Bakan Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında, "Fethullahçı Terör Örgütü elebaşı Fethullah Gülen'in Türkiye'ye yaşattıkları artık ispata hacet olmayacak derecede ortadadır ve en son 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen silahlı darbe teşebbüsü nedeniyle de bütün dünya içinde bu konu tartışmadan vareste olan bir konu haline gelmiştir. Türkiye'nin tutumu ve ABD'den Fethullah Gülen'in iadesi konusunda ortaya koyduğu irade, ABD Başkanı Sayın Obama ve yetkililer bu konuyu görüşeceklerine dair bugüne kadarki tutumlarının dışında çok farklı bir tutum ortaya koymaları, Fethullah Gülen'in iadesi konusunda yeni bir sayfa açıldığını ortaya koymaktadır. Esasında gerçekleşen darbe teşebbüsü sonucunda ABD'nin Fethullah Gülen'i iade etmemesi ABD'yi de sıkıntıya sokacaktır. Kendi halkına karşı da ABD'yi sıkıntıya sokacaktır. Demokrasi ve hukuk devletine inananlar gözünde de ABD açısından da bir itibar kaybına yol açacaktır. ABD ve Türkiye arasındaki ilişkileri de sıkıntıya sokacak bir durumdur" dedi.
"ABD'NİN EMPATİ YAPMASI LAZIM"
Bozdağ şunları söyledi:
"Bu konuda bir empatiye mutlaka ihtiyaç var. Örneğin ABD'de ABD'nin Temsilciler Meclisi ve Senatosu'nu uçaklar bombalamış olsa, Beyaz Saray'ı bombalamış olsa, Sayın Obama'nın tatilde olduğu yerde Obama ve ailesini infaz için timler gelmiş olsa ve orayı bombalasalar, arkasından vatandaşların tanklar, zırhlı araçlar, helikopterlerle gidilmiş olsa ve hedef gözeterek gözetmeyerek ateş açılsa, pek çok insan ölse ve yaralansa. Bu işi yapanların elebaşı Türkiye'de olmuş olsa, ABD ile dost olan müttefik olan bir Türkiye bu olup bitenleri görmemezlikten geliyorum diyebilir mi? Dememesi lazım. Diyemez de, doğru olan bunun gereğini yapmaktır. Türkiye her zaman bunu dost ve müttefik olan ülkelere karşı yapmıştır. Daha sonrasında Cumhurbaşkanımıza suikast dâhil havadan bombalanması, yüzlerce insanın bombalanması ve bu vahşi darbe teşebbüsünün planlayıcısı emir ve talimat vericisi, sevk ve idare edicisi Fethullah Gülen'dir ve onun Türkiye'deki uzantıları Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarıdır."
"DOSYALAR GÖNDERİLDİ"
"Dosyalar şu anda hazırlanıyor, delillerde çok net bir şekilde bunu gösteriyor" diyen Bozdağ şunları kaydetti:
"Dört dosya gönderildi, darbe dosyası ile ilgili hazırlıklar devam ediyor. Çünkü ifadeler alınıyor, deliller toplanıyor. Bunların deşifresi, analizi, tasnifi zaman alacaktır ama biz Türkiye olarak Fethullah Gülen'in geçici olarak tutuklanması ve Türkiye'ye iadesini talep ettik, dört ayrı dosyayı da gönderdik. Bunun üzerine ABD'li yetkililer Türkiye ile bu konuda iş birliğine hazır olduklarını dile getirdiler. ABD Adalet Bakanlığı yetkilileri aradılar karşılıklı görüşmeler oldu. Neden bu kadar acil olduğunu açıklamamızı istediler. Biz bunu açıklayan bir yazıda ABD yetkililerine gönderdik tabi ABD Başkanı Obama, Dışişleri Bakanı Kerry, diğer ABD'li yetkililerin olumlu yaklaşımları, yani reddetmeyen daha doğrusu bir yaklaşımları ve Türkiye'nin bu konudaki değerlendirecekleri yaklaşımları Fethullah Gülen'i tedirgin ettiği anlaşılıyor ve iade edilmemesi için ABD yönetimine karşı çağrıda bulunuyor. Bu çok net gösteriyor. Çünkü darbenin arkasında olduğu açık, çünkü bir gün önce yaptığı bir konuşmada da darbeci subaylara ve kişilere de dik durun, itirafçı olmayın, şöyle olmayın böyle olun diye tavsiyede bulunuyor. Gaz veriyor onlara. Tarih sizi yazacak diye gaz veriyor. Ama kendisi dikkat edin ABD'ye yalvarıyor iade etmeyin diye. Ama kandırdığı, beynini yıkadığı ve katil yaptığı, ülkesine, milletine düşman ettiği bu darbecilere tarih sizi yazacak diyor, onlara dik durun, itirafçı olmayın, şöyle böyle yapın diye söylüyor ama öte yandan Türkiye'ye gelmemek için ABD yönetimine yalvarıyor ve ABD'li yetkililere yalvarıyor. Bu onun gerçek kimliğini, gerçek yüzünü göstermesi bakımından da son derece önemli. Ben buradan Fethullah Gülen'e çağrı yapıyorum; buyur gel Türkiye'ye. Adil yargılamayı Türkiye yapar, çünkü Türkiye bir hukuk devletidir. Fethullahçılar'ın yaptığı yargılamalar gibi değil. Anayasaya, hukuka bağlı bir vicdanla seni Türkiye'de yargılayacak, adil yargılayacak hâkim vardır. Bütün dünyada bu yargılamanın ne kadar adil olduğunu görür."
