AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (4)
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (4)

Oluşturma Tarihi: 2015-08-20 21:33:51

Güncelleme Tarihi: 2015-08-20 21:33:51

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Onlar bu sorumluluktan kaçsa dahi biz kaçmayız. Şu an ülke sorumluluğunu üstlenmiş Başbakanları olarak, bize oy versin vermesin bütün milletimize hitap ediyorum, sizin verdiğiniz emaneti son nefesimize kadar da korur, yerine getirir ve sorumluluğun gereğini bedeli neyse öderiz ama milletimizi hükümetsiz, yönetimsiz, demokrasisiz, özgürlüksüz bırakmayız. Allah bir gün daha bu millete sıkıyönetim şartlarını göstermesin, o günlerin acı tecrübelerini yaşatmasın" dedi.

Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen partisinin Merkez Yürütme Kurulu Toplantısı'na verilen arada gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Başbakan Davutoğlu, milletin zor şartların gereğinden kaçmak için Cumhurbaşkanlığı makamını tartışmaya açan, onun üzerinden bazı spekülasyonlarla siyasi sorumluluklarını unutturmaya çalışanları asla unutmayacağını vurguladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenen Davutoğlu, "Pazartesiden önce, nerede, ne zaman isterlerse bir araya gelmeye, ülkeyi birlikte alacağımız kararlar ve yasal reformlarla, omuz omuza, suhuletle seçime götürme çağrısında bulunuyorum. Birlikte konuşalım" çağrıda bulundu.

Bunun gerçekleşmemesi durumunda ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karar aldığında herkesi Anayasa'nın bir gereği olarak hükümete katılmaya davet eden Davutoğlu, muhalefetin bunların hiçbirini yapmaması halinde hesabı millete de tarihe de vereceğini bildirdi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Milletimize hitaben şunu söylüyorum, onlar bu sorumluluktan kaçsa dahi biz kaçmayız. Şuan ülke sorumluluğunu üstlenmiş Başbakanları olarak, bize oy versin vermesin bütün milletimize hitap ediyorum, sizin verdiğiniz emaneti son nefesimize kadar da korur, yerine getirir ve sorumluluğun gereğini bedeli neyse öderiz ama milletimizi hükümetsiz, yönetimsiz, demokrasisiz, özgürlüksüz bırakmayız. Allah bir gün daha bu millete sıkıyönetim şartlarını göstermesin, o günlerin acı tecrübelerini yaşatmasın. Demokrasimizi, ülkemizi birlikte omuzlamanın gerektiği günlerden geçiyoruz. Bunun gereğinin yapılacağını ümit ediyorum."

-Sorular-

Başbakan Davutoğlu, "Pazartesi günü de bugünkü tablo ortaya çıkarsa, yani CHP ve MHP seçim hükümetine girmezse HDP'den siz Bakanlar Kurulu'na üye alacaksınız. HDP'den bugün bir açıklama geldi, eğer Başbakan kendilerine isim sormadan isim belirlerse seçim hükümetine üye vermeyeceklerini ifade ettiler. Siz dün isimleri kendiniz belirleyeceğiniz yönünde bir açıklama yapmıştınız. Bu açıklama üzerine hala aynı konumda mısınız, isim soracak mısınız, yoksa kendiniz mi belirleyeceksiniz?" sorusu üzerine, bir yola çıktığında bütün detayları düşünerek, yasal çerçeveyi de etüt ederek çıktığını belirtti.

8 Haziran'da, TBMM Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı yapan Mehmet Ali Şahin'in başında bulunduğu, bütün bu prosedürleri bilen bir hukuk komisyonu oluşturduklarını anımsatan Başbakan Davutoğlu, bu komisyona gündeme gelen her bir konuya ilişkin inceleme talimatı verdiğini bildirdi.

