AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (3)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (3)

Oluşturma Tarihi: 2016-04-29 21:17:04

Güncelleme Tarihi: 2016-04-29 21:17:04

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "MKYK'da yaygın şekilde arkadaşlarımız, teşkilatlarla ilgili raporlar, süreçler, teşkilatların ele alınmasıyla ilgili MKYK'nın doğrudan müdahil olmasını istiyorlar. Zaten bu kararın alınmasında da ilk imzayı Başbakanımız atmıştır. Yani Başbakanın imzasının olmadığı bir karar almıyoruz. Oy birliğine yakın bir imzayla alınmıştır, oy birliğiyle alınmıştır bu karar. Dolayısıyla bir kriz durumu yok." dedi.

Çelik, partisinin genel merkezinde, Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Sosyal medyada yer alan "AK Parti içerisinde bir tartışma mı var, bir çatlak mı var?" yönündeki değerlendirmelere dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

"Mekanik olarak AK Parti de Siyasi Partiler Kanunu'na göre çalışıyor ama bizim MKYK'da, MYK'da ya da diğer kurullarda birbirimizle ilişkimiz Siyasi Partiler Kanunu'na göre değil, yani Siyasi Partiler Kanunu'ndan ibaret değil. İnsani ilişkilerimiz kardeşlik hukukuna dayanıyor. Birbirimize davranırken Siyasi Partiler Kanunu'na göre, 'Sana selam veriyor ya da selam alıyorum' demiyoruz, bir kardeşlik hukuku var aramızda. Dolayısıyla sık sık 'Bir kriz mi var?' diye siz de bana soruyorsunuz, başkaları da soruyor. AK Parti MYK'sı, MKYK'sı, teşkilatı, Bakanlar Kurulu yekparedir, bir ve bütündür. Herhangi bir kriz yok. Sizinle şöyle bir anlaşma yapalım, siz ikide bir sorup yorulmayın, bir kriz olduğu zaman ben direkt size söyleyeceğim, ona söz veriyorum. Ama şu anda böyle bir durum yok."

- "Herhangi bir şekilde kilitlenme söz konusu olmayacak"

Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişiklik teklifinin görüşüldüğü TBMM Anayasa Komisyonunda, AK Parti ile HDP'li milletvekilleri arasında yumruklu kavga çıktığı hatırlatılarak, "Tartışmalar bu şekilde sürerse dokunulmazlık teklifi bu dönem Meclis'ten geçer mi? Öngörünüz nedir?" diye sorulması üzerine Çelik, "Biz dokunulmazlıklar ya da başka bir konu, böyle komisyonların fiziksel şiddetle engellenmesi ya da Genel Kurul'un fiziksel şiddetle engellenmesi şeklinde bir duruma teslim olmayız, buna göz yummayız." diye konuştu.

TBMM'nin, her dakikasının, her saniyesinin kıymetli olduğunu, aziz milletin, saygıdeğer milletvekillerinin hepsine bu görevlerini yapmaları için yetki verdiğini belirten Çelik, "Millet buraya her türlü kaynağı, her türlü imkanı vermektedir. Niçin? TBMM, millet iradesi adına işlevini yerine getirsin diye. Dolayısıyla orasının kitlenmesi demek, milli iradenin arzusuna karşı çıkılması demektir. Herhangi bir şekilde kilitlenme söz konusu olmayacak, Anayasa Komisyonu çalışacak, Genel Kurul çalışacak. Dolayısıyla o takvim içerisinde artık bu gündeme girmiştir, Anayasa Komisyonunun kendi takvimi içerisinde de Genel Kurul'a gelecektir." açıklamalarında bulundu.

- MHP Olağanüstü Kongresi'ne ilişkin tedbir kararı

"MHP ilçe başkanlarının başvurusu üzerine Tosya ve Gemerek Asliye Hukuk mahkemelerinin olağanüstü kongreye ilişkin aldığı tedbir kararlarıyla" ilgili değerlendirmesi sorulan Çelik, şunları söyledi:

"Türk siyasi hayatı açısından önemli bir tartışma, önemli bir partinin, bir siyasi hareketi temsil eden bir partinin yaşadığı bir tartışma görüyoruz. İzliyoruz, bakıyoruz, tartışmalar ne şekilde şekilleniyor, hangi gruplar var, birbirlerine ne söylüyorlar diye. Onun dışında iç meselelerdir. İç meselelerle ilgili bir şey söyleyecek durumda değilim. MHP'de kimin genel başkan olacağı bizi ilgilendirmiyor. Bizim için fark etmez, kim olursa olsun. MHP tabanı tabii ki kimi istiyorsa o olacaktır ama bazen bize atıfla yorumlar yapılıyor, 'AK Partililer şunu görmek ister, bunu görmek ister' diye. Böyle bir şey yok. Bizi ilgilendirmez muhalefet partilerinde kimin genel başkan olduğu ama işte görüyorsunuz mahkeme kararıyla her gün o hadise bir başka yöne gidiyor. Gönül ister ki tabii bu işler siyasetin doğal akışı içerisinde gerçekleşsin. Şimdi mahkeme kararlarıyla şekillenen bir süreç var, yargı kararını veriyor. MHP yetkilileri gereken açıklamaları yapıyor, MHP'li siyasiler gereken açıklamaları yapıyor, bizim çok daha fazla bir şey söylemememiz lazım. Biz burada tabii ki MHP'nin tabanındaki kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın incinmemesini, üzülmemesini, onların arzularının yerine getirilmesini isteriz. Onun dışında MHP yönetimiyle ilgili bir değerlendirme yapmıyoruz."

