Röttgen, Deutschlandfunk radyosuna yaptığı açıklamada, Trump'ın sözde planının uluslararası hukuka aykırı unsurlar içerdiğini ve Filistin toprakları üzerinde İsrail'in egemenliğini kabul etmenin uluslararası hukuk ile bağdaşmadığını belirtti.
Trump'ın önerisinin İsrail ile Filistinliler arasında barışa katkı sağlamayacağını vurgulayan Röttgen, "Bu ilerleme değil, geriye atılmış adımdır." dedi.
Planın tanıtım şeklini de eleştiren Röttgen, aynı gün hakkında çeşitli yolsuzluk suçlarıyla ilgili iddianamenin mahkemeye verildiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tanıtıldığını anımsattı.
Planın oluşmasında Filistinlilerin dahil edilmediğini vurgulayan Röttgen, sözde planın Filistinlilerin dezavantajına ve Filistinlilere bir ültimatom olarak sunulduğunu aktardı.
Röttgen, planın, daha çok seçim kampanyalarının yapıldığı ve iç krizlerin yaşandığı İsrail ve ABD'ye hizmet ettiğinin altını çizdi.
Yeşiller Partisinin dış politika sözcüsü Omid Nouripour da yaptığı açıklamada, iki devletli çözüm olmadan Orta Doğu ihtilafında kalıcı çözüm olmayacağını belirtti.
İsrailliler ile Filistinliler arasında yapılacak doğrudan müzakerenin yerine hiçbir şeyin geçmeyeceğini ifade eden Nouripour, "Tek taraflı girişimler müzakere yolunu kapatıyor." diye konuştu.
Sol Parti Milletvekili Heike Haensel de sözde planın bir ilhak planı olduğunu ve Alman hükümeti tarafından desteklenmemesi gerektiğini ifade ederek, "Batı Şeria'da çok sayıda yerleşim yerinin tanınmasının önerilmesi ve Ürdün Vadisi'nde İsrail'in varlığı, uluslararası hukuka aykırı ve İsrail'in toprak gasbını meşrulaştırır." dedi.
Haensel, iki devletli çözüm için somut diplomatik adımların atılması gerektiğini kaydetti.
- Trump'ın sözde barış planı
ABD Başkanı Trump dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da düzenlediği ortak basın toplantısında tek taraflı sözde Orta Doğu barış planını kamuoyuna açıklamıştı.
Sözde barış planı kapsamında Kudüs'ün, İsrail'in "bölünmez" başkenti olarak kabul edileceğini ifade eden Trump, planın bağımsız bir Filistin devleti ve Filistinliler için "son şans" olduğunu iddia etmişti.
Planın açıklandığı toplantıya Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Umman'ın Washington büyükelçileri de katılmıştı.