Çavuşoğlu, Paraguay Dışişleri Bakanı Luis Alberto Castiglioni ile görüşmesinden sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çavuşoğlu, ABD'nun Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin Türkiye'deki ziyareti ve Suriye'de oluşturulması planlanan güvenli bölge konusundaki soru üzerine, ABD'nin Suriye'den çekilmesi ya da asker sayısının azaltılması ve güvenli bölge gibi konuları ele alan görev gücü kurulduğunu anımsattı.
Toplantılar sonucunda artık yazılı şekilde Türkiye ile ABD'nin görüşlerini karşılıklı paylaştığını aktaran Çavuşoğlu, "Her konuda henüz mutabık olduğumuz söylenemez. Ama karşılıklı görüşlerin paylaşılması neticesiyle yakınlaşma olduğunu söyleyebiliriz." diye konuştu.
Gelecek görev gücü toplantılarıyla daha da yakınlaşma beklediğini belirten Çavuşoğlu, ABD'nin önerilerine Türkiye'nin cevabını üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Çavuşoğlu, "(ABD ile) Henüz her konuda mutabık değiliz ama ilerleme ve mesafe katettiğimizi söyleyebilirim." ifadesini kullandı.
- "ABD, İran kararını gözden geçirmeli"
ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarından Türkiye dahil bazı ülkelerin muafiyetinin son günü olduğu hatırlatılan Çavuşoğlu, yaptırımlara yönelik önlemlerin na olacağını cevaplarken yaptırımların doğru olmadığını yineledi.
Çavuşoğlu, son birkaç gün içinde Katar'daki ve Slovakya'daki görüşmelerinde firmaların bu yaptırımlar nedeniyle tedirgin olduğunu gördüğünü söyledi.
Almanya, İngiltere ve Fransa'nın yaptırımlara önlem için INSTEX adlı bir mekanizma için çalıştığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Biz de buna benzer bir mekanizmayı nasıl kurabiliriz, bunu konuşuyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, milli paralarla ticarette henüz istenen noktada olmadıklarını, ürün takasıyla ilgili bazı konuları İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile Katar'daki görüşmesinde ele aldığı bilgisini verdi.
Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bizim için ithal ettiğimiz petrolün kaynağının çeşitlendirilmesi kısa sürede mümkün gözükmüyor. Bizim rafinerilerimizin teknolojisi birçok ülkenin ham petrolüne uygun değil. Diğer taraftan Irak petrolü için rafinerilerimizin uygun olduğunu daha önce de söylemiştik. Kerkük'ten Ceyhan'a gelen boru hattının da ciddi bir şekilde zarar gördüğünü biliyorsunuz. Bu boru hattının bir an önce tamir edilmesi gerekiyor. Kuzey Irak bölgesinden gelen boru hattının kapasitesi de zaten sınırlı. Sonuçta şu anda üçüncü başka ülkelerden petrol aldığımızda bu rafinerilerimizin teknolojisini yenilememiz gerekiyor. Bu da rafinerilerin belli bir süre kapalı kalması demektir. Bunun da bir maliyeti var. Hangi açıdan bakarsanız bakın ABD'nin tek taraflı aldığı bu karar herkesi olumsuz etkiliyor. Japonya'dan tutun Avrupa ülkelerine kadar ciddi bir rahatsızlığın olduğunu görüyoruz. Amerika bu kararlarını gözden geçirmek durumundadır."
- "Sudan halkı kardeşimizdir"
Bazı Arap ülkelerinin Sudan'ın iç işlerine karıştığı yönündeki haberler, ülkedeki son durumu ve Türkiye'nin tutumunu değerlendiren Çavuşoğlu, Sudan ve Libya'daki gelişmelerden Türkiye'nin rahatsızlık duyduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, "Bu rahatsızlığımız herhangi bir ülkenin oraya müdahale etmesi anlamında değil sadece, yani Sudan ve Libya halkı bu çatışmalardan ve gerginliklerden zarar görmemesi gerekir. Her ülkenin de istikrarı bizim için de önemlidir, iki kardeş ülkedir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bu ülkelerle dostluğunun halklarla olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, yönetimlerin değişebileceğini belirterek, "Elbette tabii demokratik yollarla yönetimlerin değişmesini arzu ederiz." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin tüm kurumları ile Sudan'ın yanında olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Burada Sudan halkının ne dediği önemlidir. Sudan halkı bizim kardeşimizdir. Biz her zaman iyi günde de kötü günde de Sudan halkının yanında olduk. Bundan sonra da onların yanında olmaya devam edeceğiz. Kıtlık ve diğer sorunlar döneminde de gerek buğday, gerek petrol diğer ihtiyaçları karşılamada her zaman duyarlı olduk. Tüm kurumlarımızla her zaman Sudan'ın yanında olduk, bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğiz. İnşallah en kısa zamanda halkın talebi doğrultusunda siyasi yönetimler iş başına gelir ve Sudan emin adımlarla yoluna devam eder. Gerçekten çok ciddi zenginlikleri, kaynakları olan bir ülke ama iyi değerlendirilmediğini de görüyoruz."
- "Bazı ülkelerin Hafter'e silah ve mühimmat verdiğini görüyoruz"
Çavuşoğlu, Libya'daki duruma ilişkin de "Tam yeniden konferansların başlayacağı bir dönemde Halife Hafter'in saldırıya geçmesi ve doğrudan Trablus'a saldırması bizim kabul edeceğimiz bir durum değildir." dedi.
Türkiye'nin burada herhangi bir tarafı desteklemediğini söyleyen Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla ve tüm Libyalıların bir araya geldiği konferansta kabul edilen ulusal mutabakat hükümetini meşru hükümet olarak gördüklerini aktardı.
Çavuşoğlu, bazılarının Hafter'in terörle mücadele ettiğini savunduğunu, Hafter'in terörle mücadele ettiğini söylemenin gerçekleri çarpıtmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu doğru değildir. Libya'da terör örgütleri vardır. Maalesef herhangi bir ülkede boşluk olduğu zaman, o boşluğu ilk değerlendirenler terör örgütleri oluyor. Irak'ta, Suriye'de bunu gördük. Fakat o terör örgütleri ulusal mutabakat hükümetine saldırıyor. Sürekli Trablus'ta değişik kurumlara saldırıyor. Yani burada terör örgütü herkesi düşmanıdır. Tüm gücü ele geçirmek için Trablus'a saldıran Hafter'in terörle mücadele için orada olduğunu söylemek gerçekleri çarpıtmaktır. Bunu da tüm muhataplarımıza, özellikle taraf tutan muhataplarımıza söylüyoruz. Bazı ülkelerin de Hafter'e doğrudan destek verdiğini hatta silah ve mühimmat verdiğini görüyoruz. Bu tür taraf tutmalar siyasi çözüm yerine askeri çözümü destekleyenler yine Libya'nın da uzun sürecek bir sivil savaşa sürükleneceğini unutmasınlar. Bundan da kendileri sorumlu olurlar."
(Bitti)