Davutoğlu, "Onlarla istişare ettikten sonra kararı alırız. Anayasal ve yasal çizginin dışına hiçbir zaman çıkmadık, çıkmayız. En başında söyledim, meşruiyet çizgisinin dışına çıkmadık. Hem meşruiyet hem de yasallık çizgisinin dışına çıkmadık" değerlendirmesinde bulundu.

-"Bu ülke hükümetsiz kalmaz"

Anayasa'nın hükümetin kurulmasıyla ilgili maddelerine atıfta bulunan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Okuyanlar görürler ki açık bir şekilde şu söyleniyor, 'şu şartlar olmazsa, yani hükümet kurulamazsa, güvenoyu alamazsa vesaire, Cumhurbaşkanı bir Başbakan atar ve parti gruplarının oranları tespit edilir. TBMM Başkanı, bu oranları Başbakana bildirir. Başbakan da bu oranlara dayalı olarak kişilere teklifte bulunur. O parti üyelerinin teklifi kabulü halinde, kabul edilmezse dışarıdan veya içeriden bağımsız atanır. Açık, hiçbir yoruma mahal bırakmayan bir sözdür bu. Şimdi benim dün kastettiğim ifade bu. Ama bugün HDP sözcüsünün, son derece çirkin bir şekilde, siyasi nezaket diyor ama benimle ilgili sarfettiği söz en büyük siyasi nezaketsizliktir. Evet, Sayın Cumhurbaşkanımız bu partinin kurucusu, kurucu lideridir ama şu anda Cumhurbaşkanıdır. Ben de Başbakanım. Eski hükümeti kurarken, bakanlar kurulunu Cumhurbaşkanımıza arzettim. Cumhurbaşkanımız da Anayasal olarak, daha önceki bütün cumhurbaşkanlarında olduğu gibi, onaylar, o anlamda istişarede, işin doğası gereği bir söz hakkı da vardır. Bunu tartışmaya açtıktan sonra HDP'nin gelecek üyelerin kendisine danışılmasını istemesi tam anlamıyla bir tutarsızlıktır. Ben ne yapacağımı bilirim. Anayasa ne derse onu yaparım. Eğer böyle ithamda bulunmasalardı belki bir istişare ihtiyacı hisseder veya demokratik süreçlere duyduğum saygı gereği belki de bir istişarede bulunur, sorabilirdim. Ama bana hakaret ettikten sonra Anayasal çizgi dışına çıkıp benden bir tavır beklemeye de hakları yok. Cumhurbaşkanımızın beni görevlendirmesi halinde bakarım, Anayasa ne diyorsa onu yaparım. Bunun gereği olarak da ümit ederim ki diğer partiler de bu hükümete katılırlar. Tekliflerimizi yaparız, kabul edenler eder, edilmezse yine Anayasa'nın gereği olarak bağımsız atanır ama bu ülke hükümetsiz kalmaz. Nezaket görmek isteyen nezaket gösterecek. Saygı görmek isteyen saygı gösterecek. Siyasiler bunu öğrendiği zaman Türkiye daha yaşanır bir ülke haline gelir."

-"HDP'nin de hükümette görev almasına gerek kalmaz"

Davutoğlu, "Olası bir seçim hükümetine HDP'nin de üye vermesi durumunda 'şehitlere gereken saygıyı göstermiyor' dediğiniz HDP ile aynı hükümette yer almanız ulusal güvenlik açısından bir risk olabilir mi?" sorusu üzerine, bunun kendi tercihi olmadığını kaydetti.

Bu durumun istediği en son senaryo olduğunu daha önce de söylediğini aktaran Davutoğlu, "Çünkü bugünlere gelebileceğimizi öngördüğüm için 'Olmasını hiç arzu etmediğim bir senaryodur' dedim. Ama bu benim iradi bir tercihim değil, Anayasal bir zorunluluk. Anayasa'nın iradesi böyle diyor. HDP'nin mecliste olduğunu reddedebilir misiniz? HDP'ye oy veren yüzde 13 seçmeni reddedemeyeceğiniz gibi o da reddedilemez" dedi.

