Milletvekili Nurettin Yaşar, AK Parti Malatya İl Teşkilatı'nda basın mensuplarıyla bir araya gelerek, hem Türkiye hem de Malatya gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin yeni bir evreye geçtiğini kaydeden Yaşar, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923 yılından bugüne kadar geçileceği önemli bir değişim sürecinin arifesindeyiz. Kamuoyunda spekülatif bir şeyler olabilir, farklı siyasetçilerin bir şeyi istedikleri gibi yorumlama olabilir. Maalesef Türkiye'deki muhalefet tarzı budur. Biz Türkiye'de yaklaşık 15 yıldan beri kamuoyunda polemikler, gerilimler, sataşmalar daha magazinsel yansısa da temel sorun olarak muhalefet sorunu yaşıyoruz. Muhalefet kendi içerisinde sorun yaşıyor. Muhalefet tarzını dönüştüremediği için bu muhalefetini Türkiye'nin genel gidişatına, Türkiye'nin hareket kabiliyetine sürekli engelleyici bir aktör olarak yansıyor. Daha sağlıklı yapıcı, kendi menfaatine de çalışan yani muhalefetin eksikliği üzerinden siyaset yapmayı muhalefetin yanlışları üzerinden fayda devşirmeyi bizler Türkiye'nin faydası olarak görmüyoruz" diye konuştu.
"Güç parçalanmasını AK Parti hiç bir zaman istemedi"
Yaşar, Türkiye'nin obez yapıdan kurtulup, daha sağlıklı bir yapıya kavuşacağını kaydederek, "İlk günden beri AK Parti siyasetinin ana hedefi milli iradenin hâkimiyeti üzerine kurulu, AK Parti siyasetinin temelinde bu var. İktidar parçalanmasını, güç parçalanmasını, gücün farklı ellerde toplanmasını, milli iradenin egemenliği dışında yeni farklı güç alanlarının oluşmasını AK Parti hiçbir zaman istemedi. Mevcut yapı da buna müsaittir. Başından beri hepimizin aklında farklı, derin, karanlık, belirsiz, halkın belirlemediği legal hiyerarşik devlet düzeninde yeri olmayan değişik değişik güç odakları oldu. AK Parti iktidarı dönemince bunlar kademeli olarak, aşamalı olarak her ne kadar geriletilse de, alanları daraltılsa da sistem buna müsait. Bu vesayetçi meşrutiyetin halktan, milletten almayan güç odaklarının, yapılarının her zaman kendilerine alan bulacağı bir sistemden bahsediyoruz. Şu anda detaylara girilebilir, 18 maddenin her maddesi tek tek irdelenebilir, analiz edilebilir bu da yapılıyor. Bu işin uzmanları, uzman olmayanları ki bu dönemde herkes uzman olur. Şu anda televizyonları açtığınız zaman daha önce görmediğiniz bilmediğiniz bir yığın anayasa uzmanı var. Bunlar da işin tekniği ile değil de daha çok polemik tarafıyla ilgili kenarından köşesinden bir parça alıp da onun üzerine akıl yürüten, mantık yürüten ve sonuçta hiçbir fayda elde etmeyen, hiçbir fikir vermeyen sadece bir laf kalabalığı ile işi sulandıran yorumlara dönüyor. İşin esası bu Türkiye'de tek iktidarın oluşmasıdır" ifadelerini kullandı.
