Gül, Gaziantep'teki Şehreküstü Konakları bahçesinde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin KHK ile yapılan "tek tip kıyafet" düzenlemesine ilişkin sorusu üzerine Gül, darbe girişiminde bulunan FETÖ'cü hainlerin, özellikle duruşmalara gelirken kendilerini kahraman yerine koymaya yönelik girişimlerine karşı millette bu konuda bir beklenti oluştuğunu söyledi.
Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da farklı vesilelerle bu konuda bir düzenleme ve beklenti olduğunu ifade ettiğini anımsatarak, "Nitekim dün yayınlanan KHK ile bu düzenleme yapıldı. Terör ve darbe fiillerine karışmış tutuklu ve hükümlülere yönelik tek tip elbise düzenleniyor. Şekli de yine kanunla düzenlenmiş, belirlenmiş. Bakanlık yönetmelik çıkaracak. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, bir ay içinde uygulamaya geçmiş olacak. Kadın ve çocuklarla ilgili ayrı düzenleme var. Hamile ve çocuklar için uygulanmayacak. Bunlarla ilgili durum da yine yönetmelikte değerlendirilecek." diye konuştu.
ABD'deki Hakan Atilla davasına ilişkin soruya Bakan Gül, şu yanıtı verdi:
"Hem sanığı hem tanığı hem hakimi, savcısı gerçekten hep kurgulanmış. Bakıyorsunuz hakimini Türkiye'ye getirmişler. Türkiye'ye getirenler FETÖ'cüler. Onlar tanıklık yapıyor. Türkiye'de terörden, darbecilikten aranan kişiler orada tanıklık yapıyor. Mahkeme bunların beyanları üzerine hüküm kılıyor. Böyle bir şeyin asla kabulü, hukuki olması düşünülemez. Hukuki değildir. Bu yargılamalarda bir kişiden ziyade, Türkiye'nin ekonomisinin, Türkiye'nin çıkarlarının orada yargılanmasını asla kabul edemeyiz. Biz orada bir kişiyi savunmuyoruz, yani 'o adı geçen kişi şöyle masumdur, sütten çıkmış ak kaşıktır gibidir' diye bir şey söylememiz imkansız ama biz burada Türkiye'nin çıkarlarını, Türkiye'nin menfaatini savunuruz. Orada Türkiye'nin egemenliği varken... Türkiye'de mahkemeler yok mu da başka bir yerde dava açılıyor. Mesele Türkiye'de eğer birisi hukuka aykırı bir şey yapmışsa Tük mahkemeleri, cumhuriyet savcıları görevinin başındadır. Türkiye'de hukuk işliyor.
Biz burada Zarrab'ı koruyan bir tavır içinde değiliz. Türkiye'nin menfaatlerini, hukukunu koruyoruz. Türkiye'de işlenmiş bir şey varsa, bunlara Türk mahkemelerince, savcılarınca karar verilir ki verilmiş. Bu konuları da değerlendiririz ama farklı bir şey varsa Türk mahkemesinde yargılanır. Başından beri hukuki temelden yoksun bir davanın sonucundan ne çıkarsa çıksın, Türkiye anlamında, Türk hukuku anlamında, ülkemiz açısından çok bir anlamı yoktur ama hep beraber izlemiş olacağız."
- FETÖ elebaşının iadesi
Adalet Bakanı Gül, FETÖ elebaşının ABD'den iadesi konusundaki soru üzerine de henüz olumlu bir gelişme kaydedilmediğini dile getirdi.
"Biz onu mektupla da tekrar mevkidaşımızdan istedik, talep ettik, hatırlattık." diyen Gül, şöyle devam etti:
"Bu hususla ilgili somutlaşmış yeni bir gelişme yok ama terörle mücadele ettiğini söyleyen bir ülkenin Türkiye'de terör ve darbe girişimini yapan, başlatan, liderliğini yapan, örgüt mensuplarını koruyan, liderini koruyan bir pozisyonda olması terörle iş birliği anlamında da gerçekten çok büyük bir eksikliktir. Türkiye DEAŞ'ı, PKK'sı, FETÖ'sü ile mücadele ederken, bu konuda hem ikili hem uluslararası anlaşmalar gereği her iki ülkenin dayanışma içerisinde olması gerekir. Türkiye bu sorumluluğu yerine getirirken Amerika da bu konuda daha hassas olmalı ve ikili, çok taraflı sözleşmelerin gereğini yerine getirmeli. Bu terör örgütü mensuplarını iade etmesi gerekir ama biz yasal süreci takip ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz."
Adil Öksüz'ün Almanya'dan iadesi konusunda da şu an için bir gelişme olmadığını bildiren Gül, hukuki sürecin devam ettiğini aktardı.
Abdulhamit Gül, bir gazetecinin "28 Şubat sürecinde, FETÖ kumpası sonucu halen cezaevinde olanların yeniden yargılanma talebi olduğunu" belirtmesi üzerine de "Türkiye'de iade-i muhakeme yolları açık. Elbette herkes varsa bu konuda hukuki dayanağı, delilleri bu yollara başvurulabilir. Türkiye hukukun işlediği ve egemen olduğu bir devlettir. Hiç kimsenin mağdur olmadan haklarını mahkemelerde arayabileceği bir sistemde, varsa bu konuda talepler elbette ifade edilebilir." değerlendirmesini yaptı.
(Bitti)