Bunun müsebbibinin çağrılarına cevap vermeyen CHP ve MHP olacağını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "CHP ve MHP bu çağrıya cevap verirse böyle bir güvenlik problemiyle karşı karşıya kalmayız. Geçmişte cevap vermemelerini bir kenara koyalım artık, yaşananlar yaşandı. Bugün bu çağrıyı yapıyorum, yarın toplanırsak HDP'nin hükümette görev almasına gerek kalmaksızın üçlü bir koalisyon oluştururuz. İsteniyorsa ikili bir koalisyon da oluşturmaya hazırım, hangisi hazırsa. HDP'nin de hükümette görev almasına gerek kalmaz" diye konuştu.

Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Akıl başka bir şeydir, kurnazlık başka bir şey. Makul yapmak başka bir şeydir, hile yapmak başka bir şey. Hesap şuysa, biz çekilelim AK Parti HDP ile yan yana gözüksün de ben HDP'den hoşlanmayan vatandaşların oylarına talip olup istismar edeyim diye hesap ediliyorsa, buna kurnazlık derler, bu akıllı bir strateji değil. Akıllı stratejinin dayandığı şey, meşruiyettir, ahlaktır. Burada oynanan oyun bu. Ama biz şunu söyleriz, bugünkü tarihe atfen, 20 Ağustos son çağrımızı da yaptık, buna MHP cevap vermedi, daha önce görüşmelerimiz de verdiğimiz dört teklife de, 'hayır' dedi, geride yol bırakmadı. Anayasa da HDP'nin katılımını öngördü ve katıldı. Anayasayı biz yazmadık. Bugünlere bu şartlara da biz getirmedik. Eğer HDP olmayacak da yerine Milil Güvenlik Kurulu hükümet etsin diyorsa, ona denir ki, 'sen biraz demokrasi öğren' Milli Güvenlik Kurulu kendi görevini ifa eden saygın bir kuruldur ama ne hükümetin yerine ikamet eder ne Meclis'in yerine ikamet eder. Bizim cevabımız açık, alnımız açık şekilde halka bunu anlatırız. HDP'lilerin olması durumunda açık, Başbakanlığın yetkileri bellidir. Alacağımız kararları almakta hiç tereddüt etmem. Bugün nasıl, Genelkurmay'a talimat veren bensem, nasıl valilere talimatı bugün veriyorsam aynı kararlılıkla o hükümette de talimatı veririm. Herhangi bir katılan bakanın şu veya bu mülahazasıyla da terörle mücadeleye ve milletimizin güvenliğini temin etme yolundaki gayretlerimize ara vermeyiz."

Bütün bu süreçte güvenlik zirvesi yaptıklarını hatırlatan Davutoğlu, güvenlik zirvesinde karar aldıklarını, nihai ölçüde de direktiflerin Başbakanlıktan verildiğini, sorumluluğunu da Başbakanlığa ait olduğunu belirtti.

- "Bu saldırı sadece bir medya grubuna değil, bütün medyayadır"

Murat Sancak'a düzenlenen silahlı saldırıya ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Terörün basın dahil hiçbir kuruma hak tanımazlığının bir göstergesi olarak böyle bir saldırı gerçekleşti. Murat beyi aradım, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. gerekli güvenlik tedbirlerinin alınacağını ifade ettim. Bir kez daha Sayın Murat Sancak'a, bütün Star Medya Grubuna geçmiş olsun diyorum. Bütün medyaya da geçmiş olsun bu saldırı sadece bir medya grubuna değil, bütün medyayadır. Basın özgürlüğüne yönelik saldırılar terörün gerçek yüzünü ortaya koyuyor. O bakımdan da özgürlüklere, hepimizin basın özgürlüğü de dahil olmak üzere sahip çıkmamız gerektiğine inanıyorum. Bunun için de gerekenler yapılacak."

(Bitti)