"KAÇMAK İÇİN ŞU ANDA KEŞİF YAPIYOR"
"Ama maalesef bugüne kadar Türkiye'ye gelmemek için uğraşıyor. Türkiye'ye gelmemek için ABD yönetimine yalvarıyor. Öte yandan Avusturya'ya, Kanada'ya, Güney Afrika'ya, Mısır'a, başka bazı ülkelere kaçmakla ilgili çalışmalar yaptığı ile ilgili istihbari bilgiler gelmektedir" ifadesini kullanan Bozdağ şunları kaydetti:
"Birtakım yetkililerle görüşme vs. Biz Amerika Birleşik Devletleri yönetimine diyoruz ki bir yandan Türkiye'de darbe teşebbüsünün sevk ve idarecisi olması, öte yandan ortaya yeni çıkan yeni durum nedeniyle ABD'nin iade ihtimalinin güçlenmesi nedeniyle iadeden kurtulmak için başka ülkelere kaçabilme durumunun olması. Öte yandan bu açıkta durursa darbe teşebbüsünün tekrarına ilişkin planlama, programlama olabilir gerçeği ve delillerin karartılması, oradan yönetilmesiyle başka olumsuzluklar var. Bu nedenle bunun acilen yakalanması, gözaltına alınıp tutuklanması, Türkiye'ye iadesi gerekmektedir. Bu şuanda gelen istihbari bilgiler. Bunlarla ilgili çalışmalar yapılıyor, teyit ediliyor. Ama böyle bir arayışın içerisinde olduğu ve böyle bir arayışları yapan kişilerin isimlerine kadar isimler var. Buna kadar gelen akan bilgiler var. Bu nedenle biz Türkiye olarak diyoruz ki kaçmak için şu anda keşif yapıyor. Kendi kafasına göre belirlemiş bazı ülkeleri. İade edilemeyeceğine inandığı ülkeler veya Türkiye ile arasında adli işbirliği anlaşma olmayan ülkeleri seçerek, kendisine ilişkin yer arıyor. Her an oralardan birisine kaçabilir. Mısır geçiyor, Meksika geçiyor, Kanada geçiyor, Avustralya geçiyor, Güney Afrika geçiyor bununla ilgili."
ABD ZİYARETİ
"Bir hazırlığımız var bununla ilgili, soruşturma devam ediyor. Pek çok ifade alındı, birçok delil toplanıyor, bunların analizi, tasnifi yapılıyor. Tabi bunlar zaman alacaktır. Çok fazla kamera görüntüsü var, telefon kayıtları var, orada ortak mesajlaşmalar var. Bilgisayardan çıktılar var, birçok deliller var. Toplanan bu deliller ortaya çıktığında biz tabloyu daha net göreceğiz. Ortaya çıkan vahşeti daha net göreceğiz. Bu vahşetin içerisinde olanları daha net göreceğiz. Bu fotoğrafın içerisinde Fethullah Gülen'in yeri tartışmasız şu anda ama delillerle de tartışılmazlığı ortaya çıkacaktır. Zaten çok sayıda itirafçı, daha doğrusu şüpheli ifadesinde Fethullah Gülen'in ismini veriyor ve FETÖ ile ilgili olduğunu açıklıyorlar. En son Sayın Genelkurmay Başkanı ifadesinde darbeci subayların kendisini Fethullah Gülen'le görüştürmek istediklerinde bunu reddettiğini ifade ediyor ve çok açık net. Bütün bu deliller ve ifadeler ortaya çıkacaktır, ama bunların tamamının ortaya çıkması zaman alacağı için biz ilk etapta elde olan bir kısım şeylerle beraber, 4 dosyayla beraber, yani o 4 dosyanın dışında. 4 dosyayı gönderdik. 4 dosya darbe teşebbüsüyle ilgili değil başka istinat edilen suçlarla ilgili. Darbe teşebbüsü ile ilgili çalışmalar sürüyor. Biz bu gidişimizde hem gönderdiğimiz 4 dosya nedeniyle hem de gerçekleşen darbe teşebbüsü nedeniyle iadesini ABD'li yetkilerden isteyeceğiz ve onlara neden bu konuda ısrarcı olduğumuz anlatacağız. Elimizde götürdüğümüz belgeleri onların önüne koyacağız. Onların bize soruları da olursa onları cevaplandıracağız."
ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ'NE TEPKİ
Uluslararası Af Örgütü'nün açıklamasının da gerçeğe dayanmadığını vurgulayan Bozdağ şunları söyledi:
"Zira darbenin başarısız olmasının hemen akabinde Fethullahçı Terör Örgütü ve ona müzahir olan çevreler, gözaltına alınan askerlere ve diğer darbecilere kötü muamele yapıldığına dair bir takım haberler yaymaya başladılar. Ben çok net ifade ediyorum. Gözaltına alınan kişiler gözaltına alındıktan sonra sağlık kontrolünden geçiriliyorlar. Ondan sonra durumu tespit ediliyor. Elinde, yüzünde, ayağında, vücudunun herhangi bir yerinde yara bere var mı tespit ediliyor. Ayrıca bir hastalığı var mı, o da tespit ediliyor. Ondan sonra gözaltına alınıyor. Gözaltından çıkarken yine raporla durumu tespit ediliyor ki; bu tür işkence, kötü muamele iddiaları olduğu zaman devletin de buna bir cevabı olsun. Bir defa bu raporlar açık net ortada ve bunların hiçbirisi o iddiaları doğrulamıyor, aksine yalanlıyor."