Çavuşoğlu, ATV'deki "Kahvaltı Haberleri" programında, Arakan'daki Müslümanlara yönelik yardımlara ilişkin bilgi verdi.
Mazlum ve mağdurların nerede olurlarsa olsun, Türkiye'nin varlığını hissettiklerini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin bunu gerçekleştirirken etnik, dini hiçbir ayrım yapmadığını ifade etti.
Arakan'da yaşananlara tüm dünya sessiz kalırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu duruma karşı yüksek perdeden konuştuğuna işaret eden Çavuşoğlu, "İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı sıfatıyla da İslam ülkelerinin devlet başkanlarıyla, mevkidaşlarıyla görüşmek suretiyle bir çözüm arayışına girişti. Son olarak dün Myanmarlı mevkidaşıyla yaptığı görüşme sonucunda bölgeye yardım kuruluşu olarak ilk defa TİKA marifetiyle girilmiş olacak ve yaklaşık bin tonluk bir yardım sağlanmış olacak." diye konuştu.
Çavuşoğlu, bölgedeki şartların zor olduğunu belirterek, "Yardımı havadan ulaştırma imkanı söz konusu olacak. Helikopterler yere iniş sağlayacak ve yerde dağıtım yapılacak ama havadan intikal sağlanacak çünkü güvenlik sorunu bölgede hala yaşanmakta." ifadesini kullandı.
Yardım malzemeleri arasında pirinç, giyim ve kurutulmuş balığın bulunduğunu bildiren Çavuşoğlu, "Acil ihtiyaçlar şimdilik karşılanacak. Bunun yanı sıra görüşmeler devam ediyor, ilaç ve benzeri zorunlu ihtiyaçların karşılanması için de iş birliğimizi devam ettireceğiz." bilgisini paylaştı.
"İnşallah bunun neticesinde 100 bin ailenin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamış olacağız." diyen Çavuşoğlu, bu vesileyle Türkiye'nin kadirşinaslığını bir kez daha göstereceğini vurguladı.
Bölgede TİKA'nın iki koordinasyon ofisinin bulunduğunu anımsatan Çavuşoğlu, orada görevli iki kişinin de yardımların dağıtımı sırasında helikopterle bölgeye gideceğini bildirdi. Yardımların TİKA görevlilerinin koordinasyonunda yapılacağını ifade eden Çavuşoğlu, yardımın ne zaman yapılacağına yönelik soruya şu yanıtı verdi:
"Bugünden itibaren yardımlar ulaştırılmaya belki de başlanmış durumdadır. Çünkü dün bu karar alındı. Rakhayn hükümetinin iş birliğiyle, hükümet yetkililerinin de bulunduğu çerçevede gerçekleştirilmiş olacak. Bölgeden, zulümden kaçan birçok Arakanlı Müslüman kardeşimiz Bangladeş'e sığınmış durumda. Bugün itibarıyla Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi de Bangladeş'e geçmek suretiyle Arakan'daki zulümden kaçan Müslüman kardeşlerimizle orada sıcak temas sağlayacak. Gıda, ilaç temini sağlamak suretiyle yüz bin civarında Arakanlı Müslümanlar'ın ihtiyaçları için yardımlar sağlamış olacak."
- "Bizi üzüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın bugün Bangladeş'e gideceğine dair soru üzerine Çavuşoğlu, "Doğrudur. Bangladeş'e TİKA Başkanımız, aynı şekilde Azerbaycan'dan da Sayın Dışişleri Bakanımızın oraya geçmesiyle beraber oradaki görüşmelerini, temaslarını ve yardım imkanlarını sağlamış olacaklar." karşılığını verdi.
