Hz. Mevlana'nın bir sözünü hatırlatıyorum: 'Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.' ABD, Türkiye düşmanlarıyla al gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru gitmektedir. Ata et, ite ot vermekle vakit geçirmektedir. Yalanlarla oyalanmakta, Türkiye muhaliflerinin eline su dökmekle meşguldür. ABD ve Avrupa FETÖ'nün avukatlığına taliptir. Çünkü gerçekler belli olursa suç ortaklığı gün gibi ortaya çıkacaktır. ABD suçluları, hainleri, darbecileri görmezden gelmektedir. Ne var ki, asıl suçlu, asıl katil, asıl hunhar suikastçı Pensilvanya'dadır, ama ne gören, ne de görmeye heves eden vardır. Gülen Türkiye'ye neden iade edilmemektedir? ABD ülkemizin taleplerini niçin kulak ardı etmektedir? Biz bunu nasıl okuyalım, nasıl yorumlayalım?"

"BÖLGEMİZDE HER TAŞIN ALTINDAN ABD ÇIKMAKTADIR"

"Bölgemizde her taşın altından ABD çıkmaktadır" ifadesini kullanan Bahçeli, "Lübnan Başbakanı, Saad El Hariri geçtiğimiz günlerde Riyad ziyareti esnasında, İran ve Hizbullah'ı sert bir şekilde hedef aldıktan sonra suikast iddialarını bahane ederek istifa etmiştir. 2005'te öldürülen babasının akıbetinden korkmuştur. 4 Kasım'da Yemen Riyad'a füze fırlatmıştır. İki ülke arasında gerilim doruktadır. Suudi Arabistan'da süren ve gün geçtikçe yaygınlaşan mıntıka temizliğiyle; aralarında bazı prenslerin, eski ve yeni bakanların, işadamlarının olduğu çok sayıda kişi tutuklanmıştır. Şaibeli helikopter kazalarında prensler can vermektedir. Eski hakimiyet havzalarımız kaynamakta, istikrarsızlık kamçılanmaktadır. Ve ABD Suudi Arabistan'a destek vermektedir. Ancak aynı desteği, Türkiye'den esirgemiştir. Terörle yatmış, kör kalkmıştır. Unutulmasın ki, terör, terörle yok edilemeyecektir. Bunun örneği dünya üzerinde görülmemiştir. Vahşetin çözümü vahşilikte aranamaz, aransa da bulunamaz. Terör konusunda çivi çiviyi sökmez, iki yanlış bir doğru etmez. İnsanlık suçu, hiçbir art niyetli devlet ve muhasım güç tarafından örtülemez. Terör örgütlerinin hiçbir girişimi meşru kabul edilemez. 2016 yılında, dünya genelinde savaş ekonomisine aktarılan paranın 1 trilyon 686 milyar dolar olduğu, bunun da yüzde 70'nin BM Güvenlik Konseyi'nin Daimi üyelerinin kasalarına gittiği yapılan son araştırmalarla belli olmuştur. Biliniz ki, kulun hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır. Zafer inananların, insanca yaşamaya karar vermişlerin, bir ve beraber kalarak zalimlere meydan okuyan büyük Türk milletinin olacaktır. Terörü politik araç olarak görenlerin tuttukları paslı silah ters tepecek, bumerang gibi günü geldiğinde kendilerini vuracaktır. Terörizm yanı başımızda devletleşir, ihanet koridoru Akdeniz'e ulaşırsa Ankara'nın kuşatması tamamlanmış olacaktır. Hesap budur. Terör örgütlerine bu çerçevede silah verilmekte, yıkımın temeli atılmakta, Türkiye rehin alınmak istenmektedir. Plan budur. Buna izin vermeyeceğiz, buna sessiz kalmayacağız. PKK-PYD-YPG'yi muhafaza altına alma emeli güdenlerin hevesleri boşunadır. Sınırlarımızın ötesinde oluşturulmak istenilen terör kuşağına Türkiye müsaade etmeyecektir. Bu habis senaryonun arkasında gizlenen projeleri de asla kabullenmeyecektir. Bizi kimse sindiremez. Bize kimse diş geçiremez. Türk milletine tehdit sökmez, tuzak işlemez. Şayet birileri yeniden haçlı seferi dalgası yaratmak istiyorsa, unutmasınlar ki Kılıç Arslan'ın torunları hala hayattadır. Türklük şuurunun İslam ahlak ve faziletiyle kemikleşmiş iradesi ilk günkü heyecanıyla hüküm sürmektedir. Türk milletinin kuşatmaları yarmakta, kirli ve sinsi oyunları bozmakta usta olduğunu muhataplarına Gazi Meclis'ten haykırmak, ayaklarını denk almalarını ikazla hatırlatmak boynumuzun borcudur" şeklinde konuştu.

(Pelin Üzek Kılıç - İbrahim Berat Yılmaz / İHA)