- "Herhangi bir kriz yok"

Çelik, "AK Parti MKYK toplantısının 5 saatlik gecikmeyle başladığını" anımsatan gazetecinin "Bu gecikmenin ne olduğunu merak ediyoruz? Teşkilatlara atama yetkisi MKYK verildi. İl başkanlarını atama yetkisi de mi MKYK'da olacak?" sorusunu, "Zaten yetki MKYK'nındı. MKYK, teşkilat başkanına devretmişti, şimdi bazı yetkilerini MKYK tekrar kendisi aldı. Herhangi bir kriz yok." diye yanıtladı.

Başbakan Davutoğlu'nun Katar'dan sabah 05.00 civarında geldiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:

"Tempomuzu biliyorsunuz. Bazen gece 01.00'de bitiyor toplantı, bazen sabah toplanıyoruz. Bazen eve gidiyoruz, gece bir konu oluyor, gece 03.00'te tekrar çağrılıyoruz, tekrar toplantı yapıyoruz. Öğle yemeğini gece yarısı yediğimiz oluyor, sabah kahvaltısının öğle yemeğine denk geldiği oluyor. Böyle bir çalışma temposu var. Sayın Başbakanımızın da programını takip ediyorsunuz, çok yoğun bir programı var. Bir de araya, biraz geç başlasa cuma namazı girecekti yemekle birlikte. Dolayısıyla cuma namazından ve yemekten sonra başlaması uygun görüldü. Belki bugün de bahsettiğim Kut'ül Amare programı olmasaydı, gece yarısına kadar sürebilirdi. Çünkü bayağı bir gündemimiz vardı. Ama bu Kut'ül Amare programı, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde, Sayın Başbakanımızın katılımıyla gerçekleştirilecek tören çok önemli olduğu için Sayın Başbakanımız oraya ayrıldı."

Çelik, 1-2 hafta içinde yeni bir MKYK toplantısında kalan konuları ele alacaklarını bildirdi.

- "PKK ile PYD arasında, YPG arasında bir fark yok"

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter'ın "PKK ile YPG ve PYD ilişkisini kabul etmesi"ne rağmen ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby'nin "PKK'yı yabancı terör örgütü olarak tanıyoruz. YPG'yi ise terör örgütü olarak tanımıyoruz" açıklamasını değerlendirmesi istenen Çelik, şunları kaydetti:

"Tabii ki doğrusu şudur, PKK ile PYD arasında, YPG arasında bir fark yoktur. Bunu herkes biliyor. İdeolojik olarak fark yok, örgüt yapısı olarak bir fark yok, insan unsuru olarak bir fark yok, hedefleri açısından bir fark yok ve silahlı yapılanması açısından bir fark yok. Bunu herkes biliyor. Bunu bölgedeki herkes de biliyor, bu şekilde açıklama yapanlar da biliyor. Fakat zaman zaman PYD'nin 'Ben DAEŞ ile savaşıyorum' diyerekten kendisine alan açma gayretine, bazı devletler, bazı sözcüler sessiz kalabiliyorlar. Doğrusu şudur, PKK eşittir PYD'dir. PKK ile PYD'yi ayrı ayrı tutmak şuna benzer, El Kaide'ye terör örgütü deyip de pragmatik sebeplerle El Kaide'nin Irak'taki, Nijerya'daki ya da Suriye'deki bir kolunu bundan istisna tutmaya benzer. Bu doğru bir yaklaşım olmaz, ilkesel bir yaklaşım olmaz. Yani El Kaide'ye terör örgütü diyeceksin ama Irak'taki ya da Suriye'deki bir kolu, sahada herhangi bir amacın gerçekleşmesi için iş birliği yapıyor diye onu istisna tutacaksın."

Bunun ne kadar yanlış bir yaklaşım olduğunun, ulusal ve küresel güvenlik açısından ne kadar yanlış sonuçlara yol açtığının Afganistan'da görüldüğüne işaret eden Çelik, "Orada her bir büyük devlet, bir başka terör örgütünü, terör örgütü listesinden çıkarıp kendi yandaşı gibi ele aldı ve sonuçta aslında küresel güvenlik açısından da o bölge açısından da çok büyük facialara yol açan denklemler ortaya çıktı." ifadelerini kullandı.

