Bakan Çelik'ten skandal karara sert tepki
AKPM'nin aldığı skandal karara ilişkin açıklama yapan AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, 'Türkiye gibi büyük bir ülke değerlendirilirken bu derece

Oluşturma Tarihi: 2017-04-25 16:10:12

Güncelleme Tarihi: 2017-04-25 16:10:12

AKPM'nin aldığı skandal karara ilişkin açıklama yapan AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Türkiye gibi büyük bir ülke değerlendirilirken bu derece bir katılımla bu konunun ele alınması son derece yanlış. Haksız ve yanlış bir karar" dedi.

Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisinin düzenlediği "Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi" konulu oturumda "Türkiye'nin siyasi denetim sürecine yeniden alınması" kararının çıkmasını değerlendiren Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, kararın adil bir karar olmadığını söyledi. Bahsettikleri kararın alınması sırasında yapılan tartışmaların hiçbirinin Türkiye gerçekleri ile örtüşmediğini vurgulayan Çelik, "O kadar çok şaşırtıcı şeyler var ki; Türkiye'de işkencenin olduğu, Türkiye'de tek adamlık rejimi olduğu gibi. Şimdiye kadar duyduğumuz o tek yönlü kara propagandaların orada maalesef bir tartışma gündemi olması çok üzücü. Bu karar alınırken çok doğru değerlendirmeler de yapıldı. Türkiye'nin orada dostları da var. Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğunu, şimdiye kadar da Avrupa'nın gelişmesine büyük katkıları olduğunu söyleyen üyeler oldu. AKPM gibi bir kurumda bu üyelerin yarısının katıldığı bir toplantıda bu karar alınıyor. Türkiye gibi büyük bir ülke değerlendirilirken bu derece bir katılımla bu konunun ele alınması son derece yanlış. Haksız ve yanlış bir karar. Bu kararın alınması için zemin oluşturduklarını söyleyen Türkiye fotoğrafı ile Türkiye'nin gerçekliğinin bir ilgisi yok. Son derece yanlış buluyoruz. FETÖ'nün darbe girişiminden sonra en doğru değerlendirmelerden bir tanesini Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland yaptı. 'Bu darbe girişimi, bir Avrupa ülkesinde ve bir Avrupa demokrasisine karşı olmuştur' dedi. Arkasından Türkiye bütün dünyanın vicdanını temsil eden insan hakları sahiplenmesi içerisinde 3.2 milyon mülteciyi barındırıyor. Bu arada PKK, DEAŞ terör örgütü gibi pek çok terör örgütü ile mücadele ediyor. Aynı zamanda Avrupa'nın da güvenliğini sağlıyor. Böyle bir ülkenin takdir edilmesi lazımdı. Türkiye'nin içinden geçtiği bu zor koşullarda Avrupa demokrasilerinin yapması gereken şey, Türkiye ile nasıl bir dayanışma içerisinde oluruz, bu zor koşullar içerisinde nasıl iş birliği mekanizmaları üretebiliriz olmalıydı. AKPM'de alınan kararın da bu kısır döngünün devamı olduğunu değerlendiriyorum. Herhangi bir iş birliği mekanizması üretmek, herhangi bir dayanışma üretmek yerine çok zor şartlarda özgürlük, güvenlik dengesini koruyan Türk demokrasisine karşı maalesef hakkaniyetli olmayan bir yaklaşım ürettiler" dedi.

"BU AVRUPA PARLAMENTOSU İÇİN DE, AVRUPA KONSEYİ PARLAMENTER MECLİSİ İÇİN DE TARİHİ BİR HATADIR"

Mülteci anlaşmasına ilişkin de açıklamada bulunan Çelik, "Bir günde Akdeniz'den 7 bin kişi geçerken, bugün bu sayıyı çok düşük oranlara çektik. Bunun karşısında AB mekanizmaları kendi sorumluluklarını yerine getirmediler. Türkiye, bu insani sorumluluğu yerine getirmeye devam ediyor. Biz, 'onlar bu insani sorumluluklarını yerine getirmezlerse Ege'de bu iş birliği mekanizmasını zayıflatırız' dediğimizde insan hayatıyla ilgili bir şantaj içerisinde bulunmuyoruz. Biz zaten insan hayatıyla ilgili Türkiye olarak 3 milyonun üzerinde mülteciyi barındırarak bütün dünyanın gözü önünde bu vicdani sorumluluğu temsil ediyoruz. Ama bu mekanizmalar karşılıklı iş birliği yürüme şeklinde değerlendiriyoruz. Beklentimiz; Sayın Jagland'ın yaklaşımına uygun bir şekilde doğru iş birliği mekanizmaları üretmeleridir. Türkiye gibi güçlü bir demokrasiyi, bu kadar terör örgütü ile mücadele ederken, bu kadar güçlü bir şekilde mülteciyi barındırarak sahip çıkarken, bu kurumlar demokrasiye, insan haklarına sahip çıkması gereken kurumlardır. Bunların politik iş birliği üretmesi gerekir. Türkiye bu kadar zor koşullardan geçerken ve insani mükellefiyetler konusunda da üzerine düşeni yerine getiren bir ülkeyken, Türkiye ile hiçbir dayanışma mekanizması üretilmemiştir. Özgürlük-güvenlik dengesini bu kadar güçlü bir şekilde koruyan bir ülkeyle terörle mücadele konusunda güçlü bir dayanışma üretilmesi gerekirdi. FETÖ terör örgütüne karşı mücadelesinde de güçlü bir dayanışma üretilmesi gerekirdi. En önemlisi, insan hakları konusunda bu kadar mülteciyi barındırarak bütün dünyanın yapamadığını yapan bir ülkeye çok daha yüksek bir sesle teşekkür edilmesi gerekirdi. Bu zor koşullardan geçen demokrasimize, ülkemize karşı sorumluluklarını yerine getirmek yerine buna karşı dışlayıcı bir tutum sergilediklerini gösteriyor. Bu Avrupa Parlamentosu için de, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi için de tarihi bir hatadır" diye konuştu.

(İlker Turak / İHA)