İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda "silahlı terör örgütü üyeliği ve örgüte yardım etme" suçundan 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırdığı ve tahliye ettiği, akabinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığın tahliyesine ilişkin yaptığı itiraz üzerine hakkında yakalama kararı çıkarılan ve gözaltına alınan Ahmet Altan'ın dosyasında yeni bir gelişme yaşandı.
Altan'ın avukatı, müvekkili hakkındaki İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince verilen tutuklamaya yönelik yakalama kararının kaldırılmasına ilişkin dilekçesini bir üst mahkeme olan İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine sundu.
Yargılamanın ve en son verilen tahliye kararının detaylı şekilde anlatıldığı dilekçede, ''Yargı reformu kapsamında Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesine ekleme yapılmıştır: 'Eleştiri amaçlı düşünce açıklamak suç değildir.' Bu değişiklik müvekkilim hakkında verilen Yargıtay bozma kararından sonraki lehe değişikliktir ve sanığın durumunu doğrudan etkilemektedir. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın üzerinde bir mahkeme midir? Bu görev suçudur.'' ifadelerine yer verildi.
Müvekkili hakkında ölçülülük ilkesi gereği adli kontrol şartı uygulanarak tahliyesine karar verildiği anımsatılan dilekçede, "Gelinen aşamada tutuklama tedbirinden vazgeçilerek adli kontrol şartı uygulandığı, Altan'ın 38 aydır tutuklu kaldığı, yeni yasal düzenleme gereği temyiz sürecinin sanık lehine değişme yolundaki kuvvetlilik, Altan'ın tahliye edildikten 8 gün sonra evinde gözaltına alınmasına göre kaçma şüphesinden söz edilemeyeceği ve delillerin toplanmış olduğu" aktarıldı.
Dilekçede, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin müvekkili hakkında verdiği tutuklamaya yönelik yakalama kararının kaldırılması istendi.