Pakdemirli, her yıl 10 Şubat'ta kutlanan Dünya Bakliyat Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, Türkiye'nin baklagillerin gen merkezi olduğunu ve tarla bitkilerinin, ekim alanları içinde tahıllardan sonra ikinci sırada geldiğini kaydetti.

Baklagillerin, istihdama katkıları, ihracat potansiyelleri, ekim nöbetine kolayca girebilmeleri, nadas alanlarının azaltılmasında etkili ve besin değeri yönünden zengin olmaları sebebiyle üretim ve tüketimde önemli bir ürün grubu olduğuna dikkati çeken Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Üretim avantajımızın olduğu bu ürünlerde ihracatçı konuma gelebilmek için 2017'ye kadar ton başına 300 lira olan pirim desteklerini, 2018'den itibaren 500 lira olarak vermeye başladık. Ayrıca 25 yıl aradan sonra Toprak Mahsulleri Ofisinin görev alanına bakliyat ürünlerini dahil ederek alım garantisi vermeye başladık. Tüm bu politikalar sayesinde nohut ve yeşil mercimek üretimimiz rekor seviyelere çıkmıştır. Nitekim son iki yılda nohut ekim alanlarımız yüzde 32, yeşil mercimek ekim alanlarımız yüzde 72 oranında artmış, üretimimiz ise 2019 yılında 2017 yılına göre nohutta yüzde 34 artışla 630 bin tona, yeşil mercimekte yüzde 45 artışla 44 bin tona yükselmiştir."

Özellikle nohut üretiminde yaşanan artış sayesinde ülkenin bu üründe net ihracatçı konumuna geldiğini belirten Pakdemirli, nohut ihracatının, 2017'de 23 bin ton iken 2018'de 117 bin tona, geçen yıl ise 127 bin tona yükseldiğini bildirdi.

Pakdemirli, yemeklik baklagillerin dünyada 2 milyardan fazla insan için protein kaynağı olduğunu ifade ederek, insan beslenmesindeki bitkisel proteinlerin yüzde 22'sinin, karbonhidratların yüzde 7'sinin, hayvan beslenmesindeki proteinlerin yüzde 38'inin, karbonhidratların yüzde 5'inin bu ürünlerden sağlandığını kaydetti.