AK Parti Milletvekili Nurettin Yaşar şunları kaydetti:
"Türkiye'de şu ana kadar hep parçalı iktidar vardı. Hatta şöyle tasvip edersek bir milli iradenin iktidarı vardı, milletin iktidarı vardı, bir de devletin iktidarı vardı. Şu anda bu teklifle önümüzdeki süreçte hep beraber daha iyi göreceğiz, sahalara da yansıyacak, detaylı görüşülecek, konuşulacak, halk da bilgilendirilecek. Esas temel devletin iktidarı diye, milletin iktidarı diye bir ayrımı ortadan kaldırıp tamamen milletin iktidarına dönük, Cumhurbaşkanı'nı milletin iradesiyle, milletin oyuyla gelen, milletten vekalet alan bir Cumhurbaşkanı ve mecliste milletten vekalet alan meclis. Dolayısıyla milli iradenin dışında bir iradenin olmadığı, milli iradenin her tarafa yansıdığı, yönetimin bütün kademelerine yansıdığı yeni bir hükümet sistemidir. Bu sistem neyi getirecek? Genel çerçeve olarak Türkiye'nin şimdiye kadar obezleşmiş, şişkin, bir türlü dönüştürülemeyen o bürokratik yapısını, obez yapısını daha sağlıklı, daha fit, fazla kilolarından arınmış hantal olmayan aktif, hareketli bir yapıya dönüştürmek, bu da Türkiye'nin kazanımıdır. Ekonomik anlamda, siyasi anlamda, sosyolojik anlamda Türkiye'nin genel bütün alanlarından daha sağlıklı bir toplum daha sağlıklı bir yönetim üretilmesi için daha iyi bir gelecek elde edilebilmesi için daha hızlı hareket için, yıllar önce yapılması gereken bir şeydi. Zararın neresinden dönersek kardır. Şimdi o aşamadayız. Türkiye yeni bir evreye daha hızlı, daha aktif kendi içinde hem uluslararası ilişkiler bağlamında hareket kabiliyeti yüksek, canlı dinamik devlet yapısını, toplum yapısına dönüşecek, bunun arifesindeyiz amacımız budur."
"Devleti toplumun iradesi yönetecek"
Yaşar, devleti toplumun iradesinin yöneteceğini kaydederek, "Meclis üzerine düşeni yaptı Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte AK Parti'nin başlattığı bir süreç, bu sürecin önemli aşamasına geldik. Bundan sonraki referandum öncesi dönemde milletimize daha iyi anlatılacağı görülecek ve inşallah yeni Türkiye'ye şimdiden merhaba diyebiliriz. Değişmeyen tek şey değişimdir. Bizim toplumumuz da kendi ihtiyaçları içerisinde nispeten bu tür değişimlere imza atmıştır. Bu burada bitmez, yarın başka ihtiyaçlarda hasıl olursa başka düzenlemelerde yapılabilir. Toplumun dinamikleri neleri gerektiriyorsa, toplumsal ihtiyacımız, diplomatik ihtiyacımız, ekonomik ihtiyaçlarımız neyi gerektiriyorsa bundan sonra toplumu tepeden belirleyici, toplumu yönlendirici, şekillendirici düzenlemelerden çok toplumun ihtiyacından kaynaklanan, toplumun iradesiyle ihtiyacıyla şekillenen, düzenlemeler olacak. Devleti toplumun iradesi yönetecek. Bunu başından beri AK Parti kademeli olarak sürdürüyor. Bundan sonra da referandumla daha iyi bir aşamaya geçeceğiz" ifadelerini kullandı.
Malatya'daki yatırım, çalışma ve projeleri de değerlendiren Yaşar, şunları söyledi:
"Malatya gündemi ile sanıyorum kuzey çevreyolu sorunu bütün boyutlarıyla bitmiş. Sadece yapım üretim aşamasına gelmiş. Devlet hastanesi yakına faaliyetine başlanacak, onkoloji hastanesinde ise projeler üzerine çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Turgut Özal müzesi Cumhurbaşkanlığı bütçesinden karşılanmak üzere, bunun üzerinde çalışmalar yapılıyor. MİAD'ın öncülüğünde araştırma hastanesi alanında konuk evi yapıldı ve yapılan konuk evi yetersiz oldu en az 100 odalı kaliteli nitelikli bir konuk evi miadın girişimi ile yapılacak. Sadece siyasi imkanlarla değil özel imkanlarımızla da Malatya'ya ne katabiliriz bunu gerçekleştirebilmek."
Yaşar, bir gazetecinin 'Sayın Cumhurbaşkanımızın sahada olacağı süreç AK Parti tarafından mı, yoksa Cumhurbaşkanlığı tarafından mı karşılanacak?' sorusuna ise "Cumhurbaşkanımız gerek gördüğü zaman Türkiye'nin temel dönüşümüyle ilgili bir yasa konusunda sessiz kalması düşünülemez. Bu konuda halkın iradesinin yönetime yansıması konusunda Cumhurbaşkanımız tarafsız olamaz, cumhurbaşkanımızın tarafı halkının tarafıdır" cevabını verdi.