Suriye'de sivillerin, Esed ordusu, İran destekli yabancı terörist gruplar ve Rusya'nın yoğun saldırıları yüzünden Türkiye sınır hattına yakın bölgelere göçü sürüyor.
İdlib'in kuzeyindeki Maarbun bölgesine sığınan 65 aile, derme çatma çadırlarda sefalet içinde yaşıyor.
Kış aylarının çetin geçtiği bölgede, soğuğa ve yağmura dayanıksız çadırların çoğu, sobasız ve çamura batmış durumda.
Çaresizce bekleyişlerini sürdüren aileler, saldırıların son bulması ve evlerine dönme hayaliyle yaşıyor.
İdlib'in Sincar bölgesinden Um Mustafa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Esed rejimi ve Rusya'nın Maarratünnuman ilçesine yoğun saldırıları yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi.
Um Mustafa, "Bombardıman sırasında ilçeden çıktık. 5-6 uçak aynı anda bizi vuruyordu. İlçeden çıkarken, yoldaki insanlar da hedef alındı. Buraya sığındık. Kaldığımız yerin ne halde olduğunu görüyorsunuz. Burada hiç bir şey yok. Yardım falan ulaşmıyor." dedi.
Çamur içindeki çadırlarının yağmur suyu sızdırdığını vurgulayan Um Mustafa, bir çadırda iki ailenin kalmak zorunda olduğunun altını çizdi.
Um Mustafa, "Isınmak için mazot sobasının bir kısmını kesiyoruz. Mazot bulamadığımız için ne bulursak onu yakarak ısınmamız gerekiyor. Sobanın içinde yer açtıktan sonra içine ne bulursak atıyoruz. Burada geceleri çok soğuk oluyor. Önceki gece inanılmaz bir soğuk hava vardı. Çadırımız soğuğa dayanıksız. Allah kerim. İnşallah bir gün yine sıcak bir yerde uyuruz." diye konuştu.
Göz yaşlarına boğulan Um Mustafa, "Evimizden hiç bir şey alamadan kaçtık. Evden ağlayarak çıktım. Yol boyu ağladım. Her şeyimizi geride bıraktık. Sadece üstümüzdekilerle çıktık." ifadelerini kullandı.
Um Mustafa, bel fıtığı rahatsızlığının olduğunu dile getirerek, çamurda yürümekte zorluk yaşadığını belirtti.
"Çocuklar gece üşüdüğünde onları ısıtmak için ne bulursam üstlerine atıyorum." diyen Um Mustafa, şöyle devam etti:
"Kafamı yastığa koyduğumda bu insanların yaşadıklarının son bulması için dua ediyorum. Allah bu insanlara evlerine, topraklarına geri dönmeyi nasip etsin. Ailemden 13 kişi şehit oldu. İki oğlum, kız kardeşim ve onun çocukları saldırılarda öldü."
Um Mustafa, çekim sırasında uçak seslerinin duyulması üzerine, "Uçak sesi, kaybettiğim evlatlarımı, toprağımı ve acılarımı hatırlatıyor. Allah bizi aydınlığa çıkarsın."
Elindeki 7 bin Suriye Lirasını (35 lira) göstererek, çaresiz olduklarını vurguladı ve saldırıların son bulmasını, evlerine geri dönmek istediklerini kaydetti.
- Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatına uymadılar
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ili neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle, nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ili ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 gerginliği azaltma bölgesi oluşturuldu.
Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilan edilerek durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden İdlib hariç kalanları, Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi. Saldırılardan kaçan yüz binlerce sivil, kuzeyde Türkiye sınırına yakın kesimlere göç etti.
Rusya'nın, Türkiye'yle 17 Eylül 2018'de vardığı Soçi mutabakatından bir süre sonra da saldırılar devam etti. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ni hedef alan Rusya, rejim ve İran destekli teröristler, yalnızca 2019 başından bu yana Türkiye sınırı yakınlarına, yaklaşık 1 milyon 300 bin sivilin göç etmesine sebep oldu. Bombardımanlarda bin 600'den fazla sivil, can verdi.