Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'nin teknolojik üstünlüğü karşısında zor durumda kalan Ermenistan, sivil hedeflere yönelik saldırılarını artırarak savaş suçları işlemektedir. Ermenistan kuvvetleri, Azerbaycan'ın nüfus merkezlerini ve ulusal altyapısını kasıtlı olarak hedef almaktadır. Bu saldırıların ardında Ermenistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Onik Viktori Gasparyan'ın talimatları olduğu belirtilmektedir. Azerbaycan'ın sivil kayıpları, Ermenistan'ın balistik füze saldırılarına maruz kalan masum insanlar olarak tanımlanmaktadır.
Azerbaycan'ın Duruşu ve Türkiye'nin Tutumu
Bakü, sivil hedeflere yönelik saldırılara karşı daha ölçülü bir yaklaşım sergilemekte ve şimdiye kadar misliyle karşılık vermemektedir. Türkiye ise Azerbaycan'ı desteklemekte ancak müdahalesini askeri yardım ve danışmanlıkla sınırlı tutmaktadır.
Kirli bir savaş-içi caydırıcılık oyunu: Ermenistan'ın saldırılarına son vermemesi durumunda bölgesel çatışmanın tırmanmasına neden olabileceği uyarısında bulunulmaktadır. Ermenistan'ın amacının Azerbaycan ve hatta Türkiye'yi kışkırtarak Rusya'yı çatışmanın içine çekmek olduğu öne sürülmektedir. Bu durum, tehlikeli bir savaş-içi caydırıcılık oyunu olarak nitelendirilmektedir.
Taarruz Yetenekleri ve İhtimaller
Azerbaycan'ın envanterindeki stratejik silah sistemleriyle Ermenistan'ın saldırılarına karşılık verebilecek kapasitede olduğu belirtilmektedir. Beyaz Rusya yapımı Polonez roketleri ve İsrail yapımı LORA füzeleri gibi silahlarla Ermenistan'a karşı güçlü bir caydırıcılık sağlanabileceği vurgulanmaktadır. Ayrıca, Nahçıvan'da bulunan TRG-300 çok-namlulu ağır roket atar sistemlerinin stratejik bir konumda olduğu ifade edilerek Ermenistan'ın kritik noktalarının hedef alınabileceği belirtilmektedir.
Azerbaycan yönetimi, şu ana kadar sivil kayıplara karşılık doğru bir tavır sergilemiş ve karşılık vermekten kaçınmıştır. Ermenistan'ın teknolojiye dayalı drone saldırıları karşısında çaresiz kaldıkları ve çatışmayı tırmandırdıkları vurgulanmaktadır.
Türkiye ve Azerbaycan'ın Rolü
Ermenistan'ın savaş suçlarını belgeleme ve uluslararası alanda açığa çıkarma konusunda Türkiye ve Azerbaycan'ın aktif rol oynaması gerektiği vurgulanmaktadır. Ermenistan'ın sivil hedeflere yönelik saldırılarının savaş suçu olduğu ve bu suçların sorumlularının uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiği belirtilmektedir. Türk stratejik topluluğunun bu konuda detaylı bir bilgi harbi başlatması gerektiği ifade edilmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan'ın savaş suçlarını belgeleme ve uluslararası toplumu harekete geçirme konusunda kararlı olmaları gerektiği vurgulanmaktadır. Bu süreçte açık kaynak istihbaratı ve askeri bilgilerin paylaşılması önem arz etmektedir.
Kaynak: Dr. Can Kasapoğlu, EDAM Savunma ve Güvenlik Araştırmaları Programı Direktörü
