Gül, TRT Haber kanalında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Yüzlerce sanıklı darbe girişimine ilişkin davaların Yargıtaydaki temyiz incelemelerinin duruşmasız, dosya üzerinden yapılmasına olanak sağlayan Kanun Hükmünde Kararnameye (KHK) ilişkin eleştirilere yönelik değerlendirmesi sorulan Gül, OHAL süresince bütün çabanın, adil, makul yargılama süresi içerisinde yargılamaların bir an evvel sona erdirilmesi, kim mahkum olacaksa, kim beraat edecekse bunun bağımsız mahkemelerce tespit edilmesi olduğunu belirtti.
Gül, buna yönelik usulde bir takım kötü niyetli uygulamaları ya da suistimalleri ortadan kaldırmak adına adil yargılamayı da ortadan kaldırmayacak şekilde düzenlemelerin hep yapıldığını ifade etti.
Avukatsız hüküm verilebilmesi konusundaki tartışmalara ilişkin Gül, avukatların ifade almalarda, savunmalarda bulunduğunu, ancak terör örgütlerinin davanın karara çıkmaması için savunmaya gitmediğini söyledi.
Gül, bu düzenlemenin hukuk çerçevesinde suistimali önlemek adına yapıldığını, savunma hakkını ortadan kaldırmayacağını bildirdi.
- "Anamuhalefet Partisi Genel Başkanına asla yakışmıyor"
CHP'nin 695 ve 696 sayılı KHK'lerle ilgili Anayasa Mahkemesine başvuru yapacağını açıklamasına dair Gül, şöyle devam etti:
"Anayasanın hükmü açık. Bir anayasa denetimine gidilemeyeceğine yönelik durum söz konusudur. Bu konularla ilgili AK Parti'nin reformcu, özgürlükçü yönü zaten malumdur. Asla vatandaşın özgürlüğünü, insan haklarını kısıtlayan değil, kamu düzeni ile güvenliği, huzuru dengeleyecek düzenlemeler yapmıştır. Bu tür çabaların, beyhude çabalar olduğunu ifade etmek isterim. Bizim, sınırımız hukuk. Anayasa çerçevesinde tüm işlemler yapılmıştır."
Bakan Gül, Yargıtay ve Danıştay için ihdas edilen yeni üye kadroları konusundaki soruyu yanıtlarken, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin azaltılmasıyla ilgili kanun çıktığını hatırlattı. 15 Temmuz darbe girişimiyle FETÖ terör örgütü üyelerinin, darbecilerin, mahkemelerin huzuruna geldiğini anlatan Gül, birçok mahkemede ihraç edilen 4 bin civarında hakim, savcı bulunduğunu, bunların hepsinin mahkeme önüne çıkarılacağını, suçsuz olanların beraat ettirileceğini belirtti.
Mahkemelerde bu konularla ilgili yoğun iş yükü bulunduğuna dikkati çeken Gül, üye sayısı azaltılırken ortada ne darbenin ne darbecilerin ne de FETÖ'cülerin olduğunu vurguladı.
Adalet Bakanı Gül, yüksek yargıda üye sayısının artırılması düzenlemesinin bir tercihten değil, zorunluluktan dolayı yapıldığını aktardı.
"Militan hakim savcı atanacak." eleştirilerine yönelik Gül, şu ifadeleri kullandı:
"Militan hakim, savcılar 15 Temmuz gecesi Hakimler ve Savcılar Kurulu marifetiyle ihraç edildi. Türk yargısının bütün kürsüdeki hakimleri, savcıları asla militan değildir. Bağımsız, tarafsız Türk yargısının onurlu, şerefli mensuplarıdır. Bunları Türkiye'nin bekası ve hukuk için canla başla çalışan bütün hakim savcılarımız için diyorum. Öyle işine gelince namuslu hakim savcılar var, gelmeyince namuslu hakim savcılar... Böyle bir dil, Anamuhalefet Partisi Genel Başkanına asla yakışmıyor. Hakim savcılarımızı böyle ayırmak asla kabul edilebilir bir şey değil."
- "Hızlı ve makul bir sürede yargılamalar yapılıyor"
Bakan Gül, 15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin davalara yönelik, bütün yargı mensuplarının özveri içinde çalıştığını, kendilerinin de teknik olarak destekler verdiklerine değindi.
Mahkemelerin duruşma salonu konusunda eksiklikler yaşadığını anımsatan Gül, Bakanlık olarak mahkemelerin yaşadığı bu sorunu çözdüklerini bildirdi.
Yargılamanın hızlanmasını olumsuz etkilediği düşünülen mahkemeler içine yeni heyetler kurulduğunu, üye takviyesi yapıldığını anımsatan Gül, "Bir an evvel kim suçluysa cezasını alacak, kim suçsuzsa cezasını almayacak, takipsizlik görecek. Milletimiz, hukuka, yargıya güvensin." diye konuştu.
