Bozdağ, CNN Türk televizyonunda katıldığı programda, FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.
Türkiye'de pek çok darbe olduğunu ancak darbecilerin hiçbirisinin milletvekilleri içerisindeyken parlamentoya bomba atmadığını hatırlatan Bozdağ, bunun sadece Hükümete karşı değil milli iradeye, Meclis'e, Anayasa'ya karşı da çok büyük bir düşmanlık ve gözü dönmüşlük, canavarlık olduğunu herkesin de bunu gördüğünü söyledi.
Parlamentoyu bombalamayı, Cumhurbaşkanı'nı infaz etmeyi, insanlara tank sürmeyi göze alan darbecilerin, çok kanlı, çok vahşice bir darbe planlaması yaptığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne yapmak lazım? Herkesteki şey şu: 'Demokrasi nöbetine sonuna kadar devam edeceğiz, Meclis'i bırakmayacağız. Buradan bizim cesetlerini çiğnemeden buraları alamayacaklar.' Büyük kenetlenme orada meydana geldi. Ben onun için Türkiye adına iftihar ediyorum. Çünkü bizim demokrasimizin olgunlaştığını, partiler kendi aralarında ne kadar rekabet içerisinde olsalar da birbirlerini kıyasıya ve acımasızca eleştirseler de demokrasinin artık hepimiz için bir kırmızı çizgi noktasına geldiğini ve milleti birleştiren bir üstün değer olduğu anlaşılmıştır. Bizi birleştiren şimdiye kadar vatan, bayrak, devlet, millet, Atatürk, din vardı şimdi yanına bir de demokrasi, milli irade eklenmiştir. Bu noktada bütün partiler gerçekten cesurca, kahramanca ve ölümü göze alarak bir sınav vermişlerdir."
Olağanüstü halin uygulanacağı süreçte bir kanun hükmünde kararname mi yoksa birden fazla kararname mi çıkarılacağı sorusunu Bozdağ, şöyle yanıtladı:
"Şu anda hazırlıklar bitmek üzere. Bizim mümkünse tek kararnameyle meselenin üzerine gidip çözüme kavuşturma gibi bir düşüncemiz var. Eğer ihtiyaç olursa, yetmezse başka kararnameler de gelebilir. Ama Sayın Başbakan'ımızın düşüncesi bir kararname çıkararak bütün konuları onun içerisinde tanzim etmenin, bir daha çıkarmamanın doğru olduğu yönünde. Tabi bu ihtiyaç olduğunda çıkmayacağı anlamına da gelmez. Ama biz, mümkün olduğu kadar az kararname çıkarmak istiyoruz. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi aldık çünkü şu anda Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdit tam anlamıyla izole edilmiş durumda değil."
- "Tedbir almamazlık yapmamız yanlış olur"
Dün akşam saatlerinde bir hareketlilik olduğu yönünde söylentiler çıktığının hatırlatılarak, tehdidin sona erip ermediğinin sorulması üzerine Bozdağ, geçmişten günümüze bakıldığında artçıların her zaman görüldüğünü, 17 Aralık hukuk darbesinin 25 Aralık'ta, 9 Mart 1971'deki darbe teşebbüsünün 12 Mart'ta başka bir versiyonunun ortaya çıktığını hatırlattı.
Darbe teşebbüslerine kalkışanların gözü dönmüş olduğuna işaret eden Bozdağ, "Şu anda 'darbe teşebbüsü başarısız kılınmıştır, bundan sonra bir netice alma ihtimalleri, imkanları yoktur' diye bizim yatmamız, tedbir almamazlık etmemiz fevkalede yanlış olur. Kanun hükmünde kararname, esasında bu anlamda, bundan sonraki süreçlerde Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının, demokrasi ve hukuk düşmanlarının Türkiye'de yeniden bir tehlike ve tehdit oluşturmamaları için alınacak tedbirleri içeriyor. Bu millete karşı ilan edilmiş bir OHAL değil doğrudan devlete ilan edilmiş bir OHAL. Devlete yani devleti yöneten Hükümete diyoruz ki, 'Sen tedbirlerini çok hızlı al, çok etkin, kararlı uygula, hiçbir şeyi geciktirme, zamanında doğru olanları yap.' Onun için biz etkin ve hızlı bir biçimde bu kararnamelerle adım atacağız." ifadelerini kullandı.
- Gözaltı süreleri
OHAL sürecinde, gözaltı sürelerinde herhangi bir değişiklik olup olmayacağının sorulması üzerine Bozdağ, bireysel suçlarda gözaltı süresinin 24 saat, toplu suçlarda ise 4 gün olduğunu anımsattı. Bozdağ, "Anayasa'mız zaten bunun 4 günden fazla uzatılamayacağı hükmünü taşımaktadır. Bunun tek istisnası OHAL'dir. OHAL ilan edildiğinde, OHAL süresince bunun dışına çıkılabilme imkanı söz konusudur. Bu kararname içerisinde de terör suçları ve toplu suçlarla ilgili bir uzatma imkanı, OHAL süresi içerisinde getirilmektedir." diye konuştu.
Konu üzerinde çalışıldığını aktaran Bozdağ, gözaltı süresinin mevcuttan fazla belirleneceğini, ancak ne kadar olacağının henüz netleştirilmediğini söyledi.
Bozdağ, "İlk etapta 7-8 gün uygulanıp, daha sonra bunun gerektiğinde uzatılması şeklinde bir düşüncemiz var. Ama bunun azami sınırı ne olacak ona en nihayetinde karar vereceğiz. Gerekirse uzatılma imkanı verilecek. Ama gerekirse uzatılmanın da bir sınırı olacak. 8 gün ilk etapta olabilir veya 7 gün olabilir. Ama ondan sonra ihtiyaç duyulursa da işte bir defa şu kadar, belki iki defa şu kadar ama en nihayetinde bir rakamdan fazla olamayacak. Belli bir rakam koyacağız." şeklinde konuştu.
(Sürecek)