Kaymakçı, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin (TOBB ETÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünce düzenlenen "Türkiye'nin Avrupa Gündemi: Beklentiler ve Zorluklar" başlıklı panelde konuştu.
Türkiye ile AB arasında zaman zaman problemler yaşanmasına rağmen, uzun yıllara dayanan bir köklü bir ilişkinin olduğunu hatırlatan Kaymakçı, Türkiye'nin resmi olarak AB üyesi olmasa da ekonomik, politik, ticari, kültürel ve coğrafi açıdan AB'nin bir parçası olduğunu kaydetti.
Kaymakçı, Türkiye'nin AB ile ilişkisinin tam üyelik esasına dayandığını belirterek, "Türkiye'nin hedefi AB'ye tam üyeliktir. Biz, 35 fasıl üzerinden yürüyen bu sürecin sadece teknik olmasını ümit ediyoruz. Bu aşamalar zaman zaman politize ediliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Üyelik sürecinin adil olmasını istiyoruz." dedi.
Türkiye ile AB arasında halihazırda Gümrük Birliği anlaşmasının bulunduğunu hatırlatan Kaymakçı, "Türkiye, AB'nin birçok askeri operasyonuna birlik üyesi ülkelerden daha fazla katıldı. Türkiye ayrıca AB'nin ticaret politikalarını da uygulamaya devam ediyor. Buna ek olarak Türkiye ile AB arasında liderler seviyesinde birçok ortak konuda diyalog toplantıları da devam ediyor." diye konuştu.
- Mülteci konusu
Son yıllarda artan mülteci sorununun Türkiye-AB ilişkilerini yeniden canlandırdığını belirten Kaymakçı, AB'nin mülteci kriziyle başa çıkmada Türkiye'yi başat bir aktör olarak gördüğünü kaydetti.
Kaymakçı, 2016 yılında sadece mülteci başlığıyla Türkiye ile AB'nin üç zirve gerçekleştirdiğini anımsatarak, Türkiye'nin milyonlarca mülteciyi ağırladığını ve onların illegal olarak Avrupa'ya gitmesini önlediğini, uygulanan politikayla Avrupa'ya yasal olmayan yollarla geçişi minimum düzeye indirdiğini anlattı.
- Terörle mücadele ve güvenlik
Kaymakçı, AB ülkelerinin DEAŞ'ı terör örgütü olarak kabul ettiğini ancak FETÖ ve PKK terör örgütleri konusunda çekimser kaldıklarına işaret ederek, PKK sempatizanlarının Avrupa başkentlerinde "özgürlük" adı altında Türkiye aleyhinde rahatlıkla faaliyet gösterebilmesine tepki gösterdi.
Avrupalı devletlerin özellikle FETÖ'yü bir terör örgütü ilan etmemekte direndiklerinin altını çizen Kaymakçı, bazı Avrupalı devletlerin FETÖ'nün gerçek yüzünü görmeye başladıklarını dile getirdi.
Faruk Kaymakçı, Türkiye'nin AB ile güvenlik konusunda da müşterek çalışmak istediğine dikkat çekerek, AB ile ortak yürütülen askeri operasyonların bunun kanıtı olduğunu söyledi.
Türkiye ile AB'nin güvenlik konusundaki iş birliğinin artırılması gerektiğini vurgulayan Kaymakçı, özellik istihbarat bilgilerinin paylaşılmasının terörle mücadelede çok etkili olacağına değindi.
Kaymakçı, Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının olmasına rağmen zaman zaman engellerle karşılaştığını dile getirdi. Özellikle ulaşım konusunda bazı AB ülkelerinde Türk firmalarının ek vergi sorunuyla karşılaştığını ifade eden Kaymakçı, bunun Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin AB'ye katılmak için birçok reform gerçekleştirdiğini dile getiren Kaymakçı, son zamanlarda üye devletlerle olan problemlerin de sırasıyla çözülmeye çalışıldığını anlattı.
Kaymakçı, "Türkiye'nin çok büyük ve Müslüman bir ülke olduğu gerekçeleriyle AB'ye katılamadığı" görüşünü benimsemediğini belirterek, Türkiye'nin AB'ye farklılığıyla renk katacağını ve başta ekonomi olmak üzere hiçbir konuda yük olmayacağını kaydetti.