Çavuşoğlu, yardımların ne kadar süreceğine yönelik soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
"İlk aşamada yapabileceklerimiz bunlar ama bizim bundan sonra sağlamış olduğumuz bu zemini muhafaza etmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın mevkidaşıyla yapmış olduğu görüşme neticesinde bu kapının açılmış olması çok önem verdiğimiz bir anahtardı. Ben öyle tahmin ediyorum ki sadece gıda yardımlarının ve diğer zorunlu ihtiyaçların ulaştırılması bakımından değil, bölgede bundan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın sürdürmüş olduğu bu etkili diplomasi neticesinde diğer sorunların da siyasi içerikli sorunların da çözüme kavuşması için ön ayak olacağını düşünüyorum. Çünkü yapılan telefon görüşmesinde bahsedilen konulara baktığınız zaman hem terörist gruplara hem insani duruma hem de bölgeye, geleceğe ilişkin atıf var. Dolayısıyla bu bir anahtardı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etkili görüşmelerinin ardından diğer ülkelerin, uluslararası platformlarının da devreye gireceğini yönelik düşüncesini aktaran Çavuşoğlu, uluslararası kuruluşların insan haklarına yönelik her türlü ihlalin ardından rol alması gerektiğini vurguladı. Çavuşoğlu, "Maalesef bölgeye, zulüm görenlere göre değişen bir çifte standartlı yaklaşım söz konusu oluyor. Bu bizi üzüyor." diye konuştu.
- "Tarihimizden ve geleneksel kodlarımızdan tevarüs ettiğimiz değerlerimiz"
Devasa ekonomiye sahip devletlerin varlığına değinen Çavuşoğlu, milli gelirini oranla Türkiye'nin en cömert ülke olduğunu, devasa ekonomideki devletlerin bu konularda rol almadığı, elini taşın altına koymadığını vurguladı. Bu durumu, insanlık ve gelecek adına düşündürücü olarak nitelendiren Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Biz ne olursa olsun Hakk'tan, hakikatten ayrılmayacağız. Bugün Haiti'de bir deprem yaşanıyorsa mutlaka orada olacağız. Açe'de bir deprem yaşanıyorsa orada olacağız. Filistin'de, Gazze'de kardeşlerimiz bir mağduriyet hissediyorsa orada olacağız. Çünkü insanlık adına yola çıkmış olmak ve mağdur ve mazlumların mağduriyetlerinin giderilmesi adına yola çıkmış olmak bizim tarihimizden ve geleneksel kodlarımızdan tevarüs ettiğimiz değerlerimizdir. Onun için bunu yapmaya devam edeceğiz. Suriyeliler için de aynı şey geçerli."
Çavuşoğlu, Myanmar'ın mesafesinin uzak ancak gönüllere yakın olduğuna vurgu yaparak, şu görüşlerini aktardı:
"Arakanlı Müslüman kardeşlerimiz, tarihten bu yana bize yardımlarının bir şekilde ulaştığı insanlarımızdan ibaret buradaki topluluk. 1897'de yaşanan Yunan Savaşı'nda, akabinde Balkan Savaşları'nda yine Hicaz demiryolu için yapılan yardımlarda Arakanlı Müslümanlardan bize önemli miktarda yardımların geldiğini görüyoruz. Hatta Hicaz demiryoluyla ilgili Arakan Müslümanların toplamış olduğu yardımların bize ulaşmasından sonra kendilerine 'Hicaz Madalyası' adı altında bir ödül de gönderilmiştir. Dolayısıyla bugün herkesin geçmiş tarihini birazcık daha iyi okumalarla değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye'nin oradaki varlığını, 'Neden Türkiye buraya yardım ediyor?' diye sorgulayanların anlayamayacakları türden şeyler bunlar. Çünkü tarihiyle kopuk, bağı olmayan, bu aidiyet hissini yaşamayan kimselerin bu değerlendirmeyi yapmasını beklemek hayalcilik olur. Geçmişten bu yana var olan bu bağımızı geleceğe dönük tekrardan sağlanması, teminat altına alınması gerekiyor. Biz bu noktada milletimize inanıyoruz."