Bartın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından "Plastik Hayatlar, İçilen Plastikler ve Kanser" adlı bir konferans gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selma Çelikyay, enstitü bünyesinde yapılan çalışmalardan bahsederek, "Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla bölgemiz başta olmak üzere ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirme konusunda gayret gösteriyoruz." dedi.
Ardından geçilen konferansta konuşan Dicle Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Temel, kullanım alanı itibariyle her gün temas halinde bulunduğumuz plastik ürünlerin sağlığa zararlı birçok maddeyi içerisinde barındırdığını söyledi.
Temel, "Her gün kullandığımız sayısız ürün, bardak, pet şişe, çatal, kaşık, suni köpükten yapılan kaplar, saklama kabı, oyuncaklar, kırtasiye ürünleri gibi şeylerde; Bisfenol A, ftalatlar, azo boyar maddeler, ağır metaller gibi maddeler bulunuyor. Bu maddeler yüksek ısıda gıda ve sıvılara nüfuz ediyor. Böylece insan vücuduna geçen maddeler triod, büyüme hormonu, östrojen ve testesteron hormonlarının üretimini azaltıyor. Plastiklerdeki bu hammaddeler obeziteye yol açıp, diyabet, astım kalp-damar hastalıkları ve karaciğer hasarına neden oluyor. Meme ve prostat kanseri riskini artırıyor." dedi.
Plastik kullanımının terk edilmesi gerektiğini ve cam kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Temel, "Çok değil 10- 20 yıl öncesine kadar yoğurtlar cam ya da toprak kaplardaydı. Bu günümüzde değişti. Şimdi ise tekrardan değişmesi gerekmektedir. Cam damacanalar yaygınlaşacak, ayranlar ve sütler ve buna benzer ürünler yine cam şişelerde satışa sunulacaktır. Bu durum sağlık için oluşan riskleri azaltması noktasında oldukça önemlidir." diye konuştu.
Temel, plastik kullanımın sağlığın dışında çevreye oldukça zarar verdiğini vurgulayarak, "Son 30 yılda; petrol türevi olan pet şişelerin hayatımıza girmesiyle günlük hayatın çeşitli uygulamalarında polimerik malzemelerin kullanımı önemli ölçüde artmıştır. Bu malzemeler, hafiflik, dayanıklılık ve ucuzluğu ile bir anda hayatımızın vazgeçilmezi olmuştur. İlk bakışta, masum ve zararsız gibi görünse de birçok katkı maddelerini içerdiklerinden ekolojik sistem ve insan sağlığı için son derece zararlı malzemeler olduğu ilerleyen yıllarda görülecektir." ifadelerini kullandı.
Yapılan çalışmalar sonucunda plastik kullanımında sağlığa zararlı maddeler tespit ettiklerini de kaydeden Temel, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde (DÜBTAM) yürüttüğümüz çalışmada, plastiklerin temas ettiği gıda ve içme suyuna plastik katkı maddelerinin geçip geçmediğini araştırdık. Her gün pet şişelerden içtiğimiz suya önemli miktarda polimer katkı maddelerinin geçtiğini tespit ettik. Özellikle plastik tabak, kaşık ve çatal malzemeler ile sıcak içecek-yiyecek tüketimi ciddi olarak terk edilmesi gereken, üretimine müdahale edilmesi gereken bir konudur. Plastik bardaklar ise maliyeti düşürmek için üretilen 'çok ince' bardaklar ile tüketilen 70-90 derece sıcaklığındaki içecek, içinde bulunduğu polimer (plastik) malzemeyi ısı etkisi ile çözerek, monomerlerine ayırmaktadır. Bu monomerler ise tehlikeli kanserojen malzemelerdir. Ayrıca İçeriğindeki polistiren nedeniyle yorgunluk, sinirlilik, uyku güçlüğü, trombosit düşüklüğü ve lenfatik anormallikler yaşanabilir. Köpük bardaklar, polimer bir malzeme olan köpük plastik malzemelere göre ısıl müdahalelere dayanıklılığı daha yüksek gibi görülse de gözenekli yapısı dolayısıyla 100 derece sıcak sıvılar bu materyalin (ör. polistiren) çözünmesini sağlayabilir. Bu durumda yine monomerik gruplar sıvıya geçecek ve oral yolla bünyeye toksik madde alımı gerçekleşebilecektir." dedi.
Prof. Dr. Temel, poşet çaylardaki tehlikeye de dikkat çekerek, "Poşeti oluşturan ambalaj malzemesinin niteliği, gözenekli olan bu malzemenin polimer lifli yapıya sahip olması, sıcaklığa bağlı olası yapısal değişimleri ve metal zımba kullanılmış olması istenmeyen özelliklerdir. Şayet poşeti oluşturan gözenekli, kâğıt hissi veren malzeme sentetik elyaf veya polimer içerikli bir maddeden yapıldıysa bu sağlık açısından sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Başta karaciğer, böbrek olmak üzere vücuttaki değişik organ ve dokularda olumsuz etkiler oluşturabilir. Poşet üzerindeki metal zımba ise mineral içerikli, asidik (-veya bazik) ve sıcak bir sıvı olan çay içinde normal sürenin üzerinde beklediği zaman çözünmeyle sonuçlanan kimyasal bir etkiye uğrayarak, ağız yolu ile alınan 'ağır metal iyonu maruziyeti' oluşturabilmektedir. Bu durumda vücutta metal birikimi söz konusu olacaktır. Vücutta biriken ağır metal iyonları, karaciğer, beyin ve akciğerde çeşitli sorun ve hastalıklara sebep olabilmektedir. Sıcak suya konulan çay poşetlerinin ısıyla bozulmayacak, lifli doğal malzemelerden yapılmış olması gerekir. Sentetik selüloz liflerinden imal edilen poşet materyali kullanılmamalıdır." diye konuştu.
Prof. Dr. Temel, streç film, buzdolabı poşeti, su ve gazlı içeceklerin plastik şişeleri, kırtasiye malzemeleri, ham maddesi naylon olan giysiler gibi ürünler içinde sağlık açısında tehlikeli olduğunu aktardı.