Zeki Sarıbekir, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de halen birçok gıda maddesinin ambalajlı satılmadığına, buna karşılık gelişmiş ülkelerde neredeyse ambalajsız ürün bulmanın mümkün olmadığına dikkati çekti.
Gıda güvenliğini ve hijyeni hiçe sayan ortamlarda üretimi yapılıp açıkta satılan gıdaların ciddi tehlikeler yarattığını vurgulayan Sarıbekir, "İsrafın önlenmesi ve hijyenin sağlanması için açıkta satılan gıda maddelerinin mutlaka ambalajlı satılması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Sarıbekir, doğru ambalajın aynı zamanda tüketicilere verilen değerin bir göstergesi olduğunu belirterek, bir gıda veya içeceği katkısız piyasaya sürmenin tek yolunun, rijit veya çok katlı esnek ambalajlardan geçtiğini bildirdi.
Gıda ambalajı üretiminde hijyenin esas olduğuna dikkati çeken Sarıbekir, ambalajlı gıda ve içeceklerin tüketiciye el değmeden, hijyenik ortamda hazırlanıp ulaştırıldığını vurguladı.
Sarıbekir, ambalajların yaş meyve-sebzelerin de tarladan sofraya güvenilir gıda zinciriyle taşınmasını sağladığını, böylece sektörde israfın önlendiğini aktararak, şunları kaydetti:
"İnsan ömrü ortalamasındaki artış, ambalajlı gıda tüketimindeki artışa paralel gelişiyor. Bundan 150 yıl önce insanlar temiz su, içecek, gıda, ilaç ve temel ihtiyaç maddelerine kolay ulaşamıyordu. ASD olarak geçen süre içerisinde gıda ve içeceklerin ambalaja girmesiyle insan ömrü ortalamasının uzamış olduğuna inanıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi satın aldığınız ürünün ambalajı, onun güvencesidir ve her ürün ambalaja girmeli. Ambalajın üzerindeki etikette içerdiği ürünün besin değeri, ürünün miktarı, son tüketim tarihi, üretici adres bilgileri, yani ürünün muhteviyatı, nerede ve kim tarafından üretildiğini içeren tüm bilgiler bulunur. Sağlık için etiketinde doğru bilgiler olan ambalajlı gıda ve içecekler tercih edilmelidir. Tüketicilerimizin bu konuda duyarlı ve bilinçli olması gerekiyor."
- "Çevreyi ambalaj değil, insan kirletir"
Zeki Sarıbekir, hızlı tüketim ürünlerinde ambalajın toplam maliyet içerisindeki payının yüzde 3 ila 5 arasında değiştiğini bildirdi.
Kullanıcılardan bazılarının ambalajı önemli bir maliyet unsuru olarak gördüğünü belirten Sarıbekir, "Oysaki ambalaj, ürün kaybını en aza indirdiği için maliyetten tasarrufu sağlıyor. Ambalaj, ürünün maliyetini artırmaz, düşürür." değerlendirmelerini yaptı.
Sarıbekir, ambalajın çevreyi kirlettiği yönündeki yanlış algıya da işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çevreyi ambalaj kirletmez, çevreyi insan kirletir. Türkiye'de geri dönüşümün ileri seviyelere çıkarılması ve modern ülkelerde olduğu gibi tüketicileri bilgilendirmek ve onların geri dönüşüme katkıda bulunmalarını sağlamak için hedeflerimizi yüksek tutmamız gerekiyor. Ambalaj olmadan ürün satılamaz, sevk edilemez. Ambalajların yarattığı katma değerle sektörümüz, ülkemizin cari açığına pozitif katkıda bulunan ender sektörler arasında yer alıyor. Ülkemizin büyüyen ekonomisine önemli katkı yapan sektörlerden birisi de ambalaj sektörü. Tüm ambalajlar geri dönüştürülebilir ve ambalaj atığının geri dönüşümüyle de ülkemiz ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Bu sebeple geri dönüşümün iyileştirilerek artırılmasına yönelik yeni hedeflerle geleceğimizi planlamalıyız."