AK Parti'nin Denizli mitingi
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)'(Sebze ve meyvedeki fiyat artışları) Kim buna serbest piyasa diyorsa, piyasa ekonomisi diyorsa onu gelsin külahıma anlatsın'- 'Türk siyasetinin üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallanan vesayet gölgesini 2010 ve 2017 halk oylamasıyla beraber kaldırdık. Türk demokrasisinin utanç sahnelerine medya patronlarının başbakan, b

Oluşturma Tarihi: 2019-02-21 17:06:00

Güncelleme Tarihi: 2019-02-21 17:06:00

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, sebze ve meyvedeki fiyat artışlarına ilişkin, "Kim buna serbest piyasa diyorsa, piyasa ekonomisi diyorsa onu gelsin külahıma anlatsın." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Denizli İl Başkanlığınca 29 Ekim Bulvarı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Erdoğan, siyasetin, gönüller kazanma, gönülleri fethetme sanatı olduğunu, bunun yolunun da millete hizmet etmekten geçtiğini söyledi.

Siyasetçinin eserleriyle, ülkeye ve millete kazandırdıklarıyla konuştuğunu belirten Erdoğan, seçim dönemlerinin siyasetçilerin millet tarafından hesaba çekildiği, millete hesap verdiği dönemler olduğunu belirtti.

Son 17 yılda 14 kez halkın huzuruna çıktıklarını ifade eden Erdoğan, "Sizleri hakem kıldık. 14 kez sizlere icraatlarımızı, ülkemizi ve şehrimizi nereden nereye taşıdığımızın, yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın hesabını verdik. Milletimizin onay ve icazetiyle hizmet yolculuğumuza devam ettik. Bugüne kadar AK Parti'nin istikametini sizler belirlediniz, rotamızı sizler çizdiniz. Türkiye'nin 17 yıllık kazanımlarının hepsinde bizimle beraber sizin de imzanız bulunuyor. Ekonomi, ticaret, eğitim, ulaşım, sağlıktaki başarı destanlarının tamamını beraber yazdık." diye konuştu.

İhracatı 36 milyar dolardan 170 milyar dolara, milli geliri ise 3 bin 500 dolardan 11 bin dolar seviyesine çıkardıklarını anımsatan Erdoğan, "Türk siyasetinin üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallanan vesayet gölgesini 2010 ve 2017 halk oylamasıyla beraber kaldırdık. Türk demokrasisinin utanç sahnelerine medya patronlarının başbakan, bakan belirlediği o kötü günlere beraber son verdik. Türkiye'yi alan el konumundan veren el konumuna beraber getirdik." ifadelerini kullandı.

Göreve geldiklerinde IMF'e borcun 23,5 milyar dolar, Merkez Bankasının döviz rezervinin ise 27,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları belirtti:

"IMF'in başkanıyla Davos'ta konuşuyoruz. Kendisine şunu söyledim, 'Türkiye'nin başbakanı siz değilsiniz, Türkiye'nin Başbakanı benim.' dedim. 'Sen verdiğin parayı tahsille görevlisin. Gelip de Türkiye'yi idare etme, böyle bir görevin yok. Paranı alıyor musun, alıyorum, gerisine karışma. Türkiye'yi ben idare edeceğim, sen değil.' Ne oldu? O IMF'in başından çekti gitti, bu kardeşiniz Türkiye'nin hem Başbakanlığını, arkasından da Cumhurbaşkanlığını üstlendi ve Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu sıfırladık, bitirdik. Bizim şimdi IMF'ye borcumuz yok. Bay Kemal diyor ki, 'Bunlar şimdi IMF'nin kapısına giderler.' diyor. Bay Kemal, o CHP'nin işi. IMF'nin kapısına siz gittiniz, bizi IMF'ye siz borçlu kıldınız, biz değil ve sizin borçlandığınız, o borçları biz sildik. Bak, bir zamanlar ekonomiyi teslim ettiğiniz soyadı Derviş olan bir zat vardı, nerede şimdi? Sayın Bahçeli de anlattı geçenlerde onun durumlarını, şimdi nerede? Kayıp, yok, onu gönderenlerin yanında, şimdi Amerika'da. Bu oyunları biz bozduk."

Merkez Bankasının 27,5 milyar dolar olan döviz rezervinin Başbakanlığı döneminde 136 milyar dolara kadar çıktığını anımsatan Erdoğan, şu anda da 100 milyar dolar civarında olduğunu ve daha da yükseleceğini söyledi.

