ABD'nin BM'deki 'tehditkar' tavrına tepkiler
Türkiye ve Yemen'in öncülüğünde dün BM Genel Kuruluna getirilen Kudüs tasarısı öncesinde ABD'nin üye ülkeleri 'ekonomik yardımları kesmekle' tehdit etmesine tepkiler sürüyor

Oluşturma Tarihi: 2017-12-22 09:03:16

Güncelleme Tarihi: 2017-12-22 09:03:16

Türkiye ve Yemen'in öncülüğünde dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna getirilen ve 128 oyla kabul edilen Kudüs tasarısı öncesinde, ABD'nin tasarıya destek verecek üye ülkeleri "ekonomik yardımları kesmekle" tehdit etmesi tepki toplamaya devam ediyor.

BM Genel Kurulunda yaptıkları konuşmalarla ABD'ye tepki gösteren üye ülke temsilcilerinin yanı sıra Amerikan kamuoyundan ve Amerikalı Müslüman toplum temsilcilerinden de ABD yönetimine eleştiri yapılıyor.

Pakistan, Endonezya, Bangladeş, Küba, Venezuela ve Malezya gibi ülkelerin BM daimi temsilcileri ABD'nin Kudüs kararını "kabul edilemez" bulurken, bazı temsilciler ABD'nin "üye ülke oylarını satın almaya çalıştığına" dikkati çektiler.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, "Bu toplantı öncesinde bir BM üyesi ülke, diğer bütün BM üyelerini tehdit etti. Bazıları ise gelişme yardımlarının kesilmesiyle tehdit edildi. Bu kabul edilemez. Oy kullanacak ülkelerin oylarının satın alınabileceğini düşünmek ahlaki değildir. Ya da şöyle söyleyeyim, biz korkmadık. Sen güçlü olabilirsin ama bu seni haklı yapmaz." şeklindeki açıklaması, Genel Kurulda destek buldu.

Venezuela'nın BM Daimi Temsilcisi Samuel Moncada, ABD'nin tavrına, "Dünya satılık değildir. ABD, BM'yi provoke etmeyi sonlandırmalıdır." ifadesini kullandı.

- "ABD'nin müttefikleri ABD'ye karşı birleşti"

Amerikan medyasında da yankı bulan oylamayla ilgili New York Times gazetesinde, "BM Genel Kurulu, Trump'a karşı koyarak ABD'nin Kudüs kararını kınadı" başlığı yer aldı.

ABD yönetiminin "ekonomik yardımları kesme" tehdidinin işe yaramadığına vurgu yapılan haberde, geleneksel olarak ABD'nin müttefiki ülkelerin çok büyük bölümünün Trump karşısında birleştiğine işaret edildi.

Washington Post gazetesi de "BM ABD'nin Kudüs kararını, keskin bir çıkışla net bir şekilde reddetti" başlığıyla geçtiği haberinde ABD Başkanı Donald Trump'ın ve ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley'nin "ekonomik yardımları kesme" tehditlerinin geri teptiğine dikkat çekildi.

Öte yandan Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) eski Direktörü John Brennan'ın Twitter hesabından yaptığı açıklama da kısa sürede 60 bine yakın beğeni ve yeniden paylaşım topladı.

- "Dünya bize gülüyor"

Brennan, paylaşımında, "Trump yönetiminin, ABD'nin Kudüs kararı hakkında BM'de egemenlik hakkını kullanan milletlere karşı intikam tehdidinde bulunması rezaletin ötesindedir. Bu, Trump'ın herkesten kör bir sadakat ve itaat beklediğini gösteriyor, ki bu nitelikler genellikle narsist ve kindar otokratlarda bulunur." ifadelerine yer verdi.

Diğer yandan Amerikan CNN kanalında konuyla ilgili değerlendirmeler yapan eski CIA analisti Phil Mudd da Trump yönetiminin BM sürecini yönetme biçimine sert eleştiriler getirerek, "Dünya bize gülüyor. 128 ülke bize, bizim bir avuç aptal olduğumuzu söyledi." değerlendirmesini yaptı.

Diğer yandan Amerikalı Müslüman toplum temsilcileri de Trump yönetiminin BM tavrına tepki gösterdiler.

- Amerikalı Müslümanlardan tepki

Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Başkanı Nihad Awad, yazılı açıklamasında Trump yönetiminin BM Genel Kurulunda adeta bir "diplomasi dersi" aldığını kaydederek, Filistin davası etrafında ve Trump'a karşı güçlü bir ittifakın ortaya çıktığını vurguladı.

Awad, "ekonomik yardımları kesme" tehdidinin çok yanlış bir adım olduğunu ve işe yaramadığını görmekten memnuniyet duyduklarını da sözlerine ekledi.

AA muhabirine açıklamalar yapan ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO) Başkanı Usame Cemal de, "Türkiye'nin önemli katkısıyla gündeme gelen tasarının büyük çoğunlukla kabul edilmesi Ortadoğu barışı adına umut vericidir. ABD'nin tehditlerinin bir sonuç vermediğini görmek ayrıca anlamlıdır. Umuyoruz ABD bu kararını geri alır ve dünyanın geri kalanının ne söylediğini dinler." değerlendirmesini yaptı.

- Tasarıya büyük destek

BM Genel Kurulunda Türkiye'nin girişimleriyle hazırlanan ve Trump'ın Kudüs kararını eleştiren Kudüs'ün statüsüne ilişkin "İsrail'in İşgal Altındaki Doğu Kudüs ve Filistin Topraklarındaki Faaliyetleri" başlıklı karar tasarısı, ABD'nin tehditlerine rağmen 9'a karşı 128 oyla kabul edilmişti. Oylamada 35 ülke ise çekimser kalmıştı.

BM Güvenlik Konseyi'nden 1967'den 2016'ya kadar geçmiş 10 karar'a atıf yapan tasarıda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilan etmesi ve ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşınmasına ilişkin kararına atıfta bulunarak "Kudüs'ün statüsüne ilişkin son kararlara yönelik derin teessüfte" bulunulmuştu.

Tasarıda BMGK kararlarına da atıf yapılarak, Kudüs'ün "ruhani, dini ve kültürel boyutlarının" korunması gerektiği ifade edilirken, Kudüs'ün statüsünün BM kararları çerçevesinde müzakerelerle çözülecek en son konu olduğu vurgulanmıştı.

- Kudüs'teki yarım asırlık işgal

Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı. BMGK kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.

İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.

- Trump'ın açıklaması tüm dengeleri değiştirdi

ABD Başkanı Donald Trump, 6 Aralık'ta yaptığı açıklamada "Kudüs'ü tek taraflı olarak İsrail'in başkenti olarak kabul ettiğini" ilan etmiş ve Tel Aviv'deki Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs'e taşıması noktasında Dışişleri Bakanlığına talimat verdiğini açıklamıştı. Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin kaosa sürükleneceği ve İsrail-Arap ihtilafının daha da çözümsüz hale geleceği uyarılarını göz ardı etmişti.

18 Aralık'ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde ABD'nin Kudüs kararını geçersiz kılma yaklaşımıyla Mısır'ın gündeme getirdiği tasarı, ABD'nin vetosuna karşın kalan 14 üyenin desteğini almış ve ABD Kudüs konusunda yalnız kalmıştı.