Cesur, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun Kudüs kararına yönelik yaptığı açıklamada, Kudüs oylamasının ABD Başkanı Donald Trump'a bir had bildirme olduğunu kaydetti.
BM'deki Kudüs oylaması öncesi gerek ABD Başkanı Donald Trump'ın gerekse ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in açıklamalarının dünya kamuoyunun vicdanlarını yaraladığını ifade eden Cesur, şunları kaydetti:
"Adeta dünyaya sömürge ülkeleri muamelesi yapıp 'biz ne dersek o' açıklamalarında bulunmuşlardır. Diplomatik teamüllerin dışında yapılan bu küstahlık dün BM oylamasında gereken cevabını bulmuştur. ABD ekonomik yardımları keseceğine, PYD gibi teröristlere verdiği silah yardımlarını kessin. ABD'nin söylemleri ile sahadaki uygulamaları hiçbir zaman tutmamıştır. Ne zaman bir ülkeye barışı getireceğiz demişse o ülke yangın yeri olmuş.
İç savaşlarla, terörle boğuşur duruma düşmüştür. Bunun bir çok örneğini bugün görmekteyiz. Irak'ın, Afganistan'ın, Suriye'nin durumları ortadadır. Kudüs konusunda da barış adına hareket edeceğini söyleyerek, dünyaya aldığı kararı dikte etmeye çalışıp tehditler savurmaktadır. Barış dili böyle olmaz. Bu nedenle ABD politikalarına her daim dikkat edilmeli. ABD bu politikalarını devam ettirdikçe yalnız kalmaya, dost ve müttefik ülkelerini kaybetmeye mahkum kalacaktır."
Cesur, hiç kimsenin ABD ve İsrail lobiciliği yapmaması gerektiğini aktararak, "Hak ve adalet ne ise onun ardında dursun. Biz açıkça ABD'nin ülkemize yönelik olası yaptırımlarından çekinmiyoruz. Haktan ve adaletten yana olduğumuz sürece de bunun üstesinden her daim gelebileceğimize inanıyoruz. Bu nedenle haksız ve hukuksuz kararlara karşı dirayetli duruş sergileyen hükümetimizin her daim yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Türkiye onurlu duruşuna devam etmeli diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.