Gül, yargılamaların hızlı ve makul bir sürede yargılamaların yapıldığını, savunma sürelerine dikkat edildiğini vurguladı.
- "Amerikan yargısının itibar etmesi düşündürücü"
ABD'de devam eden Hakan Atilla davasında Hüseyin Korkmaz isminde eski bir polis memurunun şahitlik yaptığının hatırlatılması üzerine Gül, "Gerçekten çok talihsiz bir durum ama fotoğrafı görmek adına da çok önemli bir veri içeriyor. Türkiye'de FETÖ terör örgütü üyeliğinden aranan firari bir şahsa, bir başka yerde mahkemelerin, Amerikan yargısının itibar etmesi o ülke yargısı adına çok düşündürücüdür ve üzücüdür." değerlendirmesinde bulundu.
Adalet Bakanı Gül, "Bu kişiyi siz arıyorsunuz, terör örgütü üyesiymiş, biz bunu Türkiye'ye iade edelim." diye bir tavır içine girilmesi gerekirken, mahkemede ağırlanması, itibar edilmesinin ve maaş bağlanmasının üzücü olduğunu söyledi.
- "Biz burada, bir şahsın avukatlığını yapmıyoruz"
İade için mahkumiyet kararına gerek olmadığını vurgulayan Gül, şu görüşlere yer verdi:
"İade için somut güçlü bir nedenin, şüphenin olması yeterlidir. Burada çok daha güçlü kanıtlar, deliller olmasına rağmen iade edilmemesi, FETÖ liderinin orada hala barındırılması, terörle mücadele anlamında her iki ülkenin stratejik dostluğunu da zedeleyecek bir tavır. Biz bundan dolayı, Amerikalı mevkidaşımıza da yazdık mektupta, bunlarla ilgili adım atılmasını istedik. İstanbul'da yine mahkemeler ve savcılıklarca yine bu hususlarla ilgili yakalama ve iade talepleri yapıldı. Ama bu konuda herhangi bir adım atılmadı. Oradaki yargılamanın Türkiye'nin aleyhine olabilecek bir yöne gider mi şeklinde bir çabanın birileri tarafından iletildiğini, yargı mekanizması içinde bir takım güçlerin de etkin olduğunu düşünüyorum. Biz burada, bir şahsın avukatlığını yapmıyoruz, Türkiye'nin çıkarlarıyla ilgili bir husus burada savunuyoruz."
Bakan Gül, Türkiye'de oluşan bir fiil varsa bunların yargılanacağını belirterek, "Bu konuda kesinleşmiş kararlar var. Varsa başka fiiller yine yargılanacak olan yer burasıdır. Biz Rıza'yı, başkasını savunan pozisyonda değil, Türkiye'nin çıkarlarını savunuyoruz. Türkiye hukuk devleti ve egemen bir devlettir. Burada bir fiil varsa hukuka aykırı, yargılanır, nitekim yargılanmıştır da... Oradaki çabalarımız, Türkiye'nin hukukunu koruma anlamındaki, bu husustaki çarpıklıkları, yanlışlıkları ortaya koyma adına yaptığımız söylemlerdir." ifadesini kullandı.
- "ABD'den gerekli adımın atılmasını bekliyoruz"
Stratejik dost bir ülkenin, o ülkenin bekasına yönelik tehdit oluşturan bir terör suçlusunu Türkiye'nin asla barındırmayacağının altını çizen Gül, ikili anlaşmalara, terörle mücadele kapsamındaki ortaklık duygusuna, insan, devlet olmanın gerektirdiği saygıyı, terörle mücadele anlamında bir desteği çok haklı bir şekilde beklediklerini söyledi.
Bu iadelerin olmasını beklediklerini vurgulayan Gül, iade için dosyaların tamamlandığını, hiçbir eksikliğin olmadığını, ABD'nin iradesinin kaldığını ve ABD'den gerekli adımın atılmasını beklediklerini bildirdi.
- "Başka delil yoksa gözden geçirilebilir"
ByLock ile ilgili Yargıtayın verdiği karara işaret eden Gül, "ByLock ile ilgili Yargıtayın vermiş olduğu bir karar var, 'Terör örgütünün haberleşme ağı olarak kullanıldığı, örgüt üyeliğinin önemli delillerinden olduğu...' Burada, ByLock kullanmadığına yönelik bir çalışma, ilgili kurumlarla yapılması, tamamlanması halinde, bunlarla ilgili başka delil yoksa gözden geçirilebilir. Bu konuyla ilgili kurumlarımız çalışmalarını yapmaktadırlar." dedi.
Bakan Gül, Türkiye'nin temel yaklaşımının suçlu ile suçsuzun ayrılması yönündeki hassasiyet olduğuna dikkati çekerek, bu konuyla ilgili yapılacak açıklamaları vatandaşların takip etmesini istedi.
(Bitti)