İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanıklar Binbaşı Faruk Şimşek, Yüzbaşı Gökhan Güney, Hasan Hüseyin Altunsoy, üsteğmen Muzaffer Dikencik ile 9 tutuksuz sanık ve sanık avukatları hazır bulundu.
Önceki gün iddianamenin eline geçmediğini belirterek savunmasını daha sonra yapmak istediğini belirten tutuklu sanık Binbaşı Erol Hazıroğlu duruşmaya katılmadı.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Emre Bağın, akşam saatlerinde birliklerinde mühimmat dağıtımı olduğunu, araçlara binerek AK Parti il binasına gittiklerini, burada kendisinin duvarların orada durduğunu söyledi.
İl binasında daha önce hiç görmediği subayları gördüğünü belirten Bağın, Yüzbaşı Gökhan Güney'i TOMA'ların yakınında, Binbaşı Faruk Şimşek'i merdivenlerde gördüğünü ve 2 el silah sesi duyduğunu ifade etti.
Tutuksuz sanık Tayfun Varol birliklerinden ayrılırken, komutanlarının kendilerine tatbikata gittiklerini söylediklerini aktardı.
- "Geri çekilmeyeceğiz, daha buradayız"
İl binasının önünde vatandaşların yoğunlaştığını dile getiren Varol, üsteğmen Muzaffer Dikencik'in kendilerine geri çekilme emri verdiğini ve başka hiçbir komutanı dinlememeleri gerektiklerini söylediğini anlattı.
Geri çekilmeye başladıkları esnada Yüzbaşı Gökhan Güney'in kendisini iteklediğini söyleyen Varol, "Yüzbaşı Güney'in dediği sözleri çok net hatırlıyorum. 'Geri çekilmeyeceğiz, daha buradayız, emir gelmedi' dedi. Ancak komutanımız Üsteğmen Muzaffer Dikencik bizi sağ salim ailelerimize ulaştıracağını, merak etmememizi söyledi. Sağ olsun bizi oradan çıkardı." diye konuştu.
- "Gerekirse canını feda et, kimseye dokunma"
Telefonda babasıyla konuştuğunu da söyleyen Varol, "Babam bana darbe olduğunu söyledi. Bende kendisine AK Parti il binasında olduğumuzu söyledim. Bana niye öyle bir şeyin içine girdin diye kızdı. Ben de babama böyle bir şey olduğunu bilmediğimi söyledim. Babam bana 'Gerekirse canını feda et, kimseye dokunma' dedi." ifadelerini kullandı.
Duruşma tutuksuz sanıkların savunmasıyla devam ediyor.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar"ı içeren "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" hükmünü içeren 309, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" hükmünü düzenleyen 311. ve "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" cezasını içeren 312. maddeleri uyarınca ayrı ayrı üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Ayrıca bazı sanıklar hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, bir kısım şüpheliler hakkında ise "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.