- "PYD, bizatihi Suriye'de Kürtlere zulmediyor"

İki gün önce gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Almanya'daki Avrupa Kürt Araştırmaları Merkezinin yayımlandığı rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunu anımsatan Çelik, şöyle devam etti:

"PYD, bırakın siz o diğer bölge halklarına zulmetmeyi bizatihi Suriye'de Kürtlere zulmediyor. Kendisinden olmayan Kürt siyasi hareketlerinin bürolarını basıyor, oradaki insanlara işkence ediyor, kendisi dışında, kendisi gibi düşünmeyen bir Kürt bile barındırmak istemiyor. O raporda hatırlarsanız şöyle bir ifade var, 'Eskiden Kürtlere yapılan zulüm Esed rejimi tarafından Arapça yapılıyordu, şimdi PYD tarafından Kürtçe yapılıyor.' Yani bizatihi PYD'nin kendisi, bırakın Suriye halkının genelini, bırakın Türkiye'ye yönelik terörist tehdit oluşturmasını, Suriye'deki Kürtler için bile zulüm mekanizmasına, bir cinayet mekanizmasına dönüşmüştür. Dolayısıyla PKK ile PYD arasında bir milim fark yoktur, ikisi de terör örgütüdür."

- MKYK'ya yetki devri

Çelik, "MKYK'ya yetki devrinin neden şimdi yapıldığına" yönelik soru üzerine, şunları söyledi:

"Anlıyorum bunun üzerinde durmanızı ama hakikaten bu teknik bir düzenlemedir. Nihayetinde önümüzdeki MKYK'da da başka kararlar alacağız. Mesela, bugün aldık işte, bir ilçeye el çektirdik. Şu soruyu da sorabilirsiniz, 'Niye iki hafta önce almadınız da şimdi aldınız, bu teşkilatı görevden' diye. İşte her şeyin bir zamanı oluyor, bu şekilde. MKYK'da yaygın şekilde arkadaşlarımız, teşkilatlarla ilgili raporlar, süreçler, teşkilatların ele alınmasıyla ilgili MKYK'nın doğrudan müdahil olmasını istiyorlar. Zaten bu kararın alınmasında da ilk imzayı Başbakanımız atmıştır. Yani Başbakanın imzasının olmadığı bir karar almıyoruz. Oy birliğine yakın bir imzayla alınmıştır, oy birliğiyle alınmıştır bu karar. Dolayısıyla bir kriz durumu yok.

Nihayetinde MKYK dediğimiz şey, genel başkan ve MKYK üyelerinden oluşuyor. Zaten o yetki onda mündemiç. Burada genel başkanın yetkisiyle ilgili bir tasarruf değil bu, teşkilat başkanının yetkisiyle ilgili bir tasarruf. MKYK o yetkiyi vermişti, şimdi yeniden aldı. İhtiyaç duyarsa yarın başka bir düzenleme yapar. Burada MKYK'ya güven esastır. MKYK'nın birlik ve bütünlüğüne ve partinin en üst organı olarak bu tür kararları almasının partinin geleceği açısından, partinin daha sağlıklı işlemesi açısından, bu siyasi kararların omurgasını teşkil etmesi esastır. Dediğim gibi, bir kriz olursa ben size söyleyeceğim. Merak etmeyin."

"Bu yetkiyi daha önce genel başkan kullanmış mıydı?" sorusu üzerine Çelik, partisinin teşkilat başkanlığının iyi çalıştığını, çeşitli raporlar geldiğini belirtti.

Herhangi bir yerden şikayet geldiğinde ya da bir tasarrufta bulunulacağı zaman, bölge ve il temsilcilerinin, milletvekillerinin raporlarının alındığını, bunların sonuç olarak MKYK ile paylaşıldığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

"Sonuçta orada gizli oylamayla karar alınıyor. Mesela bugün, gizli oylamayla alındı, yine o karar. Gizli oylamanın sonucu kimin nereye oy verdiği söylenmiyor, ama işte 50 tane oy kullanıldı, 49 ya da 50 ile bu karar alındı. Orada üç kişi seçiliyor, MKYK içerisinden, onlar sayımla görevlendiriliyor. Çünkü bunlar gizli oylamadır. MKYK'nın her bir üyesinin iradesine, burada saygı esastır, zorunluluktur. Dolayısıyla zaten MKYK'nın sonuçlarını doğrudan yönettiği bir işti. Şimdi MKYK, sonuçlarını doğrudan yönettiği bu işin süreçlerini de doğrudan yönetecek. Sadece o raporlarla, o raporların sunumuyla yetinmeyecek, bizzat bunların değerlendirmeleri normal olarak MKYK gündeminin parçası olacak, teşkilat başkanlığına ait olan bu yetki."

(Bitti)