- "Gerekirse ürün çeşitlerini de artıracağız"

"Güçlüyüz, ayağımız yere sağlam basıyor artık" ifadesini kullanan Erdoğan, kurulan tezgahları da bozduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki günlerde patlıcan, sivri biber, patates soğan sohbeti olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dedik ki, 'Böyle giderseniz bu oyunu da bozarız.' Tanzim satışlarını kurduk mu, başlattık mı? Eğer bu iş 31 Mart'a kadar düzeldi, düzeldi, zaten yarı yarıya düştü. 31 Mart'tan sonra TESKOMB ve TESK adlı kuruluşlarla masaya oturacağız ve onlarla beraber en ücra köşedeki mahallelerdeki marketlere varıncaya kadar onlarla bu satışları yapacağız, gerekirse ürün çeşitlerini de artıracağız. Çünkü bizim derdimiz ne biliyor musunuz? Vatandaşa en uygun, en ucuz fiyatla ürünü getirebilmek. Çünkü biz sömürü düzenlere aracı olamayız. Vatandaşını sömürenlerle beraber olamayız. Eğer kim buna serbest piyasa diyorsa, piyasa ekonomisi diyorsa onu gelsin külahıma anlatsın."

Kendi alanının ekonomi olduğunu ve özel sektörden geldiğini hatırlatan Erdoğan, neyin ne olduğunu bildiğini ifade etti.

Cumhuriyet mitingleri üzerinden darbe çığırtkanlığı yapanları hatırlatan Erdoğan, alandakilere, "Gezi olaylarında sokaklarımızı karıştırmaya çalışanlara hadlerini bildirdik mi? Çukur eylemleriyle vatanımızı bölmek isteyen teröristleri, açtıkları çukurlara yine sizlerle beraber gömdük mü? 17- 25 Aralık emniyet yargı girişimiyle, 15 Temmuz kalleş darbe teşebbüsünü beraber püskürttük mü?" diye sordu.

- "Bu böyle akşam yalan, sabah iftira"

Erdoğan, 15 Temmuz gecesi herkesin meydanlarda olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"Ancak bir kişi meydanlarda değildi. Ben Atatürk Havalimanı'na inerken, eşim, torunlarım, kızım, damadım yanımızda son ana kadar nereye ineceğimizi pilota söylemedik. Son anda 'Şuraya iniyoruz, Atatürk Havalimanına' dedik. Gece 01.15, biz indik. Meğerse Bay Kemal 23.15'te Atatürk Havalimanı'na gelmiş ve oradan da Fetocuların nezaretinde tankların arasından Bakırköy Belediyesine gitmiş. Ve utanmadan ne diyor biliyor musunuz? 'Benim de haberim olsaydı gelirdim.' diyor. Milyonlar meydanlara dökülmüş, 'Benim de haberim olsaydı gelirdim' diyor. Yanı başında Atatürk Havalimanı'nda 100 binler var. Beyefendi, 'Haberim olsaydı...' Bu böyle akşam yalan, sabah iftira. 'Bay Kemal' denince tanımı bu. Ben soruyorum benim sevgili milletim, Allah aşkına bu adama hala oy mu vereceğiz."

CHP'ye gönül verenlere de seslenen Erdoğan, "Ne olur başınızı iki elinizin arasına alın. Bak bu adam böyle bir adam. Bu, yalan ve iftiradan başka bir şey tanımaz. Buna artık gereken dersi vermeniz lazım. Bu teröristlerle artık yan yana, onlarla omuz omuza. İşte şimdi de HDP ile omuz omuza, beraber yürüyorlar. İşte İzmir'de onlarla beraberler." dedi.

Denizli'de iki dönem Belediye Başkanlığı, daha sonra da Ekonomi Bakanlığı yapan Nihat Zeybekci'nin İzmir'de büyükşehir belediye başkan adayı olduğunu hatırlatan Erdoğan, İzmir Körfezi'nin, İstanbul Körfezi ve Kocaeli'yi devralmadan önceki körfez gibi pislikten geçilmediği belirtti.

İzmir gibi bir şehre bu durumun yakışmadığını belirten Erdoğan, susuz olan İzmir'e suyu Devlet Su İşleriyle kendisinin getirdiğini, demir yollarının da çalışmadığını, İzban'ı da Ulaştırma Bakanlığıyla yaptıklarını anımsattı.

CHP'ye gönül verenlere, hakikatin bu olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sizlere şimdi aslan gibi içinizden birisini, Nihat Zeybekci'yi gönderiyoruz. İnşallah Denizli'yi nasıl devraldığımızda berbattı, daha sonra pırıl pırıl bambaşka bir şehir haline geldi, şimdi diyoruz İzmir'i de layık olduğu şehir olmaya dönüştürelim. Bunu biz yaparız." diye konuştu.

(Sürecek)