Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, şehit yakınları, gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Savunma yapan eski üsteğmen Reşat Bora, o tarihte 212'nci Filo Komutanlığında CASA uçağı pilotu olarak görev yaptığını, darbe girişiminin yaşandığı gün dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve eşini İstanbul'a götüren uçağın birinci pilotu olduğunu ifade etti.
Komutanı İstanbul'a bırakıp dönecekken uçuş planının "bir gün kalmalı" şeklinde değiştirildiğinin kendisine iletildiğini ileri süren Bora, İstanbul Atatürk Havalimanı'na iniş yaptıktan sonra İstanbul'da yaşayan ailesinin evine gittiğini anlattı.
Reşat Bora, ailesiyle zaman geçirdiği esnada saat 22.30 gibi Ünal'ın emir subayının kendisini arayarak, komutanın Sabiha Gökçen'den Ankara'ya dönme emri verdiğini ve bunun üzerine uçuş ekibiyle uçağa doğru hareket ettiklerini söyledi.
Havaalanına giderken cep telefonundan Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığını ve kalkışma haberlerini okuyunca filo komutanını arayarak, "Biz bu uçuşu yaparsak suç işlemiş olur muyuz? Öyleyse uçmak istemiyorum." dediğini ileri süren Bora, Filo Komutanının "Hayır, sizin uçuşunuzda sorun yok" cevabı üzerine kalkış yaptıklarını iddia etti.
Atatürk Havalimanı'ndan Sabiha Gökçen Havalimanı'na geçtikten kısa süre sonra Orgeneral Abidin Ünal'ın helikopterden inerek sivil kıyafetli olarak korumalar eşliğinde uçağa bindiğini ifade eden Reşat Bora, komutanın VIP bölümüne geçip oturduğunu, o sırada koruma astsubayının yanına gelerek "Akıncı'ya gideceğiz" dediğini söyledi.
Gerekli koordinasyonu sağlamak için uğraşırken Ünal'ın emir astsubayının gelerek "Hemen kalkalım. Gecikmeyelim. Komutan acele etmemizi istiyor" dediğini aktaran Bora, "Komutan neden Akıncı'ya gidiyor" diye sorduğunda ise emir astsubayının "Şehirden uzak ve daha güvenli olduğu için komutan oraya gidiyor" dediğini ve bunun üzerine kule ile irtibata geçerek 01.10 gibi Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kalkış yaptıklarını dile getirdi.
Reşat Bora, uçuş esnasında nerede olduğunu bilmediği bir bayan operatörün telsizden "Uçakta VIP var mı" sorusu üzerine, soruyu korumaya yöneltince "sakın bildirme" cevabını aldığını, bunun üzerine kendisinin de soruyu sorana söylemediğini ifade etti.
Sanık Bora, Akıncı Üssü'ne indiklerinde yaşadıklarına ilişkin ise şunları anlattı:
"Akıncı Üssü'ne indiğimizde uçağın yanına beyaz bir minibüs geldi. Uçuş tulumlu bir albayın komutanı karşıladığını gördüm. Abidin Ünal inerken uçuş ekibime 'Teşekkürler arkadaşlar' dedi. Biz de ekibimle kısa süre sonra dinlenebileceğimiz bir yer bulduk. Televizyondan olanları görünce dehşete düştüm. Saat 03.30 gibi Filo komutanımı arayıp, Etimesgut'a geri dönmeyi teklif ettim. O da havadaki uçakların bizim uçağı düşürebilme riskinden bahsetti. Bu yüzden sabaha kadar bulunduğumuz yerde bekledik."
Sanığın çapraz sorgusunda bir avukatın "Abidin Ünal uçaktayken darbecileri arayıp vazgeçirmeye çalıştığını duydunuz mu" sorusuna Reşat Bora, "Alçak irtifada telefon çektiğini biliyorum, fakat benim bulunduğum kokpit itibarıyla arkadaki konuşmayı duymamız imkansız" diye cevap verdi.
Başka bir avukatın bugün Isparta'nın Yalvaç ilçesinde CASA tipi uçağının düştüğünü ve şehitlerin olduğunu kendisinin de bir CASA pilotu olduğunu hatırlatarak, "CASA tipi uçaklar VİP yolcu taşımak için güvenli midir" sorusu üzerine Bora, CASA uçaklarında basınç sorunu olduğunu bildiğini, ancak taşınacak personeli yada malzemeyi sorgulama yetkisi olmadığını ifade etti. Bora, bunları anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Isparta'daki kazada hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi.
Duruşmada savunma yapan eski üsteğmen Nail Sarıaltın da üzerine atılı suçları reddederek, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.