Diyanet İşleri Başkanlığına yeniden atanan Mehmet Görmez'i makamında ziyaret eden Davutoğlu, görüşme sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Davutoğlu, Suriye'ye kara operasyonu düzenlenmesi konusundaki tartışmalarla ilgili bir soru üzerine, son günlerde kara operasyonuna yönelik değişik yorumlar yapıldığını hatırlattı. Davutoğlu, "Türkiye'ye dönük herhangi bir tehdit olursa, nerede olursa olsun, oraya dönük çalışma yapılır. Ama şu anda Türkiye'nin Irak ya da Suriye bağlamında herhangi bir kara operasyonu hazırlığı söz konusu değil. Kısa dönemde böyle bir beklenti içinde olmamak icap eder" diye konuştu.

Uluslararası toplumun Suriye krizine mutlaka bir çözüm bulmak zorunda olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bu krize çözüm bulurken entegre bir stratejinin parçası olarak herhangi bir faaliyet yapmak gerekirse uluslararası toplumla birlikte Türkiye de üzerine düşeni yapar. Dediğimiz budur. Ama Türkiye'ye dönük bir saldırı veya tehdit olursa kimseden hiçbir şekilde herhangi bir işaret veya karar beklemeksizin Türkiye gereken her türlü tedbiri alır. Şu anda Suriye bağlamında söylüyorum, böyle bir durum söz konusu değil ama gerekirse de her türlü tedbiri almak için hazırlıklarımız ve çalışmalarımız vardır. Dün Genelkurmay Başkanımızla da haftalık görüşmemizde bütün bunları detaylı bir şekilde ele aldık."

- Manisa'daki "Paralel Devlet Yapılanması" operasyonu

Başbakan Davutoğlu, bir gazetecinin, Manisa'da bir operasyonda gözaltı sırasında kadınlara kelepçe takılmasının ardından emniyet müdürünün açığa alındığını hatırlatarak, "Vali Erdoğan Bektaş'ın açıklamalarının ardından emniyet müdürüne uygulanan tasarruf valiye de uygulanacak mı?" sorusuna, "Türkiye bir hukuk devletidir. Bir soruşturma yürütülür, bununla ilgili gerekli adımlar atılması gerekirse atılır. Ama aynı hukuk devleti kuralları içinde, herhangi bir konuda soruşturma yürütülürken, bayan olsun, erkek olsun, başörtülü olsun, başı açık olsun, ihtiyaç hasıl olmadıkça kelepçeli bir görüntünün ortaya çıkmasını tasvip etmeyiz" karşılığını verdi.

Vatandaşlık hukukunun herkes için geçerli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Vatandaşlık hukuku bağlamında da kimsenin diğerine göre bir farklılığı yoktur. Kıyafetler üzerinden ya da ideoloji üzerinden bir farklılık söz konusu olamaz hukuk devletinde. Hepimiz hukuk devleti kurallarına riayet edeceğiz. Eğer bir soruşturma yürüyorsa, bunun gereği gözaltına alınması icap ediyorsa, bu hukuki şartlar içinde nasıl oluyorsa öyle yapılacak. Kaçma tehlikesi ya da başka birtakım ihtimaller söz konusuysa tedbir alınabilir ama normal şartlarda zaten polisin, güvenlik birimlerinin çağrısına uygun bir şekilde çalışma yürütülüyorsa, özelikle de hanımların kelepçeli bir şekilde götürülmesini... Erkeklerden ayırdığım için söylemiyorum, herkes için geçerli. Bunu kabul etmemiz mümkün değil" diye konuştu.

Davutoğlu, söz konusu manzarayı gördüğünde derhal, 'Bu soruşturulsun' diye talimat verdiğini belirterek, "Çünkü burada aynı zamanda yürütülen soruşturmaya gölge düşürmek istercesine ortaya çıkarılmak istenen bir tablo var. Yani bir mağdur psikolojisi oluşması da söz konusu, bu doğru değil. Hukuk devletinde gözaltı işlemi yapılacaksa bunun esasları bellidir. Bu esaslar uygulanırken de daha gözaltı, nihai suçluluk aşaması da değil. Vatandaşlar gidip üzerine düşen o soruşturmanın gerektirdiği şekilde gerekeni yapar, güvenlik birimlerimiz de yapar" değerlendirmesinde bulundu.

- "Bu, maksadını aşan bir ifadedir"

"Başörtülü-başı açık ayrımı yapmak ve vatandaşlarımız arasında 'olumlu imaj sahibi olanlar', 'olumsuz imaj sahibi olanlar' gibi bir ayrım yapmak da kesinlikle kabul edeceğimiz bir tutum değildir" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim için bütün vatandaşlarımız, aksi ispat edilene kadar olumlu imaja sahiptir. Aksi nasıl ispat edilir; bir suç vardır, yüz kızartıcı veya kamu düzenine aykırı bir suç vardır. O zaman da hukuki işlem vardır. Buradan özellikle zikrediyorum. Bu, maksadını aşan bir ifadedir. Maksadın ne olduğunu tartışmak da istemem. Kesinlikle 78 milyonun her biri bizim için olumlu imaja sahiptir ve her birinin her hukuki soruşturmada hakları, hukukları ve en önemlisi de izzetleri ve onurları devletimizin teminatı altındadır."

- "Asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılması için gerekli teşebbüsler yapılacak"

Asgari ücrete ilişkin bir soru üzerine Başbakan Davutoğlu, asgari ücretle ilgili olarak iş ve emek dünyası temsilcileriyle görüşme yaptıklarını ve bu konuyu ele aldıklarını hatırlattı.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz bir vaadi, bir taahhüdü düşünmeksizin veya sonuçlarını göz önüne almak için yapmayız. Kesinlikle bütün vaatlerimiz gibi asgari ücretin de bin 300 liraya çıkarılması için gerekli teşebbüsler yapılacak. Asgari ücret görüşmelerinde biz bunu teklif ederiz. Nihayetinde orada işçi ve işveren kesimi ile birlikte oturup konuşulacak. Ama bin 300 lira olan taahhüdümüz yerine getirilecek.

Bu çerçevede ek çalışma gerekiyorsa, bunları yaparız. Türkiye'nin rekabet gücünü, Türkiye ekonomisini zayıflatmayacak, kayıt dışı ekonomiye yol açmayacak, kayıtlı istihdamı ve Türkiye'nin üretkenliğini arttıracak ek tedbirler gerekiyorsa, bunları orada iş dünyamızı temsilen de, emek dünyamızı temsilen de söyledim, bunları değerlendiririz ama her ne suretle olursa olsun vatandaşımıza, emekçilerimize verdiğimiz sözün gereğini de yaparız."

Davutoğlu, "Manisa Valisiyle ilgili bir tasarruf söz konusu olacak mı?" sorusunun tekrarlanması üzerine, "Ben gerekeni söyledim, bakarız" dedi.

(Bitti)